Ama akıllı kadınlar, bunları erkeklerden istemeyip daha huzurlu ve saygılı bir ilişkiye sahip oluyorlar. Bakalım bu istekler neymiş?
Ondan sevdiği bir şeyi bırakmasını istemez.Sizinle daha çok vakit geçirsin diye sakın ondan işini ya da hobisini bırakmasını istemeyin.
Zeki bir kadın bunun onu mutsuz edeceğini bilir.
Bir arkadaşından ya da yakınından vazgeçsin diye zorlamaz.Sevmediğiniz bir arkadaşı ya da bir yakını olabilir. Ama bu sizin için onu bırakmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Bu konuda diretmek belki de sizden vazgeçmesi olasılığını doğurabilir. Aman dikkat...
Kendi sevdiği şeyleri ondan da yapmasını istemez.Dans etmeyi sevmiyorsa ve siz onunla salsa yapma hayalleri kuruyorsanız, o bunu kabul etmeyecektir ve sizin de ısrar etmeye hakkınız yok. Sizin sevmediğiniz bir şeyi size yaptırmaya çalıştığını düşünün. Hoşunuza gitmedi değil mi?
Belki de orta bir yol bulmak en iyisi!
Akıllı kadın kendine güvenlidir.Sürekli ilgi istemez.
Size istediğinde ilgi gösterebilir ama sürekli ilgi göstermek zorunda değil. İlgi göstermemeli demiyorum tabii. Ama sürekli de fazla değil mi?
Hadi ama bebek değiliz sonuçta.
Başka birisine dönüşmesini istemez.Bir erkek bir kadından kendisini olduğu gibi sevmesini bekler. Gerçekten de her şeyini değiştirmeye çalışıyorsanız onu gerçekten sevmiyorsunuzdur. İki tarafa da yazık sonuçta.
Başka hiçbir kadını görmezden gelmesini beklemez.O size bakıyor, siz ona bakıyorsanız ve bu gerçek aşk doluysa boşverin ya, başka kadınlara baksa ne olur, bakmasa ne olur. Akıllı kadın, boş kıskançlıklarla ilişkisini yıpratmaz.
Ona güvenir.Kadın ve erkek arasındaki ilişki güven üzerine dayanmışsa, telefonlar karıştırılmaz ya da Instagram, Facebook şifreleri alınmaz. Bu tarz şeyler yetişkin birine göre çocuk işidir. Bu tür şeyleri yapmaya hakkı yoktur kimsenin.
İlişkinizde huzuru ve uyumu garantilemek istiyorsanız, her zaman orta yolu bulmaya çalışın ve iki tarafın da bazen anlayışlı olması gerektiğini unutmayın. Saygı, anlayış, empati, sabır, içtenlik şart.
KEKEME
İki adam yolda gidiyormuş. Biri kekemeymiş.
Kekeme sormuş: Gö gö gördün mü?
Diğeri cevap vermiş: Neyi...
Kekeme: Şahahane bibir aaraba gegegeçti.
Adam sinirlenmiş tabii. Biraz sonra kekeme tekrar sormuş: Gögögördün mü?
Diğeri cevap vermiş: Neyi?
Kekeme: Şahahane bibir kakadın gegegeçti.
Adam iyice sinirlenmiş (O konuşana kadar geçmiyor ben konuşana kadar geçiyor diye)...
Sonra yine sormuş kekeme: Gögögördün mü?
Adam kızgın: Gördüm ulan gördüm.
Kekeme: Gögögördüyseen neneden bookaa babastın...
OYUN
İşadamı tıraş olurken, bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.
Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler.
Berber, işadamının kulağına fısıldar:
- Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir!
Bak; dikkat et şimdi...
Berber çocuğa seslenir:
- Ali, buraya gel!
Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, "Bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar:
- Hangisini istiyorsan alabilirsin?
Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.
Berber işadamına döner ve gülerek, "Gördün mü? Sana söylemiştim" der.
Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür.
Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar. Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:
- Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!
