Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 23 Ağustos 2017

Karşı cinse hayran olmanın getirdiği yükler

Bir kıza hayran olursanız ne mi olur?
O bir anda sizin hayatınızın ortasına yerleşen ilham periniz olur. Bir iş mi yapacaksınız o anda aklınıza o gelir ve onla başlarsınız işe. İş sanki o var diye daha bir güzel gelir gözünüze.
Hani hepimiz güne gözümüzü açarak başlıyoruz ya...
He işte siz o gözünüzü açmayı güne başlamak için değil de ondan mesaj var mı diye bakmak için kullanırsınız. Sırf ondan gelen bir şey var mı görebilmek için.
Yeni tanıştığınız bir insanın dediği bir şey hani sizi çok etkiler ya sizinle aynı fikri paylaşıyor diye..
Bir insan düşünün abi her cümlesinde sizi şaşırtan her cümlesinde kendisine olan hayranlığınızı kat kat arttıran siz bu insanın nasıl etkisi altında kalmayasınız nasıl ona şiirler sözler yazmayasınız peki...
Hani böyle siz hep cool ağır takılırsınız ya...
İşte bir anda o kişi için Mecnun kesilirsiniz o cool tavırlar gider yerine şiirler sözler gelir. Bir anda sanki bütün şairler, söz yazarları siz ona duyduğunuz hayranlığı anlatabilin diye bu dünyaya gelmiş gibi bakarsınız çevrenize. Ve her seferinde bu bile yakışmadı ona dersiniz sanki ondan daha iyi bir cümle söyleseniz yine aynı sözleri tekrar edeceğinizi bilmiyormuş gibi..
Her gece dışarı çıkarsınız gökyüzünü görebileceğiniz bir yer bulup ayı seyredebilmek için.
Neden mi çünkü yüzünü aya benzetirsiniz hiç görmeseniz bile. Sanki ayın görmediğiniz tarafında onun yüzünü resmetmişler ama gıcıklık ya dönmeyecek işte sizden tarafa.
Sırf onu görebilme umuduyla ayın bütün evrelerine şahit olursunuz.
Ve abi o gülsün istersiniz ne olursa olsun ama o gülsün. Sanki o gülse dünya daha güzel bir yer olacak sanırsınız.
Sanki o gülse hava daha güzel olacak, her taraf çiçeklerle dolacak, mevsim birden bahar olacak, insanlar daha mutlu olacak diye düşünürsünüz. Bir gün bakarsınız abi o gülmeye başlar sonrasında olacak tek değişimse sizde olur. Eğer sizleyken gülüyorsa mutluluktan, siz yanınızda yokken gülüyorsa başta yaşayacağınız hüzün ve ardından gelecek olsun yinede mutlu düşüncesiyle dolacak gözlerinizle yine ona bakakalırsınız abi. Bu da böyle bir deneyimimdir işte. Hadi eyvallah bir abimizin dediği gibi "Kötü adam kaçar.." kizlarsoruyor.com/ DeneyimliAbi

​KÖPRÜ
Temel İstanbul boğazında tekneyle turist gezdiriyormuş. Bir gün bir Amerikalı'yı almış, başlamışlar tura. Adam bir saray görüp sormus:
- Bu ne kadar zamanda yapıldı?
Temel:
- 10 yılda demiş.
Adam:
- Yazık, bizde olsa 5 yılda biterdi.
Derken bir cami görüp sormus:
- Bu ne kadar zamanda yapıldı?
Temel:
- 5 yılda demiş.
Adam tekrar:
- Yazık, bizde olsa 2 yılda biterdi demiş.
Temel sinirlenmeye başlamış. Bir tarihi yapı daha görmüşler, turist tekrar sormus, Temel:
- 2 yılda demiş.
Adam:
- Vah vah! bizde olsa 1 yılda biterdi demiş. Derken tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına gelmişler. Amerikalı köprüyü göstererek tekrar sormus:
- Peki bu ne kadar zamanda yapıldı?.
İyice sinirlenen Temel cevabı yapıştırmış:
- Hangisi? Bu mu? Bilmem, vallaha dün burada yoktu!!!...

​TİLKİ
Düğün gecesi kayınpeder damatla dalga geçiyormuş:
- Bakalım demiş, - Aslanlar gibi gerdeğe bu gece mi gireceksin yoksa fareler gibi ertesi geceyi mi bekleyeceksin?
Damat sırıtarak cevap vermiş:
- Ben tilki gibiyimdir efendim, dün gece girdim ...

​UZAY KONFERANSI
Çeşitli milletlerden temsilciler, uzay konferansında buluşmuşlar. Bizim Türkiye'yi de Temel temsil ediyormuş.
Konferansa katılan ülkelerin temsilcileri uzaya yolculuk hakkında ülkelerinin çalışmalarını anlatıyorlarmış. İşte: "Biz Mars'a gidicez","Biz Satürn'de hayat kuracağız" "ayla dünya arasında seferler yapacağız" gibi, herkes tek tek çıkıp anlatıyormuş.
Yanlız bizim Temel sus pus, ne anlatsın.
En sonunda konferans üyeleri durumu fark edip Temel'e sormuşlar: "Siz Türkiye olarak çalışmalarınız nedir?" Bizim Temel'de hiçbir şey dememektense bir şeyler uydurayım diye düşünmüş ve:
"Biz çalışmalarımızı sürdürüyik, güneşe gieceğuz" demiş. Hemen üyeler şaşkın bir vaziyette hep bir ağızdan: "Olur mu öyle şey yanarsınız, manyak mısınız siz?"gibisinden laflar etmişler.
Bizim Temel de cevap vermiş: "O kadar enayü değülüz uşağum, biz güneşe akşam üstü serinliğinde gideceğuz." demiş...

AlkışlıYorum
Otobüs tıklım tıklım. Değil nefes almaya, düşünmeye yer yok. Otobüsün dışında kalmış sinirli bir abi "Kardeşim arkalar bomboş yürüsenizee!" diye gerilim veriyor. İkiydi üçtü derken dayanamayıp "Ya evet bomboş! Biz de salıncak kurduk sallanıyoruz zaten!" diye çıkışıyorum. "Bekle sallamaya geliyorum" cümlesini duyduktan hemen sonra İvan Drago gibi bir insan azmanı "Kim lan o?" diye camlara vurmaya başlıyor. Etrafımdaki herkes bir adama bir de acıma duygusuyla bana bakarken şöför usulca kapıyı kapatıp "Neyse, başka sefer sallarsın" deyip gaza basıyor. İyi ki de basıyor...