Tarihi 12 Eylül 2009

Sevgicik

Aşk hakkında, sevgi hakkında konuşan konuşana. Ahkam bile kesiyorlar yeri gelip. Aşk ki, dünyanın en çok ellenmiş hatta mıncıklanmış duygusu. Ofsayt kadar yoruma açık. Diploması da yok. Ondan sevgicikli ağızlarda sakız. Yazar, çizer gibi duygularıyla yaşayan ve bunları ifade etme konusunda birçoklarından avantajlı olanlara tanıdığı fırsata rağmen, kısmen köledir aşk. Ağzı olan konuşmuş, yüreği olan denemiştir onu. Varlığı sadece zannedilmiştir çoğu zaman.
Mesela kedilere dokunamayan biri, kedi seviyor olamazdır bazılarınca. Ya da evini canlı çiçeklerle süslemeyen biri doğa aşığı. İman gibidir, dışardan sezilmez sevgi. Yorumlanamaz. Yanlış anlaşılabilir veya anlaşılmayabilir. Yanıltabilir.

***

Estetik ve asalet sembolü atlar, gözlüklerini insanlara kaptırdıkları halde, boyun eğebilecek kadar ufuklu, tevazu sahibidirler. Buna karşın aşkın sevginin kaynağı sanılan insanoğlunun at gözlüklü halleri, sakızlardan çıkan falları, dergilerdeki kompozisyonları maddeselliğe adamıştır. Kalplere soğukluklar dadanmıştır.
Zamane sevmek, aslında sevdiğini sanmak. Herkes emin hislerinden ama bakıldığında görülüyor ki en ufak terslikte sorgulanabilecek hatta geçiverecek kadar tüketilebilir.

***

Gerçekler neden acıdır? Neden tatlı değildir? Belki aslında tatlıdır da kafamıza yatmadığından, çıkarlarımızı okşamadığından bize acı gelmektedir. Gerçeğin acısı, yalanın tatlısı kadar acıtmaz doğru insanları. Doğrudan gelen zarar yarardır kanılarınca. Yalanlarla sahteden dikleşmiş, boş kibirli omuzlar, doğruların cesur ağırlığıyla ezilmiş duruşlarla kıyaslandığında, galip sayılır sevgili mantıkta .
Atalarımız binlerce nasihati ders alalım diye miras bırakırken; bilgece "Bir musibet, bin nasihatten iyidir.'' de diyebilmişlerdir. Kendiyle çelişmek, kavgalar etmek, ukalalıktan, bencillikten korur bünyeyi. Kendine aşırı inancın altında güvensizlikler yatar. Bu güvensizlikler hop oturur hop kalkar. Sahibini yıpratırken, çevreyi bezdirir.
Herkesin sevdiği kitabı okumayı tercih etmek sürü psikolojisi olarak yorumlanabilecekken, herkesin okuduğu kitabı bu yüzden reddetmek, kendi kendine bir şeyleri kanıtlama savaşıdır. Sevememenin yansımasıdır. Sevememek bir özürdür. Sakatlıktır. Acı olan, tedavisi yoktur. Zaten sinsice gizlenir bünyede. Ondan fark edilmez, reddedilir.
Özür: Bir haftadır aldığım telefonlara cevaben, açıklama yapacağım sevgi çorbasının ardına. ÇARPIŞTIĞIM ADAMA HİÇBİRŞEY OLMADI. Kazayı anlatmışım anlatmışım sonunda ne olduğunu yazmamışım. Okuyanları merakta bırakmışım. Hamdolsun bir sakatlık, bir telafisizlik söz konusu olmadı. Hatta tanıştık hal hatır soracak duruma geldik. Rahat olun iyiyiz ikimizde:)
NOT: Ramazan onbir ayın sultanı değildir. Oniki ayın sultanıdır. Oniki aydan, sultan olanıdır. Kullanım mantıken hatalıdır, duyurulur. (Yirmi kişinin katıldığı yarışmanın birincisi, o yirmi kişinin birincisidir. Ondokuz kişinin birincisi değildir yani :)