Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 28 Haziran 2016

Peki diyen kadın

En son 1960'da falan görülmüş. Tabii biz görmedik yaşımız yetişmedi, büyüklerimiz anlattı. Demem o ki; varmış yani zamanında "Peki" diyen kadın... İşin şakasını bırakalım.
"Peki" kelimesi iyi mi yoksa kötü mü anlam içeriyor diye düşünürken, bir de bunun kadın ağzında dolananı vardır ki işte o işleri hepten sarpa sarıyor. Aslında "Peki" dedikten sonra iç sesiyle konuşma haline geçen kadındır.
"Peki"nin söyleniş tonuna göre bu anlaşılır zaten. Bunları şöyle örneklerle açıklayabiliriz.

MİSAL 1: Eğer; yalnız 'Peki' diyorsa trip yapıyordur.
- Biraz sesim yükseldi kusura bakma hayatım.
- Peki...

MİSAL 2: Bir işle uğraşırken sizin ona yaklaşıp yardımcı olmanızı sağlar.
- Bırak ben yapayım...
- Peki hayatım, nasıl istersen.
Burada hatun kişi bıyık altından gülmektedir.
Çünkü işi size yüklemek istemiştir. Aslında yapamayacağı bir işi denemeye çalışmış ama sizden bir hamle göremeyince vicdanınızı sızlatıp harekete geçmenizi sağlamıştır.

MİSAL 3: Tartışma yaşanırken bir anda "Peki" demesi her zaman işe yarar.
- O kızla ortak arkadaş ortamından tanıştım, valla bak. Mal bi kız zaten aşkım, ben seni seviyorum...
- İyi, peki. Kadının iç sesi: Peki dediğime bakma sen, burnundan fitil fitil getiricem ben bunları.
Unutmam da...

MİSAL 4: Peki öyle olsun. Bu cümlenin anlamı, 'Doğrusunu istersen ben istemiyorum ama neyse'dir. Konuyu kapatır ama eğer ters giden bir şeyler olursa "Ben sana dememiş miydim" ile başının etini yer kadın.

MİSAL 5: Eğer; peki canım, peki bebeğim, peki tatlım diyorsa anlayışlı kadındır.
Fakat kadınlar bir şeye peki diyorsa, mutlaka ona faydası olan bir şeydir.

MİSAL 6: Anlayışlı kadın olabilir. Çoğu zaman da alttan alan hatta fedakar olan kadındır. Kıymetini bilin. Genelde düşünceli ve hassastır. Yani kendisine bir yamuk yaptığınızda da bu kadar düşünceli ve hassas olur. Varın gerisini siz anlayın.

MİSAL 7: Eğer bir kadın "Peki" ile soru cümlesine başlıyorsa, işin zor. Size hiç çalışmadığınız yerlerden soru sormaya çalışıyordur.


PAZARTESİ SENDROMUNA BİR DE BÖYLE BAKIN
06.30-09.00 Arası: Yoğun geçen cumartesi pazardan sonra geç yatmışız, yarı açılmış gözlerle çalan alarma hepimizin bakışı.
Pazartesi sabah işe gitmeden halimiz.

09.30-12.00 Arası: İşe gelindi artık. Ancak, sabah çayı/kahvesi içilmesine rağmen hala kendine gelinememiş. Anlatılanlara boş gözlerle bakılıyor. Hepimiz bu anı yakından tanıyoruz sanki.

Saat 12.00-13.30 arası: Nihayet öğle tatili saati geldi. Biraz nefes alınsa da daha çok var mesai bitimine 14.00-17.00 arası. Bu mesai bitmez. Bitse de gitsek hemen yatsak hali.

17.30-18.00 arası: Hadi artık ne olur durumu

Gece 01.00-...: Bir önceki gecenin uykusuzluğu var ama, hala cumartesi-pazar etkisi ile uyumak ne mümkün, üstelik sabah ki bitkin halden eser yok.

SARIŞIN
Sarışın kadının biri süslenip püslenip sokağa çıkar. Yolda ilerlerken beyaz eşya satan bir dükkana girer. Havalı bir şekilde dükkanda biraz turladıktan sonra genç kasiyere yaklaşıp; "Şuradaki 37 ekran TV'nin fiyatını öğrenmek istiyorum" der.
Kasiyer, "Kusura bakmayın hanımefendi ama sarışınlara satış yapmıyoruz" der.
Bunun üzerine kadın sinirlenir ve dükkanı terk eder. Bir hafta sonra kadın saçlarını siyaha boyatır ve koyu bir makyaj yaparak kendini esmerleştirir. Aynı dükkana gene gelir. Dükkanı yine turlar ve kasiyere sorar:
- 37 ekran TV almak istiyorum.
Fiyatı ne durumda acaba? Kasiyer yine "Çok üzgünüm, sarışınlara satışımız yoktur" der.
Kadın bunu duyunca çok sinirlenir ve ayrıca kasiyerin kendisini nasıl tanıdığını çok merak eder.
Bu merakla sorar:
- Beyefendi bu gelişimde saçımı boyattım, makyajımı değiştirdim ama siz beni tanıdınız. Nasıl oldu bu?
Kasiyer cevap verir:
- Çok basit hanımefendi, o baktığınız 37 ekran TV değil, mikrodalga fırın...

AlkışlıYorum
Yaklaşık 1 ay kadar önce sevgilisi ve ailesiyle olan problemleri sonucunda yaklaşık 10 adet hap içmek suretiyle intihar bile edemeden, hatta midesini bile yıkamaya gerek duymadan taburcu edilen arkadaş grip olmuş. İşyerindeki şefinin yorumu: "Hapları peşin içti, bir şey olmaz ona. Geçsin çalışsın."