Sürekli Söylenmemek:
Her iki taraf da günün büyük bir bölümünü stres altında geçiriyor olabilir. Ancak temel olay beraber olduğunuz anlarda gerçekten birbirinin stresini atmaktır, daha çok stres katmak değil. Bu yüzden söylenmemek, bağırıp çağırmamak güzel bir başlangıç olur bunu gerçekleştirmek için. :)
Sevdiği Bir Aktivite de Beraber Vakit Geçirmek:
Yani nasıl ki sizin sevdiğiniz bir aktivitede bulunulmasını istiyorsanız sizin de aynı hassasiyeti göstermeniz, en azından bunun için çabalamanız, eğlenmiyorsanız da eğleniyormuş gibi görünmeniz erkekleri mutlu eder. Bunun da en önemli yeri işi abartmamaktır tabi. Yani sizin karşı cins, eşiniz veya sevgiliniz olduğunu unutmaması önemli erkekler için. :)
Yemek Yapabilmek:
Malum çoğu erkek parayı takıntı eder, bu yüzden de her gün dışarıdan yenmez tabi. Ama daha da önemlisi eşinin onun için yemek yapması, zahmet etmesi erkekleri yine mutlu eder. Tabi ki bu durumdan hep yemek yapın diye bir şey çıkarmamak gerek. Yok öyle bir şey hayat müşterek erkekler de yapacak paşa paşa o yemeği. Ya da bulaşıklar kaldı bize...
Duygusuz Davranmamak:
Erkekler her ne kadar içine atsa da kendilerinin duygularının, hareketlerinin önemsenmesini ister. Şefkatli yaklaşılmasını ister. Bu yüzden de karşı tarafın duygusuz olmaması gerekir. :)
Sürekli Telefonda Meşgul Etmemek:
Belki de en önemli husus budur. Yıllarca birlikte geçirdiğiniz hayat arkadaşınız saatte bir hala arıyor ve meşgul ediyor, darlıyorsa bu erkekleri mutsuz ediyor. İlk zamanlarda önemsendiğini anlamak hoş olsa da bu durum daha sonradan işkenceye dönüşebiliyor.
Şefkat Beklemek:
Maalesef erkeklerin de soyut da olsa "dönemleri" oluyor. :) Bu durumlarda şefkat ve ilgi isterler, eğer bu ilgi ve şefkat gelmezse durum çok daha kötüleşiyor maalesef. :)
Sürekli Ağlamamak:
Karşılarında sürekli ağlayan çok aşırı duygusal bir kadın görmek erkeklerin görmek isteyecekleri en son şeydir belki de. Ağlayın tabi ama her gün ağlamayın lütfen...
Bilgisayar ve Telefon Karıştırmamak:
Laptop'u gecenin bi vakti açıp kimlerle konuşmuş, hangi sitelere girmiş diye açıp bakan kadınlar güven sarsarlar. Sanki kiminle konuşacağız nereye gireceğiz arkadaş. Hayır girsek bunu öğrendiğinde ne olacak, ilişki kötüleşecek. Değer mi buna şimdi.
YANLIŞLIK
Aarhus'un içkili lokantasında vakit gece yarısına gelmişti.
Garsonlardan biri arkadaşına, "Şu ilerideki masada sızıp kalmış olan adama ne diye kalkıp gitmesini söylemiyorsun?
Dört kere uyandırdım, dördünde de başını dayayıp yeniden uykuya daldı" deyince, öteki kurnaz kurnaz güldü:
- Ne diye kalkıp gitmesini söyleyeyim.
Dört seferinde hesabı götürdüm, dördünde de itiraz etmeden ödedi!
ÇOCUK
Dedesi, torununu gezdiriyordu.
Önlerinden çok güzel bir otomobil geçti.
Dedesi:
- "Bak yavrum, 'düt düt' geçiyor".
Çocuk gayet sakin bir şekilde cevap verir:
- "Dedeciğim, o 'düt düt' dediğin; sekiz silindirli, otomatik vitesli, doksan sekiz model bir Mercedes'tir..."
AlkışlıYorum
Tuvalet kapısını açmaya çalıştım.
Açılmadı. İçeride birisi var diye düşündüm.
Döndüm yattım. Yatakta aklıma geldi.
Oteldeyim. Tek başımayım. Sonra yeniden kalktım. Sadece kapı kolunu çevirmem gerekiyormuş...
