5-60 saniye: Eğer bir insan mesajlarınıza anında geri dönüş yapıyorsa ya siz ya da mesajınız onun için fazlasıyla anlamlı diye düşünebilirsiniz. 5-15 dakika: Mesajınıza 5-15 dakika arası cevap veren bir insan sizi önemsiyordur. Hatta bir dakika içinde cevap veren birinden bile daha fazla önemsiyor olabilir. Çünkü yazacağı şeyi iyi-kötü düşündüğünü varsayabilirsiniz. İletişim konusunda özenli ve dikkatli biriyle karşı karşıya olduğunuzu hiç çekinmeden söyleyebiliriz. Yarım saat: Muhtemelen mesajınızı ilettiğiniz insanın size cevap vermeden önce halletmesi gereken bir takım işleri vardır. Kendisine biraz zaman tanıyın. Yarım saat içinde sizi ziyadesiyle tatmin eden bir cevap gelir. 1 saat: 1 saat içinde cevap alamadıysanız önemsenmediğinizi düşünmeyin. En azından hemen düşünmeyin. Mesaj attığınız kişi film veya izliyordur. Ya da dikkatinin dağılmasını istemediği bir işle meşgul de olabilir. 2-3 saat: Bu zaman aralığı, aşağı yukarı cevapsız çağrıların fark edildiği ve geri dönüş yapıldığı aralıktır. Özellikle arayan kişi bir aile ferdiyse :) Mesajlarınıza iki-üç saat içinde geri dönen bir insan sizi önesiyor diyebiliriz. 4-11 saat arası: Mesajlarınıza 4-11 saat arası cevap veren biri için de önemlisiniz. Yalnız, moralinizi bozmak gibi olmasın, uzun süre susuz kalınca hatırlanan bir bardak su ya da aç kalınca akla gelen yemek kadar önemlisiniz. 12+ saat: Cevap almanız yarım günü geçti mi? Yani tamamen önemsiz değilsiniz ama çok mesaj attığınız kişinin çok önemsediği biri de sayılmazsınız. Bir tam gün: Eğer mesaj attığınız kişi telefonundan bir gün boyunca uzak kalmadıysa onun için öncelik olmadığınız garanti. İki gün: Cevap beklediğiniz kişinin öncelik sıralamasında ne kadar düşük bir yerde olduğunuzu dilerseniz biz söylemeyelim :) Bir hafta: Tembel insanlar genellikle kirli bulaşıkları bir hafta bekletirler. Bulaşıkları yıkamalarının nedeni de genellikle size cevap verme motivasyonlarıyla aynıdır: "Bir ara ihtiyacı olabilir" 2-3 hafta: Öncelikle değer verildiğiniz bir ilişkinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir kitap ya da kaynak bulun. Kitabı bir güzel paketleyin ve cevap beklediğiniz arkadaşınıza kargolayın. Kitabın arkadaşınıza ulaştığına emin olduktan sonra bir mesaja cevap vermenin 2-3 haftayı bulmasının küfür etmekten beter olduğunu arkadaşınızın yüzüne vuran bir mesaj atın. Bir veya daha fazlaay!: İsterseniz "mesajını şimdi gördüm" yalanına inanabilirsiniz. Hiçkimse iletişimi koparmak istemediği bir insanın mesajını bir ay sonra görmez. Tabii bu bir ay içinde ya da daha sonra arkadaşınızla sokakta karşılaşabilirsiniz ve size muhtemelen "of geçen gönderdiğin mesaja dönüş yapmayı unuttuğumu senin görünce hatırladım" benzeri bir cümle kuracak. Bu insan için ne kadar önemli olduğunuzu şu sözlerle açıklıyor ve arkadaşlığınızı bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ediyoruz: İnternette gezinirken gördüğünüz bir reklam bannerından daha önemli değilsiniz. Orada olduğunuzu görüyor, biraz merak da ediyor ama olmasanız da olur.TÜRKİYE'NİN İLKLERİ
Her yerde bulamayacağınız bu bilgileri öğrendiğinizde gerçekten çok şaşıracaksınız, ülkemizin ilklerini öğrenmeye hazır olun.
Türkiye'nin İlk Camisi Habib-i Neccar 636 yılında Antakya'da inşaa edilmiştir. Türkiye'nin İlk Futbol Kulübü Black Stocking Football Club 1896 yılında kurulmuş daha sonra aynı ekip Fenerbahçe futbol Kulübü'nü kurmuştur. Türkiye'nin İlk Cep Telefonu Motorola marka cep telefonu ile 1994 yılında Tansu Çiller Süleyman Demirel'i aramıştır. Türkiye'nin İlk İş Kadını Arife Hanım 1884 yılında Türkiye'de dergi çıkarmıştır. Türkiye'nin İlk Kadın Futbol Takımı Türkiye'nin ilk kadın futbol takımı 1971 yılında kurulmuştur. Türkiye'nin İlk Televizyon Yayını Türkiye'de ilk televizyon yayını 1968 yılında TRT tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin İlk Bayrağı Bilinen en eski Türk Bayrağı 1389 yılında 1.Kosova savaşından sonra ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin İlk Hemşiresi İlk türk Hemşiresi 1912 yılında hemşirelik mesleği ile bizi tanıştıran Safiye Hüseyin'dir Türkiye'ye Gelen İlk Otomobil Türkiye'ye ilk otomobil 1895 yılında 3 sandık halinde gelmiştir.İYİ HABER
Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken, bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca:
- "Size bir kötü bir de iyi haberim var" demiş. "Hangisi ile başlayayım?" - "İyi olanla" demiş yolcular...
- "11 dalda oscar kazanacağız..."
AlkışlıYorum
Eğer hapşırıken aynı zamanda öksürebilen, bir yandan da gaz çıkarabilen, üstelik tüm bunları kulağını karıştırırken yapabilen tanıdıklarınız varsa kankamla tanıştırmak istiyorum.
