Tarihi 8 Ağustos 2009

Duyrulur

İlaç almak da vermek de ne kadar kolay ülkemizde. Birçokları doktora gitmeden yaşıyor. Eczacıya sıkıntısını söyleyip önerilen ilacı alıp kullanıyor. Yurtdışında bir hasta ol da gör bakayım. Doktor reçetesi olmadan, herhangi hafif bir ilacı bile zor alıyorsun. Özellikle antibiyotikler asla reçetesiz verilmiyor.
Yaz günü ciğerlerimi üşüttüm. Kef kef diye periyodik ve dramatik öksürüyorum. Kemanın getirisi veremsel bir öksürük olmadığını da peçetemde kan görmememden anlıyorum. Yani basbayağı kalın hastalık. Çocuklar yüzünden bir cücük doktoru kadar bilgim var hastalıklar ve çareleri hakkında. Kendi doktorumum yani. Sırtımı dinledim, olasılıkları taradım, hastalığımı buldum. Eczaneye gittim, sohbet ettik. ''Şöyle şöyleyken, böyle böyle oldu.'' dedim. ''Şu ilaç iyi gelir.'' dedim. ''Evet gelir.'' dedi. Aldım geldim. Ama hastalığımı yenemedim. Beter oldum. Ateşim falan çıktı. Doktora gitmek zorunda kaldım. Neyse şimdi iyiyim ama tedavim uzadı. Allah'tan bu konuda epey düşündüm iyileşirken. Bundan sonra aynı hastalıktan olursam, bu ilacı alacağım eczaneden: ) Yani bir daha doktora gitmeme gerek kalmadı boşuboşuna. Heh başka bir şey diycem sandınız diil mi?
***

Taşınıyorum İzmir'e. Artık İstanbul'u yenmeme gerek kalmayacak. YENİLDİM SANA İSTANBUL! İnşallah boğazında kalırım. İzmir'e annemciğim ve ablamcığımın yamacına sığınıyorum. Elvira'm (Beni öldürecek, söyleyemiyorum taşınacağımı… Çok zor olacak ondan ayrılmak.), Adnan Abim, okulum, öğretmenlerim, miniminnacık öğrencilerimin hepsi, semtlerden biri, restoranların çoğu, sitem, evim, milyarder olmalarına rağmen mütevazı ve insancıl komşularım, çam ağaçlarım, çam konaklarım… Hiç gidip havasını koklayamadığım gazetem, yıpratarak canlarından bezdiremediğim iş arkadaşlarım, dünya sempatiği keman ustası, nağme şampiyonu öğretmenim Ömer Öcal… Veeeeeeee taşınmama rağmen internet sayesinde yazılarımdan kurtulamayacak olan zavallı okuyucularım. (Ama yazılar güzelleşir şimdi, taşra sıcaklığı yazılarıma yansır. Gâvur İzmir'lilik diye bir şey olmadığını kanıtlarım çabucak size: )
***

Şaka bir yana bunca zamanki kozmopolitlik şikâyetlerime, trafik sıkıntıma, pahalılık bıkkıntıma rağmen içimde bir sızı var. Belki de bunun sebebi taşınmaya mecbur kalmam, belki kararın benim tarafımdan değil kader tarafından alınmasıdır. Zorunlu olmamdır. Hakkımızda hayırlı olur umarım. Allah'tan gelene canım kurban. Ne eylerse güzel eyler yaradan Mevla'm.
***

Bir deeeeeee artık daha sık yazmak istiyorum. Mesela haftada iki gün. Ya da dört. Ya da her gün. Röportaj da yapmak istiyorum. Sıkılırım şimdi ben burada. Anaokulum İstanbul'da kalacak. Kendime meşgale bulmam lazım. İlk olarak gözüme gazeteyi kestirdim. Yoksa ihtiyaçtan değil. Çok şükür yeteneklerle bezenmiş bir kişiyim. Önüm, arkam, sağım, solum beceriş. Taşacağım neredeyse. Bazen seçenekler arasında kararsız kalıyorum. Resim atölyesi mi açsam, kemana virtüöz mü olsam, üç yıldır yazdığım romanımı mı bitirsem? Ya ben naaapcam? Panik halindeyim. Bir kız doğurayım en iyisi. Ya da köpek alıp beslemeyeyim, hasta olsun ona bakayım. Siz de düşünün n'oolur.
Bİ DE NOT: Feyzbuuk ta sayfa açmışlar bana. ( Yeğenim Ilım:( )
'Yazar Pınar Hayranları' yazınca çıkıyor. Üye olun… Bakiym kaç kişisiniz?