Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 16 Ağustos 2017

25 yaşına geldiği halde hayatta hiçbir şeyi başaramamış erkek modelleri...

Bir erkek 22 yaşında üniversiteyi bitiriyor.
Hayatını güzelleştirmesi için önünde koca bir 3 sene var. Bu sene zarfında da bir şeyler başaramazsa 25-30 yaş arasındaki en verimli dönemini boşa geçirmiş oluyor. Bunlardan daha da hayır gelmez!
25 yaşına gelip hala anne babasıyla aynı evde yaşayan erkek...
Analarının dizinin dibinden ayrılamayan kuzulardır. Ya da paraları yoktur gariplerin.
25 yaşına gelip hala asgari ücretle çalışan erkek...
Yahu, hadi bir iki sene çalıştın diyelim. Hiç mi yükselemedin işinde? Hiç mi bir şeyler başarıp zam alamadın?
25 yaşına gelip 5000 liranın altında maaş alan erkek...
Bunlarla çıkıp bir yerlerde gezemezsin, eğlenemezsin. Paraları biter.
25 yaşında gelip bir arabaya sahip olamamış erkek...
Sen onca sene ne yaptın diye sorarlar adama. Vosvosla mı yoksa otobüsle mi gezdireceksin beni?
25 yaşında olduğu halde hala sağlam bir kariyer sahibi olmamış erkek...
Asgari ücretle sabah 8 akşam 9 çalışır.
Bununla da övünür.
25 yaşında olduğu halde hala parti verecek bir yatı bile olmayan erkek...
Bunu anca Üsküdar-Eminönü vapuru paklar. Sevgilisini de 10 liralık Boğaz turlarına götürür.
25 yaşına geldiği halde hala KPSS'den atama bekleyen erkek...
Girmişsin birkaç kez, olmamış. Daha ne diye kasıyorsun? Git hayatını düzene sokup güzelleştirecek bir iş bul.
25 yaşına geldiği halde hala babasının sözünden çıkmayan erkek...
Dayak yemekten korkar büyük ihtimalle.
25 yaşında olmasına rağmen evlenip yuva kurma hayali olan erkek...
Yahu onu biz yaparız. Sana ne oluyor?
25 yaşında olmasına rağmen internetten ne zaman emekli olacağını hesaplayan erkek...
Bu otuz sene uyusun emekli olduğunda da uyansın. Ümitsiz vaka.
25 yaşına gelmesine rağmen sevgilisine 15-20 bin lira arası bir pırlanta yüzük alamayan erkek...
Hani en pahalısından istesek neyse de, o kadar da pahalı değil bu istek. Bir erkek bunu bile yapamıyorsa ne diye ortalıkta dolaşır ki...
25 yaşında olmasına rağmen sevgilisini hala kebapçılara götüren erkek...
Lüks lokantalara götürecek meteliği yoktur. Zaten kebapçının parasını da cebindekiyle değil, işyerinden verilen yemek fişleriyle öder. O fişler sayfa sayfa çıkar, yırtılır. Ayy, rezillik...

KOCASINI SATIŞA ÇIKARDI

Teresa Turner'ın yüksek seslere dayanamama, çok rahatsız olma olarak adlandırılan 'Mizofoni' rahatsızlığı vardı. Teresa, insanların yüksek sesle yemek yemelerine dayanamıyordu.
Kocası da onun üzerine gitmek için, yemek yerken yüksek sesler çıkaran birinin videosunu defalarca izletmeye başladı.
"Böyle bir video buldum, Teresa durdurmamı söyledi. Videoyu defalarca izletmeye başladım.
Üst kata çıktı, sonra da satış yapılan bir Facebook sayfasına ileti yazarak satışa çıkarıldığımı gördüm" dedi. Teresa, kocasının bir fotoğrafını paylaşarak, iyi özelliklerini vurguladığı cümleleri sıralamıştı. "Sinirlerimi bozmasına daha fazla izin vermeyeceğim, 33 yaşında bir kocam var. Para istemiyorum, tamamen bedava. Ev ve tuvalet eğitimini tamamlamış, birinci sınıf" ifadelerini kullandı. Fakat Teresa bunları sempatik bir dille yazıp, kocasının canını sıktığını, insanların da bunun bir şaka olduğunu anlayacağını düşünürken, 1 saat içinde paylaşımının altına çoğu da bekar kadından, Rob'u almaktan mutlu olacağını söyleyen 300'den fazla teklif gelmeye başladı.

MASAL
Adamın biri kitapçıya gider ve tezgahtara, "Evin reisi erkektir adlı kitap varmı?" diye sorar.
Tezgahtar: "Maalesef beyefendi masal kitabı satmıyoruz."

DİRİLİŞ
60, 70 yaşında olduğu halde henüz 20 yaşında olduğunu söyleyen bir kadın, bir toplantıda tanınmış bir profesöre sordu.
- Sayın profesör, merak ediyorum doğrusu, acaba yeniden diriliş diye bir şey var mı? İnanıyor musunuz?
-Elbette... Hiç şüphem yok... Bakın siz 30 yaşında olduğunuz halde 60, 70 yıl önceki olayları adeta yaşamış gibi mükemmel bir şekilde hatırlıyorsunuz...

AlkışlıYorum
Temizlik elemanı olarak çalışan personelimiz, merdivenin üzerine çıkmış halde binanın camlarını silerken, cam bezi yere düşer. Personel, karşıdan yine kendisi gibi temizlikle görevli arkadaşının geldiğini zannederek seslenir: "Ver şunu bakem bi, bi işe yara işee..." Sayın kaymakamımız cam bezini gülümseyerek kendisine uzatır. Personelimiz o günden beri mağmada, çıkamıyor bir türlü.