Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 5 Mayıs 2016

Bağlanmaktan korkanlar

Çocukluğunda, büyük çocuklar tarafından yastık savaşı yapılırken yorgan altına dürüm edilip, boğulma halleri geçirmişler içinde görülen bir korkma halidir.
Bunlar büyüyünce, karşı cinsin ay ay ay diye üstüne gelmeleri sırasında kalbinde hissettiği sıkışıklığı bu yorgan dürümü halindeki sıkışıklıkla karıştırırlar.
Bir boğulma hissiyatına girerler. Aslında genelleme olarak olay şu dur. İnsanlara bağlanma korkusu söz konusu ise, daha önce ilişkilerden ağzı yanmış insanların kapıldıkları korku türüdür. Daha önce olan bitenler bir film şeridi gibi gözlerin önünden geçer. Yok yok derler içlerinden, bir daha mı asla. Kadının yaşadığı hayal kırıklarının acısıyla, erkeğin yaşayabileceği hayalkırıklıklarının korkusuyla yaşamaya çalışmasıdır. Çocuğun bilinmeze, hayvanın terbiyeye direnişidir.
Eğer geçmişsiz yaşanabilseydi ve hep anda olunabilseydi, hiç kuşkusuz açık denizlere doğru daha kolay kulaç atabiliyor olurduk.
Birine bağlanmak, akabinde sorumluluk almayı da getirir. Her şeyden önce emek ve fedakarlık ister bir ilişkiyi yürütmek.
Halbuki gerçekten sevse sevgilisini, bu fedakarlıklar ve emekler bir yük olmayacaktır omuzlarında. "Özgürlük" olarak nitelendirmeyecektir ondan ayrı kalmayı. Şöyle bir düşünüyorum da, çok eskiden insanlar sevdiklerinin ellerinden tutup sıkıntılarından bir nebze de olsa uzaklaşmayı hayal ederken, bir mektup yazmak ya da bir an için bile olsa yüzünü görmek bile onları çok mutlu edebilirdi.
Şimdi ise karşılarındakini bu tür bahanelerle kendilerinden uzaklaştırmayı ant içmiş gibi görünüyorlar.
Hele ki bu ülkede ergenliğinde 56k internet ile cebelleşmiş olan tüm gençlerin o civcüvv sesinden sonra gelebilecek olan sinsi "cık" sesinin duyulabilmesi endişesiyle yaşadıkları ve ilişkilerine yansıttıkları, akabinde her birinin birer ıssız adama dönüşmelerini sağlayan olgudur..
Aslında haklı bir korku bu. Sütten ağzı yanınca süt ve süt ürünlerini tümden bırakmak şeklinde kendini gösteriyor ama öyle de yaşanmıyor ki be ipiniz sağa sola bilinçsiz savrulurken. Tutunmak lazım oluyor bir yerlere. O zaman korkunuzu yeniyorsunuz işte.

AlkışlıYorum
Beşinci sınıfa geçti oğluşum, takdir almış, telefonda müjdeyi veriyor ve hemen ekliyor "Karne hediyesi ne alayım diye düşünme anne. Ben iki çekirdekli, çok kilobaytlı dizüstü istiyorum." "Peki," diyorum "Çekirdek alacağım sana, hem de taneyle değil, kiloyla! Otur dizüstü, balkonda çitle çitle bak etrafına."

CEZA
Bankamatik sırasındaydım. O sırada bir trafik polis otosu geldi. Banka önündeki park etmiş arabanın plakasını anons etti. Önümdeki şahıs para çektiğini, arabayı hemen çekeceğini işaretlerle polise anlatmaya çalıştı. Bir polis ortalığı yıkan anonsu patlattı: "Yüz lira fazladan çek, ceza yazdık!"

AlkışlıYorum
Bir alkış da, vejeteryan olduğunu restoranda garsona "Bana etsiz bir şeyler öner, çünkü otoburum" sözleriyle anlatmaya çalışan ailemizin güzel amcasına gelsin.