Tarihi 2 Nisan 2015

İstikrar adası

CEV DenizBank Voleybol Erkekler Şampiyonlar Ligi dörtlü finalleri için Berlin'deydik. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş'in yanısıra, Genel Müdür Yardımcısı Tanju Kaya ve DenizBank AG Genel Müdürü Mesut Ersoy ile bankacılık ve gündemdeki konulara dair uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Ateş'in DenizBank'ın spora verdiği destek için söylediği rakamlar son derece çarpıcı. DenizBank'ın Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Bursaspor ile Anadolu kulüplerine sağladığı nakdi kredi miktarı 897 milyon TL'ye ulaşmış. Ve bu kredilerin büyük bölümü 8-10 yıl vadeli kredilerden oluşuyor. DenizBank, 4 büyük takımının sermaye piyasası işlemlerini gerçekleştirmiş ve banka olarak spora yıllık 20 milyon dolara yakın sponsorluk ve reklam desteği sağlamış.
Avrupa Voleybol Şampiyonası kapsamında da yıllık 5 milyon liraya yakın bir sponsorluk bütçesi ayrılmış.
Banka olarak birçok devam eden ya da başlayacak olan spor tesisinin finansmanı sağlanmış.

TÜRKİYE MUCİZE ÜLKE

Hakan Ateş
ile Ocak ayında yaptığım görüşmedeki 'Türkiye için pozitif' değerlendirmesini aynen koruduğunu gördüm. Ateş, Türkiye'nin ekonomik gücü ve makroekonomik göstergeleri nedeniyle TL'nin nispeten daha değerli ve faizin daha düşük olması gerektiği belirtti. Yılın ikinci yarısında makroekonomik göstergelerdeki pozitif durumun kura ve faize yansımasını beklediğini açıklayan Ateş, "Türkiye'nin bu yılki büyümesinin her ne kadar seçim olsa da yüzde 3'leri yakalamasının iyi bir performans olacağını düşünüyorum. Türkiye mucize bir ülke. Türkiye bir istikrar adasıdır" dedi.

HİÇBİR SORUN YOK

Türkiye'nin yatırım yapılabilir notu sürdüğü müddetçe bankaların borçlanabilmesinde ve fiyatlamasında hiçbir sorun olmadığını vurgulayan Ateş, "Türkiye ve bankalar için kredi notunun düşmesi negatif yönde çok büyük gelişme olmadığı müddetçe söz konusu olamaz" ifadesini kullandı. Son dönemde bazı kredi derecelendirme şirketlerinin bankacılık sektörüne ilişkin yaptığı açıklamaları değerlendiren Ateş'in bu konudaki cevabı çok açık ve netti. Ateş, "Türk bankacılık sistemi olarak baktığımızda bütün OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda çap olarak çok büyük değil. Sermayesi 235 milyar lira civarında. Türkiye için büyük, gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımızda çok fazla büyük olmamakla birlikte mali bünyesi en kuvvetli sektörlerden biridir" diye konuştu. Hakan Ateş, Fed'in faiz artırım kararına ilişkin olarak, piyasaların aksine bu yıl faiz artırımı beklemiyor. Ateş, faiz artışının Aralık sonrasında gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu açıkladı.
Gerekçe olarak, ABD Doları'nın değerlendiğini ve faiz artışının doları aşırı değerlendirebileceğini savundu. Ateş, "O nedenle Fed Başkanı Janet Yellen'in dikkatli ve muhafazakar davranmasını bekleriz.
Bu da bütün gelişmekte olan ülkelerin para birimlerini etkiliyor" dedi. Ateş, euro ve dolarda önemli dengesizlikler oluştuğuna da işaret etti. AB'nin ekonomik olarak toparlanamadığı için parasal genişlemeye devam ettiğini dile getiren Ateş, şunları kaydetti: "Avrupa stres testlerini sağlıklı yapmadığı müddetçe ABD gibi bu işten toparlanıp çıkamayacak.
Bütün bu etkiler altında euroyu ucuz tutmalı ki rekabetçi olsun. Kur ve faiz paradigması ülkemizi etkiliyor.
Gelişmekte olan ülkeler arasında para politikası en iyi yönetilen ülkeyiz.
Maliye politikası çok iyi yönetildi.
Geriye bir tek yapısal tedbirler kalıyor ve orada da yeni adımlar atılıyor.