* Çekilen fotoğraflara bakarken gözün ilk iş kafanın üstüne doğru kayması.
* Uzun ya da sık saçlı birisini görünce bünyeyi kaplayan kıskançlık. "Neden ben Allahım, neden ben!" isyanı.
* Kapalı mekanlarda bile şapkasını çıkarmayan birini görünce durumu hemen anlamak.
* Kışın kafanın tepesinin üşüdüğü zamanlarda aniden gelen "Ben bir kelim" hissi.
* Eski fotoğraflara bakınca bünyeyi kaplayan hüzün. "Gözümde canlanır koskoca mazi..." hissi.
* Düzenli aralıklarla saç ektirme konusunu gugıllama, fiyatlarına göz atma.
* Saç ektirmiş bir tanıdığı görünce hissedilen aldatılmışlık duygusu.
* Gazetelerde, dergilerde çıkan "Kelliğe çare bulundu" haberlerini her seferinde büyük bir ümitle tıklamak.
* Tıp bilimine gönül koymak.
* Henüz gerçek bir kel olmadan ama acı son yaklaşırken saça istenen modelin verilememeye başladığı o buruk zamanlar.
* Berberin artık "Nasıl olsun" sorusunu sormamaya başlaması.
* Ara sıra yoklayan "Sıfıra mı vurdursam acaba" düşüncesi.
* Kel erkekleri daha seksi bulduğunu söylene ünlü kadınların röportajlarını okurken buruk bir şekilde gülümsemek.
* Kel ve yakışıklı ünlü görünce hafif ve geçici bir rahatlama duygusuna kapılmak.
* Bazen saçsız olduğunu unutup aynada kendini görünce bir anda kellikle yüzleşmek ve kendine yabancılaşmak.
* İçinde 'kel' kelimesi geçen atasözlerin ya da deyimler yanında zikredilince gelen hoşnutsuzluk.
* Baba kelse aktardığı o gözü çıkmayasıca genler yüzünden içten içe ona kızıyor olmak.
* Hele kel kafaya şakasına atılan şaplak, hele "Çat çat çat, kel Behzat" şakaları...
* Plajda güneş kremini artık kafanın tepesine de sürmek gerektiğinin fark edildiği o an!
* Keltoş kelimesine karşı aşırı hassasiyet.
* Saç kurutma makinesi, tarak, jöle gibi şeyleri görünce gelen mutsuzluk.
onedio.com
GÖKDELEN
Temel 60 katlı bir gökdelenden aşağıya düşer. 50-40-20-10-5-4-3-2 derken 1. kata geldiğinde aklından şu geçer;
– ''Allahım sana şükürler olsun. Bu kata kadar ölmeden geldiysem zaten 1. kattan düşsem de ölmem..''
CEKET
Temel ceketini arar arar ama bir türlü bulamaz. Sonra gider ve arkadaşı Dursun'a sorar:
-Haçan benum ceketumi gördun mi?
Dursun kahkaha atarak cevap verir:
-Ee üstünde ya. Bunun üzerine Temel şöyle cevap verir:
-Teşekkür ederum Dursun sen söylemesudun habu soğukta ceketumi giymeden çıkıp donacağdum.
AlkışlıYorum
2005 yılında bir Cumartesi günü evlendik, Salı günü balayı için sabah erken kalkacağız, hava alanına yetişeceğiz. Kocam kalktı kendi eşyasına ütü yapacak, ben yataktayım. Bir ara baktım, benim eteğimi ütülüyor ama kendi kendine de söyleniyor: "Olmaz ya, olmaz daha ilk günden alıştırmayayım..."
