♦ Hoşgeldin Sürprizi Yapan Komşular
Çayını, böreğini, tatlısını da birlikte getirip yeni taşındığınız eve "hoşgeldin sürprizi" yapan komşular. Daha yeni taşınmış eşyaları yerleştirmişsinizdir, tam da artık rahat bir nefes alıp dinlenebilirim derken kapı çalar ve karşınızda bir düzine insan. Kulağa hiç hoş gelmiyor...
♦ Her Gün Yemek Getiren Komşu
İlk dönemlerde kulağa tatlı gelebilir. Sonuçta bedavadan yemekler geliyor. Ama bir süre sonra yemek istediğiniz yiyecekler yerine komşunun getirdiklerini yemeye çalıştığınızda bu iş artık zulme dönüşüyor. Reddedemiyorsunuz da ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Güzel yemeklerin gelmesine dua etmekten başka çareniz yok...
♦ Sizi "Haftalık Etkinliğe" Çağıran Komşular
Genelde 45-50 yaş üzeri bu komşu tipleri ise genelde haftasonları, özellikle de pazar günleri rahat bir nefes almak istediğiniz zaman toplu halde kapınızı çalar ve emrivaki ile sizi de gittikleri yere götürürler. Bundan da büyük haz duyar, sizin de mutlu olduğunuzu düşünürler. "Belgrat Ormanı'nda huzurlu bir yürüyüşe ne dersin? Temiz hava oksijen, mis gibi..." Hafta içi yeyin, yeyin haftasonu yürüyüşle kiloları eritmeye çalışın. Yok öyle bi dünya...
♦ Evcil Hayvanı Olan Komşu
Müstakil evdeyseniz, arada sizin bahçenizi işgal eder, çimlerinizin üstüne tuvaletini yapar, belki birkaç bir şeyinizi devirir. Yani müstakil evdeyseniz durum düşündüğünüz gibi vahim olmayabilir.
Ancak bir apartman dairesinde yaşıyorsanız ve üst kat komşunuzun evcil hayvanı varsa işte zulüm o zaman başlıyor. Maddi bir kaybınız olmayabilir belki ama manevi yönden biteceğinize emin olabilirsiniz. Üst katınızda gecenin 3'ünde koşturan bir köpek? Veya havlayan...
♦ Sizi Ortama Sokmaya Çalışan Komşu
Yeni taşındığınız yerde kimseyi tanımıyorsunuz ve bir anda kapı çalıyor. Evet karşınızda "ortamcı" komşunuz. Belki de binlerce arkadaşı var ama bir yenisiyle daha tanışmayı istiyor.
Evet o sizsiniz. Sizi alacak ve hiç bilmediğiniz mekanlara götürecek, hiç bilmediğiniz insanlarla tanıştıracak... Eğer siz de onun gibiyseniz sevinebilirsiniz, yok değilseniz...
♦ Tamirci Komşu
Yaz, kış, hafta içi, hafta sonu, sabah, gece... Hiç farketmez onun için. Elinde çekiç, vida olmadan duramaz, sürekli bir yerleri tamir etmeye çalışır.
O çekiç seslerine alışamazsınız, alışmış numarası yapar kendinizi kandırırsınız...
♦ Dedikoducu Komşular
Tüm apartmanı, tüm mahalleyi hatta tüm şehri birbirine katma, birbirine düşürme potansiyeline sahiptirler. Herkesi birbirine karşı doldurur, birbirine fişler ve bundan da büyük haz duyarlar.
3 veya 5 kişi arasında değişirler. Oldukça uzak durup, oldukça az diyaloğa girmek gerekir.
♦ Sürekli Acı Çeken Komşu
Genelde genç kadın komşular bu özelliğe sıkça uymaktadır. Çok fazla acı çekerler, çok fazla melankolik ve pessimist karakterlerdir.
Yüksek sesle müzik açıp dinlemeleri yetmezmiş gibi, kendileri de söylemeye kalkışırlar. Bırak bari şarkıcı söylesin ya. Ve ardından gelen ağlama sesleri...
♦ Gbt'ci Komşu
Adın ne? Kaç yaşındasın? Nerede okuyorsun?
Anan baban kim? TC kimlik, aile sıra no... bunların hepsini istiyorum... Evet gerçekten son kısım hariç hepsini ister hatta daha fazlasını ister. Cevaplarını almadan da yakanızı bırakmaz. Verin kurtulun, verdikten sonra çok da zararlı değildir ancak ondan bir şeyler saklamaya çalışırsanız, sizi yavaş yavaş bitirme planları yapacaktır...
♦ Gizemli Komşu
Diğer komşular (özellikle yaşlılar) tarafından ismi sataniste çıkan bu komşu gizemli komşudur.
Kimseyle konuşmaz, kimse onu tanımaz. Tam bir sır perdesidir yani. Siz de böyle gizemli komşularla karşılaşırsanız pek bulaşmayın, belki gerçekten de satanisttir. :)
KIRMIZI IŞIK
Temel ile Dursun beraber araba almışlar.
Neyse bunlar trafik lambasına gelmişler, ışık kırmızıdaymış.
Temel Dursun'a:
- Ula ne güzel renk göreymisun Sonra yeşil olmuş. Dursun Temel'e:
- Ben bu rengi daha çok beğendim.
Sonra turuncu olmuş. İkisi de birden:
- İşte bu en güzelidir.
En sonunda tekrar kırmızı olmuş. Dursun Temel'e:
- Hadi sür, bunu daha öncede gördük, demiş.
EŞEK KAFASI
İstanbul'un taşı toprağı altındır diyerek memleketinden kalkıp gelen bir köylü, kuyumcu dükkanının vitrinini hayran hayran inceliyormuş.
Kuyumcu köylünün kıyafetinden dolayı birazda aşağılayarak:
"Ne bakıyorsun öyle hemşerim?" demiş.
Köylü:
"Hiç... Sizin dükkanda ne sattığınızı merak ettim." diye cevap vermiş.
Kuyumcu alay edercesine :
"Biz eşşek kafası satıyoruz." demiş.
Köylü: "Allah versin... İşleriniz iyi gidiyora benziyor" deyince...
Kuyumcu: "Nereden bildin iyi gittiğini?" diye sormuş.
Bunun üzerine köylü şöyle demiş:
"Baksana, koskoca dükkanda seninkinden başka kalmamış da ondan!"
AlkışlıYorum
Kocam yoldan hızla geçen motora bakıp iç çekerek, "Seninle evlenmeseydim bundan bir tane alacaktım." dedi. "O halde benim yerime her gün bu motora mı binecektin?" diye sorduğumda gülümseyip öptü. Çok romantiğiz vesselam.
