Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 5 Ekim 2015

Ülkelere göre örf ve adetler rehberi

Bir İtalyan dergisi, tatilini yurt dışında geçirecek olanlar için örf ve adetler rehberi yayınladı.
Üstelik ilginç bir uyarıyla: 'Ülkelerin inançlarına saygı göstermezseniz, dayak yiyebilir, hatta tutuklanabilirsiniz.' Kitapçıkta yer alan uyarılardan bazıları şöyle:

* Yunanistan'da sakın Türk kahvesi istemeyin. Çünkü Türk kahvesinin adı bu ülkede Yunan kahvesi olarak geçiyor.
* Nepal'de ayak üzerinden atlamayın. Kötülüğü simgeler.
* Şili'de lokantada ellerinizi karnınızın üzerine koymazsanız asla servis yapmazlar.
* Moğolistan'da ıslık çalmayın. Kötü ruhları davet etmiş olursunuz.
* Kolombiya'da gece sakın kırmızı ışıkta durmayın. Soyulursunuz.
* Hindistan'da sokakta tuvaletini yapanlara tepki göstermeyin.Yasaldır.
* Endonezya'da küçük çocukların başını okşamayın, yoksa zekaları gelişmez.
* ABD'de trafik polisi sizi durdurursa elleriniz direksiyon üzerinde put gibi bekleyin. Hareket ederseniz vurulabilirsiniz.
* Tibet'te çay bardağını iki elinizle avuçlamazsanız saygısızlık etmiş olursunuz.
* Japonya'da çatal-kaşık yerine kullanılan çubukları tabağa çapraz koymak hakarettir.
* Bahama Adaları'nda çiçekli etek giymek 'koca arıyorum' anlamına gelir.
* Bikini Adaları'nda bikini giymek yasaktır.
* Endonezya'da pazarlık sırasında satıcı parayı yere atarsa son fiyat anlamına gelir.
*
Nijeryalılar'a sırtınızı kremletmeyin. Onlara göre beyazların derisi yoktur.
* Rusya'da taksi şoförleri ile akademik bir tartışmaya girmeyin. Çoğu üniversite eski öğretim üyesidir.
*
Güzelliğiniz Panama'da size yüzde 20 indirim yapılmasını sağlar.
* Sumatra'da küçük çocukların resmini çekmek yasaktır. Dişlerinin gelişmesini önler inancı hakimdir.
* Japonya'ya sek* dergisi sokmak yasaktır.
* İskoçya'da içkiyi geri çevirmek hakarettir.
* İtalya'da otel odanıza giren hırsızı dövmek suçtur.

CENAZE ARABASI
Cenaze arabasının şöförü bir kıza seslenmiş.
- "Şiiiiiiişt kız gelsene arabayla gezelim."
Kız, "Hadi ordan be!" deyince adam cevabı yapıştırmış:
- "Sen ne diyon be millet bu arabaya binmek için ölüyo ölüyoooooo" :))

AYI
Yağmurlu, soğuk bir günde Amerika'da dünya polis teşkilatlarının yarışması vardır.
Yarışmada Amerikan polisleri, Alman polisleri, Rus polisleri, İtalyan polisleri ve Türk polisleri yarışmaktadır. Yarışmanın amacı ormanda bir fili hangi ülkenin polis teşkilatı daha az sürede yakalayacaktır. Yarışma başlar ve Alman polisleri ormana girer.
Aradan 30 dakika geçer ve Alman polisleri gelir. Sıra Rus polislerine gelir ve aynı şekilde ormana girerler. Aradan 15 dakika geçer ve Rus polisleri gelir. Amerikan polislerine sıra gelince üstün elektronik aletleriyle fili 10 dakikada ormandan çıkarırlar. Sıra gelir Türk polisine. Ormana girerler ve aradan 3 dakika geçer ve beraberinde de bir ayı getirirler. Bütün polis teşkilatları şaşkınlık içerisinde Türkler'e sorar; "Biz size fil dedik siz bize ayı getirmişsiniz." Türkler daha cevap vermeden ayı atılır söze, "Abi Allah belamı versin ki ben filim..."

VİTES KOLU
Temel arkadaşlarının tavsiyesi ile bir kamyon alır. Ehliyeti olmadığı için şoför tutar ve onunla tüm nakliye işlerini beraber yürütürler.
Bir gün yine Ankara-Elmadağ yokuşunu tırmanırken kamyonun vitesi şoförün elinde kalır. Şaşkınlıkla Temel'e dönüp vites kolunu gösterir. Temel de bilgiç bir edayla;
- Haçan olacağu buydu, alduğum cünden beri kurcalaysun...

EVLENMEDİK Kİ
Kadın: Evlendiğimiz zaman, senin bütün üzüntülerini ve sorunlarını paylaşmak istiyorum...
Adam: Çok tatlısın hayatım... Ama çok şükür, benim hiçbir üzüntüm ya da sorunum yok...
Kadın: Ama daha evlenmedik ki hayatım.

AlkışlıYorum
Merdiven boşluğuna bozuk turşuyu koyup, turşunun yayılan kokusu sebebiyle altı daireyi 'doğalgaz kaçağı var' diye korkutup aratan benim canım kayınvalidem olur.

KONFERANS
Profesör konferans salonuna gelmiş. Ön sırada oturan bir seyis dışında başka kimse yokmuş. Sunusunu aktarma hususunda bocalamış ve seyise sormuş: "Buradaki tek kişi sizsiniz. Size göre konuşmalı mı, yoksa konuşmamalı mıyım?" Seyis cevap vermiş: "Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan çok fazla anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim." Bu sözlerden pek etkilenen profesör konferansa başlamış. İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş. Konferansın arasında dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylayacağını düşünerek: "Konuşmayı nasıl buldun? Umarım sıkılmıyorsundur?" diye sormuş.
Seyis cevap vermiş: "Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Gene de eğer ahıra gelip biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım."