Tarihi 5 Temmuz 2015

Teravih Namazına Kıyma!

Efendimiz (sas):"Kim Ramazan orucunu tutar ve geceleri de, namazını kılarsa gelmiş geçmiş bütün günahları affolur." buyuruyor.

Sevgili dostlar, Teravih namazı her ne kadar aksini iddia edenler olsa da, vardır ve bizzat Efendimiz'in (sas) sünnetidir.
Bu konuda da, her hangi bir şüphemiz yoktur.
Bizler dinimiz konusunda, hem Kitabımız Kur'ân-ı Kerim'e, hem de Efendimiz (sas)'in hadislerine ve sünneti seniyyesine, bütün kalbimizle iman ederiz.
Zira Efendimiz olmayaydı ne bilirdik Allah'ı, ne bilirdik Kur'ân-ı, ne bilirdik namazı, orucu velhâsılı dinimizi. Bu sebepten de bizler her Ramazan Ayı'nda büyük bir aşkla ve şevkle, seve seve camilere gider evlerimizde cemaat olur, Elhamdülillah kılarız Teravih namazımızı. Ramazan Ayı'nda bizi bu güzel ibadetle şereflendiren Rabbimize de, her defasında hamd ü senâ ederiz.

TERAVİHİ HIZLI KILDIRAN CAMİ ARAYANLAR
Ramazan Ayı'nda, Teravihi hızlı kıldıran cami arayanlar var. Hâlbuki şöyle düşündüğünde kişi, hangi vakitten çalıyor?
Trafikte, insanın üstüne çıkar gibi araba kullanıyor; sonra geliyor üç buçuk, dört saat kahvede televizyon seyrediyor.
Be adam, madem vaktin o kadar kıymetliydi, az önce trafikte canavar kesildin, iki dakika sabredemedin de, ne diye saatlerce kahvede boş boş çene çaldın demezler mi?
Bunun için miydi onca kul hakkına girişin, üstüne bir de insanlıktan çıkışın.
Maalesef, bu hastalığımız Ramazan Ayı'na da taşınıyor. Teravihi çabucak nasıl kılarız derdinde olanlar var. Yeni âdet olsa gerek; hızlı tüketim çağındayız ya, artık zâhiri ölçülerdeki nimetleri bitirdiler gözlerini mânevî nimetlere diktiler her hâlde.
Çabuk tarafından ibadet taat!

SARAY USûLÜ TERAVİH NAMAZI
Eskiden Osmanlı sarayında Teravih namazlarında on tane, yirmi tane müezzin veya ilahi grubu olurmuş. Ecdadımız, Ramazan-ı Şerifi, Teravih namazını daha nasıl ihya ederiz, daha nasıl süsleriz diye dert edermiş kendilerine.
Teravihin her dört rekatını, farklı makamlarla kıldırırmış imam efendiler.
Mesela ilk dört rekâtını rast makamı, ondan sonraki dört rekâtı uşşak, ondan sonraki dört rekâtı sabâ makamı, ondan sonrakini nevâ ile veya eviçle, beşinci dört rekâtı da acem- âşirân makamıyla tamam edermiş.

Müezzinler, ilahi gruplarının arada okudukları ilahi ve kasîdelerle cemaat, Teravih namazını koşa koşa değil, dinlene dinlene, tefekküre vesile olacak şekilde bir saat, bir buçuk saate yayarak zevkini tada tada kılarlarmış. Şu anda da bu âdet, İstanbul'un bazı büyük camilerinde uygulanmaktadır; meraklıları biraz arasa bulur.
Balkanlarda da aynısı varmış. Balkanlarda, bir müezzin efendi, padişahlarımızdan birinin yaptırdığı camide müezzinlik yapıyormuş. O müezzin efendinin torunu, dedesinin Teravih gecesinde okuduğu ilahileri yazdığı defterini getirmiş, "Osmanlıda böyle bir âdetin olduğunu bilirdik, bir vesileyle bunu yapmaya gayret ettik." demişti.
Bu güzel âdetin, sadece sarayda değil, tüm Osmanlı topraklarında uygulandığına şahit olmuştuk bu vesileyle.
Kardeşlerim, Teravih namazı, sahurla iftar arasına sıkışmış bir handikap, aradan çıkartılması gereken bir ibadet gibi gözükmesin sakın! Gözükürse hakikaten bir yükten ibaret olur ki; o ibadetin de marifet meyvesini asla alamaz, zoraki kılan kişi.
Teravih namazlarına giderken, rahat rahat namaz kılabileceğimiz Kur'ân-ı Kerîm'in kıraatini doya doya dinleyebileceğimiz imamlar ve camiler tercih edilmeli ki; ruhlarımız huzuru bulsun, o âhengi içimizde de yaşayalım.

"GEÇMİŞ BÜTÜN GÜNAHLARI AFFOLUR"
Efendimiz (sas): "Kim Ramazan orucunu tutar ve geceleri de namazını kılarsa gelmiş geçmiş bütün günahları affolur." buyuruyor. Bu ne kadar büyük bir müjde!
Beş vakit namazını kılıyorsun, orucunu tutmuşsun ne kadar güzel, bir de geceleyin gece namazını kılarsa; gelmiş geçmiş bütün günahları affolur hatta annesinden yeni doğmuşçasına bütün günahları affolur diyor, hadis-i şerifin metninde.
"Bir kişi güzelce Allah'ın emrettiği gibi orucunu tuttu; ama hani eli işte gözü oynaşta gibi değil, oruçlu olduğunu fark ederek, ona göre hilmiyet göstererek, nefsinin esaretine düşmeden o vakarıyla, heybetiyle orucu tuttu, akşamleyin güzel güzel samimiyetle namazını kıldı, zekâtını, infâkını yaptı bayrama erdi. "Acaba günahım kalmış mıdır?" diye düşünse günah etmiş olur." diyor, âlimlerden bazıları.
Çünkü Resûlullah söylemiş, bitmiştir mesele diyorlar.

NAMAZIN ZEVKİNİ TATMAK
* Kardeşlerim, Ramazan Ayı'nda mümkün mertebe namazlarımızı kılmaya, Teravihlere gitmeye gayret etmek lazım. Böyle bir güzellik varken niye kıyalım ki buna?

* Görüyoruz, bazıları kılıyor Teravihi; salât-ı vitri evde kılacağım diye çabucak çıkıyor camiden. Zaten bir tek Ramazan Ayında cemaatle kılabiliyorsun, bir de kaçar gibi çıkıyorsun.

* Hâlbuki ne lüzum var, zaten az geliyorsun, on dakika dinlesen ne olur? Belki o arada hayatındaki bir müşkül hâllolacak; belki yanında götürdüğün çocuk bir şey duyacak tesirinde kalacak. Tabiatıyla bunları kollamak, rağbet etmek icab ediyor her hâlde.

* Bir insan ibadet taatından sonra hatta herkes çıktıktan sonra, ibadet ettiği yerde kalma zevkini bile tatmalı, öyle kaçarcasına gitmemeli.

* İbadet yaptıktan sonra bir kişide camide kalma zevki veya o ibadetten sonra şöyle bir dinlenme hâli var ise; onun o namaza girişiyle çıkışı bir değildir, onda bir güzellik zuhûr etmiş demektir yani o namaz kabul olmuştur.
Namazın kabul olduğunun bir ölçüsü, alâmeti de budur.

* Oysa namazdan kaçar gibi ayrılıyorsanız, sizin namaza girişiniz ve çıkışınız aynı demektir; hatta namaza da girmemişsiniz demektir.

* Teravihlerin ruhumuza sinen kısmını, namazların güzelliğini düşünerek, ibadet taat zevkini tada tada bir Ramazan Ayı geçirebilsek bu aydan sonraki hâlimizin eskisiyle aynı olmadığını da göreceğiz, emin olun.

* Cenâb-ı Allah cümlemizi, Ankebut Suresinde buyurduğu gibi: "Muhakkak ki namaz sizi alenî fuhşiyattan, Allah'ın yasakladığı kötü işlerden alıkoyar; her türlü men edilmiş şeyden de alıkoyar." müjdesini tadarak namaz kılanlardan eylesin.

* Dostlar namaz öyle bir nimet ki, onsuz olmuyor! Cenâb-ı Hakk namaz zevkini, bizlere bu Ramazan mevsiminde tekrar tekrar tatmayı, tiryakisi olacak şekilde namazın muhabbetini duymayı ihsan eylesin. Âmin.

'BİZ İÇİNDEYKEN YETİŞEMİYORUZ'
Ahmet Rasim namaza gitmiş. İmam Efendi namazı çok hızlı kıldırıyor âdeta yatıp yatıp kalkıyorlar. Ahmet Rasim de, en arka safta duruyor; son Tahiyyata oturmuşlar, imam ikinci veya dördüncü rekâtı kıldırıyor. O sırada cemaate biri iştirak edecek; ayakkabılarını koymuş, koşa koşa namaza yetişmeye çalışıyor. Ama ne çare! Tam safa duracak, imam;"Esselamü aleyküm ve rahmetullah." diyerek selam vermiş.
Adam duramamış namaza, dışarıda kalmış. Ahmet Rasim de muzip bir şekilde, dönmüş adama:"Birader biz içindeyken yetişemiyoruz sen dışındayken nasıl yetişeceksin?" demiş.

Şöyle bir insaflıca, Allah Teâlâ'nın bizim ibadetlerimize ihtiyacı olmadığını düşünelim ve âhiret sermayemizi kendi elimizle sakatlamayalım, inşallah.

NAMAZ SûRELERİNİ TERAVİH KILARKEN ÖĞRENEN HOCA
Dostlar, benim tanıdığım yaşlı bir hoca efendi vardı. Hakikaten ilmi vardı, hoca derdik biz ona.
Fakat diğer hoca efendiler gibi medreselere gidememiş zor zamanda yetişmiş. Ne dedi bana, biliyor musunuz? "Evladım, ben namaz sûrelerini Teravihte, imamın arkasında namaz kılarken öğrendim. İmam hep 'elem tera'den' aşağı okurdu 'felâk - nasla' bitirirdi. O sayede ben onları pekiştirdim." dedi.
Namazda bile kıraati, Kur'ân-ı Kerîm'in okunuşunu güzel güzel dinlesek, koskoca gece içinde 20 dakika daha huzurda bulunsak, ne olur? Neyle meşgulüz, Teravih namazı derken? Allah'a ibadetle!

AYET-İ KERİME
* "Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir." Ankebût: 45

*
"Gecenin bir bölümünde de uyanıp kalk ve sana mahsus olmak üzere, nâfile namaz kıl; ola ki bu sâyede Rabbin seni övgüye değer bir makama ulaştırır." İsrâ: 79

HADİS-İ ŞERİF
* "Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah'ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah'ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri, bir günahı silip yok eder; diğer adımı da onu bir derece yükseltir." Müslim

*
"Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi." Nesâî

SORDUM-ÖĞRENDİM

Büyük Günah İşleyen 40 gün İbadet Yapamaz mı?
Bir kişinin kursağında haram lokma olursa veya içki içer, haram işlerse 40 gün ibadeti kabul olmaz, diye bir söz var. O söz, günahına tövbe etmeyen ve o günahtan memnun olan kişi ile alâkalıdır. O haram lokma, 40 gün onun üzerinde tövbe etmezse tesirini gösterir.
Efendimiz (sas): "Günahına tövbe eden kişi, o günahı işlememiş gibidir." buyuruyor.

DUA
Kur'ân-ı Kerim'den Dua Âyeti:

* "Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba'de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmeh (rahmeten), inneke entel vehhâb." Âl-i İmran: 8

"Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin." ? Kardeşlerim bu dua ayeti için adeta Can kurtaran âyet diye söz edilir. Bu âyeti ezberleyip sık sık namazlarımızda ve dualarımızda okuyarak Rabbimize, O'nun bize öğrettiği şekilde dua edelim.