İşte size 50 önerilik bir reçete:
Anne olmak.
Aşık olmak.
Bütün bir günü sadece bakıma ayırmak.
Alışveriş yapmak.
Çok beğendiği elbiseyi, indirimde çok ucuza almak.
Doyasıya tatlı ve çikolata yemek.
Pazartesi işe gelmeden önce manikür ve pedikür yaptırmak.
Aylık kuaför macerasını tamamlamış, yepyeni bir renge ve kesime kavuşmuş olmak. Tüm bunları yaptıktan sonra herkesin "Çok yakışmış" demesi.
Cilt bakımı yaptırıp, siyah noktalardan kurtulmak.
Masaj yaptırmak, üzerine de bir güzel uyku çekmek.
Düzenli olarak yüz ve vücut kremi kullanmak.
Selülit kremlerinin işe yaradığını hissetmek.
Aldığı duş jelinin, şampuanın, kremin kokusunun güzel çıkması.
Banyodan sonra vücuda losyon sürüp mis gibi kokacak zaman bulmak.
Aldığı parfümün kalıcı olduğunu anlamak.
Uzun bir aradan sonra ağda yaptırmış olmak.
Sabah gözleri şiş uyanmamak.
Pedikürden yeni çıkmış ayaklarla büyük bir mağazaya gidip, bütün sandaletleri denemek.
Güzel bir kese, ardından uzun bir losyon uygulama seansından çıktıktan sonra pırıl pırıl vücuda tiril tiril askılı bir elbise geçirip, geceye açılmak.
Banyodan çıktıktan sonra yumuşacık ama gerçekten yumuşacık bir bornoza sarınıp bir fincan çay içmek.
Spora başlamak ve en önemlisi devam edip incelmek.
O fazla kiloları verdikten sonra ipli bikini almaya çıkmak.
DEVAMI YARIN
ALKIŞLIYORUM
Kocaman bir alkış da bilgisayara format atmayı, "bilgisayara forma takmak" olarak anlayan kız arkadaşa gelsin. Siz sormadan ben söyleyeyim; evet sarışın.
ERKEKLER NASIL YEMEK YAPAR
Bir tencere dolusu sıcak suya makarna poşetini boşaltıp maç seyretmeye başlıyoruz.
Maçın ilk yarısının ortalarına yaklaşınca kalkıp altını kapatıyoruz. Tencerenin içinden seçtiğimiz makarnayı fayansa doğru kavisli bir şekilde fırlatıyoruz. Yapışırsa pişmiş demektir. Devre arasında hala içinde su kaldıysa tencerenin kapağını kapatıp lavabodaki en kirli tabağın üzerine doğru döküyoruz. (o zaman hem tabak temizleniyor hem de makarnalar çatalla yenebiliyor) Üzerine ketçap döküp yiyoruz.
Not: Fayansa fırlattığınız makarnayı bir ara oradan alın. Sayıca fazlalaşınca bazen
hangisini fırlattığınız karışıyor.
KİM ERKEK
İki kişi karşılıklı sohbet ederlerken birisi dert yanmış:
- Ah, ahh halimiz ne olacak bilmem, bu çağda erkeklerle kadınları ayırt etmek mümkün olmuyor!
Bu sırada yanlarından bir şahıs geçmiş; şikayet eden yanlarından geçen şahsı işaret ederek:
- Bak şu gence! Saçları uzun olmasa erkek sanırdım vallahi, demiş.
Karşıdakinin kırılganlığı yüzünden okunur bir şekilde:
-Yahu o benim oğlum! diyerek sitem etmiş.
A aa, kusura bakmayın çok özür dilerim, sizin onun babası olduğunuzu bilmiyordum! diyerek mahcubiyetini dile getirmiş.
Karşısındaki iyice sinirlenerek:
- Vallahi hakaretin böylesini beklemezdim!
Ben onun annesiyim ya!
EN ZOR DİL
Yedi sekiz dil bilen bir bilgeye:
- Üstad! diye sormuşlar. Gerçek bir uzman olarak bütün dillerin özelliğini biliyorsunuz.
Söyler misiniz acaba, en anlaşılmaz dil hangisidir?
Bilge zat hiç düşünmeden cevap vermiş:
- Kadınların dili!
YURDUM İNSANI
Bankada sıra bekliyorum. Elektronik panolar bozuk olduğu için görevliler müşterileri, numaralarını sesli söyleyerek çağırıyor. Dolayısıyla insanlar numaramı duyamam da sıramı kaçırırım korkusuyla gişelere yanaştıkça yanaşıyor.
İşlem yapamaz hale gelen gişelerin önünü boşaltmakta aciz kalan yurdum güvenlik görevlisi feryadı basıyor: "Kardeşim, cennetin kapısı mı ki burası yüklendikçe yükleniyorsunuz. Geçin sıraya!"
GEOMETRİK PSİKOLOJİ
Matematik özürlü ablam kuzenime geometri çalıştırıyor: "Bak, sevgilinle her şey tıkırındayken oh kebap; 0 noktasındasın! Ama herif zamanla sapıtıyor ve senden artık hoşlanmadığını söylüyorsa, 45°. Seni artık sevmediğini söylüyor ve kaşı gözü oynamaya başlıyorsa, 90°. Senden artık nefret ettiğini söylüyorsa, açı tamamen zıttına yani 180° değişmiş demektir. Gün olur da bu şerefsiz, "Ben bir cahillik ettim!" der ve geri dönmek isterse, 0 noktasına yani başladığın noktaya geri dönersin; açı 360° değişmiş demektir. Ha affeder misin?
Onun geometri ile alakası yok, onu da psikoloji sınavında anlatırım.
KÖŞE VURUŞU
Aradığınız kişiye ulaşamıyorsanız sorun hatlarda değil, yediği haltlardadır.
