Maçın, başından sonuna kadar sahada ne istediğini bilen saha içi yardımlaşması üst düzeyde bir
Trabzonspor seyrettik. Bu maçın
Trabzonspor açısından en büyük kazancı ise
Teofilo oldu. Geçen yıl bir türlü uyum sorununu atlatamayıp takıma hiç bir katkı yapmayan
Teofilo attığı 3 golle yeni sezon da takima büyük katkı yapacağınını sinyalini verdi. Oyunun ilk yarısında
Trabzonspor orta alanda üstünlüğü ele geçirdi. Başta
Selçuk sonra da
Alanzinho daha öne çıkan oyunculardı.
Colman sol kenarda oyuna başladığı için verimsiz,
Burak ise bir iki kez kanattan atak girişimlerinde bulunsa da çok etkili olamadı. Önde ise
Teofilo çok yalnız kaldı. Ayağına aldığı toplarda ise
Ömer Erdoğan ve
İbrahim gibi iki sert oyuncu arasında pozisyon üretmede gerekli yeterlilikte değildi. İkinci yarı ise oyunda her yönüyle daha farklı bir
Trabzonspor seyrettik.
Alanzinho'nun adam eksilten hareketleri savunmanın dengesini bozarken
Trabzonspor Colman'ında ilk yarıya göre içe daha fazla girmesiyle birlikte pozisyonlar üretmeye başladı.
Ceyhun'un vuruşunda kaleciden dönen topu
Teofilo gole çevirdikten sonra
Selçuk'un mükemmel pasıyla attığı ikinci goldeyse mükemmel bir gol vuruşu yaptı. 2-0'dan sonra ise
Trabzonspor oyunu istediği biçimde yönlendirdi. Kupayı hak ederek müzesine getirme başarısı gösterdi. Bu maç oyuncuların hem özgüvenlerini hem de camianın yarınlara daha umutlu bakabilmesi açısından önemliydi. Yalnız
Trabzonspor'un şu anki kadrosunu düşündüğümüzde rekabet ortamı yaratabilecek bir zenginliğinin olmadığını görüyoruz.
Metalist'ten alınan
Jaja ise önde rekabeti artırabilir ama orta sahada sakatlıklar ve cezallara dolayısıyla eksilmeler yaşandığı zaman
Trabzonspor açısından bir takımı sorunları beraberinde getirecektir. Yeni transfer Glowacki sakin ve akılcı bir görüntü çizdi.