DR. ELİF GÜVELOĞLU

DR. ELİF GÜVELOĞLU

eguveloglu@takvim.com.tr
Tarihi 3 Aralık 2010

Aflatoksin mutfaktaki gizli tehlike

Aflatoksinin en önemli kaynağı, eski İsviçre kaşarları ve deri tulumları gibi keskin ve üzeri küflü peynirler. Zaten bu peynirlerin üzerindeki o sarımsı yeşilimsi tabakayı bu organizmanın salgıladığı aflatoksin oluşturuyor. Yoğurtlarda da aynı tehlike söz konusu, bekleyince üzeri küflenen yoğurtları kullanmamak, en doğrusu tüketeceğimiz kadar almak veya yapmak gerekiyor. Diğer önemli aflatoksin kaynakları, mısır unu başta olmak üzere iyi saklanmamış ve kokusu değişmiş tahıllar ve üzerinde beyaz tabaka birikmiş salça, turşu ve şalgam türü mayalı yiyecek ve içecekler. Üzerinde küf oluşmuş gıdanın küfünü sıyırıp altını kullanmak çok yanlış çünkü bu mikroorganizma türü gıda dokusunun derinliklerine ulaşıyor ve normal görünümlü alanda da aflatoksin saptanabiliyor. Benim size önerim, en azından aflatoksin içerdiği bilinen tüm bu saydığım gıdalardan uzak durmanız çünkü bir de istesek de istemesek de aldığımız aflatoksin var, aflatoksinli yem yemiş hayvanların sütü ve yumurtası gibi. En azından bildiğimizden sorumluyuz bedenimize karşı öyle değil mi? Sağlıkla kalın, size emanet bu bedene iyi bakın.

FINDIKTA NASIL ANLARIZ?
Yediğimiz fındığın aflatoksin içerip içermediğini nasıl anlayacağız? Bu mantar türü, sahip olduğu birtakım enzimlerle gıdanın dokusunu parçalayarak yüzey dokusunu ve rengini değiştirmekte ve kendine has bir küf kokusu ve acı tada sebep olmakta. Özellikle yer fıstığı ve ceviz için de aynı tehlike söz konusu. Cevizi yemeden önce taze taze kırmak gerekiyor.