Tarihi 29 Ağustos 2009

Ordan burdan

Hoş geldi ya şehri ramazan! Hayatımıza, gönlümüze, kalbimize hoş geldi! O kadar mutluyum ki! İnanılmaz özlemişim! Hem de bu yıl iyiden iyiye denenecek olmamıza rağmen özlemişim… Bir ay boyunca sıcakla, susuzlukla, kahvesizlik, çaysızlıkla mücadele edeceğiz. Sigara tiryakilerininse bildiğin anaları ağlayacak. Dayanmakta epey zorlanacaklar. Ama zaten amaç da bu değil mi? Zoru, şikâyet etmeden başarabilmek.
Umuyorum ramazanla birlikte ruhlarımıza huzur, davranışlarımıza sükûnet gelir. Yüzlerimiz nurlanır, günahlarımız bağışlanır. Tabi yer yer orucu bahane edip sinirli, gergin takılan ve amaç sadece aç kalmakmış gibi, tuttuğu orucu sağının solunun burnundan getirenler de olur. Ama eninde sonunda hizaya gelinir, boyunlar saygıyla eğilir.
Doğru söylemek gerekirse baştan benim de gözüm korktu. Ama baktım ki her şey yolunda, rahatlayıverdim. Seneye daha sıcaklara denk geleceğiz. Küresel ısınmayla oruçsal zorlanmalar üst üste binecek. O zaman aç kaşık tok kaşık meydana çıkacak:)
Ne diyelim, Allah, O'nun rızasını kazanma ümidiyle orucunu tutmaya çalışan cümle kullarına kolaylık versin. Allah cümle inananlara oruç tutabilecek sağlık versin.
***

ÇOCUKLARIM Anladım dünyada olduğum cenneti Mahmurluk yüklü çocuk seslerinde… Taşıdı rüyalarımı fetih ovasının al atı, Savurdu gönlüme mağrur yelesinden. Büyülendi beynim o küçük karıncanın ''yolunda ölürüm ya'' diyen hikâyesinden. Hangi basamağındayım mertebenin Ya Rabbi? Bu çocuklar her şeyimi çalmış benden…
***

ANNEMDEN HOŞUMA GİDEN: Annemcim, yine bir gün, kendi kendime methiyeler döşenirken ben; "Tühöüyyt!'' dedi ve başladı anlatmaya; Mevlana ile bir papaz yolda karşılaşmışlar. Mevlana kendisine selam veren papazın önünde saygıyla eğilmiş. Müritleri hayretle; ''Neden bir papazın önünde eğildin? Yakıştı mı?'' diye sormuşlar. O da demiş ki; ''Ne yani mütevazılıkta ondan geri mi kalsaydım?'' Şimdi ben bu kıssadan hisseyi sizlere anlatmasa da ne yapsaydım?

BEĞENİ: Çeşme Ilıca'da C&V diye bir mekân var. Açık havada canlı müzik dinliyorsun. Çok sıcak bir ortam. Personel ilgili. Fiyatlar uygun. Müziği yapanlarsa inanılmaz yetenekli. 'Emmi orkestrası' ymış adları. Bas Emre, Kemandrake Samet (Molalarda iskambillerle sihirbazlık yapıyor müşterilere.) Klasik gitar Özkan, Davulbuka Mehmetcan: ) Yeni nesil başarılı geliyor. Seviniyorum. Yolları açık olsun.

DÜNÜN SÖZÜ: Dün arkadaşım Zeynep bir söz söyledi, gülmekten can çekiştim. (Düşünün ölünmeyecek kadar komik bir söz.) Onu anlatacağım. "Pınar'cığım sonunda dünyanın çivisi çıktı. Arkadaşla cafede oturuyorduk. Yan masadaki adam telefonunu öpmeye başladı. Aklımız çıktı korkudan. İlk önce dudağıyla eli aynı anda seğiriyor, telefonu da arada kalmış sandık. Meğer üçgeyle öpüşüyormuş. Yani 3g sayesinde gördüğü oğlunu öpüyormuş. Koca adam. Ayıp valla. İçim kalktı. Telefona baka baka öpücükler falan. İnsanlar neden, rezil olma pahasına, ceptelleriyle bu kadar haşır neşir olur ki? Ayy! Üfff!''

GÜNÜN SÖZÜ: Söz! Bir daha dünün sözü başlığı altında bir şey yazmayacağım. Söz. Hem de kız sözü…