Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 23 Kasım 2016

Giriş

Merhaba sevgili TAKVİM okurları... Bundan böyle haftada dört kez bu köşeden sizlere sesleneceğim.
Dış politika, güvenlik ve strateji öncelikli konularımız olacak. Fakat gündem oldukça Türkiye'nin tüm meselelerine dair fikirlerimi sizlerle paylaşmak isterim.
Sizler bu fikirlerin alıcısı olursanız, ne mutlu.
***
Gündemdeki meseleleri mümkün olduğunca sağlıklı bir biçimde değerlendirmeye ve açıklamaya çalışacağım.
Bu tartışmalardan sonuçlar çıkarıp, Türkiye'nin geleceğine dair anlamlı öngörü ve tavsiyeler üretmek istiyorum.
Bu nedenle bu köşede çıkacak olan her yazı günlük olarak günceli yorumlayacak.
Fakat aynı zamanda kendine has bir müktesebatı da biriktirmenin peşinde olacak. Yani gündelik olayları belli bir teorik çerçeveden sunacak. Kendine has bir bakış açısıyla güncel gelişmeleri yorumlayacak. Zaman içerisinde takip edenlerin bu çerçeveyi kavrayacağı ve kavradıkça da benimseyeceği umulur.
***
Bu satırların yazarı bir akademisyendir.
Yıllardır uluslararası ilişkiler ve güvenlik çalışır. Akademik metinler üretir. Aslen köşe yazarı değildir. Gazeteci olmayı hiç planlamamıştır. En azından şimdiye kadar. Yazılarında bu zamana kadar hep meslektaşlarına seslenmiştir.
Her akademisyen gibi bilimsel anlamda kendi ürettiklerini önemsemektedir.
Akademik çalışmalarının erken döneminde karmaşık teorik tartışmalar yapmaktan özellikle büyük zevk almıştır.
Ancak yazar bilimsel bilgi üretiminin fildişi kulelerinde faydasız tartışmalar yapmak olduğunu hiç düşünmemiştir.
Veya bilimsel bilgi yoluyla evrenin hakikatine ulaşılacağı gibi bir fikre hiçbir zaman düşmemiştir. Bilimi faydalı bilgi üretimi olarak görmüştür. Bilimi bir hakikat üretimi değil, en az yanlış olanı ortaya koyabilmek olarak düşünmüştür.
Her ne kadar kendisini meta-teorik tartışmalar alanında daha güvende hissetse de, asıl sorumluluğunun işe yarar bilgi üretmek olduğuna inanmaktadır. Bu çerçevede kendisine Takvim Gazetesi'nde günlük köşe yazması teklif edildiğinde memnuniyetle kabul etmiştir. Çünkü hem Türkiye hem dünya son derece muazzam değişimlerin yaşandığı bir tarihi sürecin içinden geçmektedir. Özellikle Türkiye'nin içinden geçtiği dinamik süreçler düşünüldüğünde bu daha açık bir şekilde ortaya çıkar. Son dört yılda olup bitenler ve bunların hızlı akışı daha hızlı müdahaleleri gerektirir.
Son on beş yılda Türkiye sadece bir siyasal iktidar değişimi yaşamadı.
Yüzlerce yılda bir yaşanacak sosyoekonomik bir dönüşüm geçiriyor. Türkiye toplumu baştan başa dönüşüyor. Çevre merkeze yürüyor. Benzer tektonik olaylar dünya siyasetinde de sinyal veriyor.
Ortadoğu coğrafyasında tüm hesaplar yeniden yapılıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin bugün atacağı adımlar yüzyıllarını şekillendirecektir. Kritik eşikteyiz.
Akademik çalışmaların doğası ve tarzı bu hızlı akışa ve büyük dönüşüme yetişmekte güçlük çeker. Ancak köşe yazıları bir akademisyene bu anlamda hızlı reaksiyonlar üretmek için büyük bir fırsat sunar. Tarihin bu hızlı akışına dokunabilme şansı verir. Akış içerisinde zamanın nabzını tutmak ve akışa anlam katmak başlı başına değerli bir çabadır.
***
Bu köşeyi takip edenler iki tür yazıyla karşılaşabilirler. Birincisi güncele hızlı reaksiyonlar veren ve okuyucusuna güncel gelişmeleri yorumlamada yön göstermeye çalışan yazılardır. İkincisi bu güncel olaylar üzerinden uzun vadeli okumalara kaynaklık edecek genel değerlendirmelerdir. Yazılarda gerçekçilik şekillendirici bir rol oynayacak ve mümkün olduğunca pozisyon üretilecektir. Bu demek değil ki, bu köşede ağır bilgiçlik taslanacak. Hayır, tam aksine. Yazılar mümkün olduğunca sadeleşme ve sadeleştirme ilkesine dayanacak. Çünkü asıl olan karmaşık dünyayı sadeleştirebilmektir.
Buna ilaveten, her köşede olduğu gibi ve olması gerektiği gibi zaman zaman ironiler zaman zaman sert polemikler de bulunabilir. Görelim bakalım neler çıkacak ortaya. Ama şimdilik okurlarımıza zaman zaman eğleneceğimizin de sözünü vermek isterim.
Allah utandırmasın.