Ona göre gardını alıp 82. dakikaya kadar olağanüstü bir şekilde görevlerini yaptılar. Babel'in de baba golüyle 1-0 öne geçmişlerdi.
Futbol işi ciddiyet ister, laubaliliği asla kabul etmez. İşte Fabri'nin hareketi affedilebilecek gibi değil.
İnşallah bu gol Beşiktaş'a pahalıya malolmaz. Marcelo bu maçın yıldızıydı. 3 gol pozisyonuna girdi ve çok da pozisyon kurtardı. Oynadığı pozitif futbolla da takımını şahlandırdı. Ama ne yazık ki gereksiz sarı kartı nedeniyle rövanş maçında olmayacak.
ARENA'YA GELECEKLER!
Talisca gerçekten orkestra şefi gibi. Futbol topu öyle ayağına yakışıyor ki inanılmaz. Eğer biraz daha güçlü olursa inanıyorum ki dünya futbolunda onun ayrı bir yeri olacaktır. Babel'e öyle bir asist yaptı ki Lyon defansı ve kaleci uyuya kaldı. Beşiktaş belki mağlup oldu ama 2. maçta iyi bir defans ve orta saha presiyle ve yemeden bir golü de bulursa bu Lyon'u devirecek.
Ama eleyemezse ciddiyetsisliğin faturasını çok ağır öder. Teknik direktör Şenol Güneş, 40 bin seyirci önünde inanıyorum ki bu Beşiktaş'ı şahlandırıp tribünden gelen taraftarların coşkusuyla bu Lyon'u Vodafone Arena'da çimlere gömecektir. Çünkü bu yetenek futbolcularımızda fazlasıyla var. Şimdi bu talihsiz maçın psikolojisini bir yana koyup gelecek haftaki rövanşı odaklanalım.
MAÇIN EN iYiSi MARCELO
Müthiş bir enerjiyle oynadı. Sahanın en iyisiydi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ FABRI
Genelde kötü değildi ama hatası affedilmez.
