Tarihi 14 Nisan 2013

Kadını çalıştırıp eğitmeyen erkek cinsi

Bazen babaları bazen kocaları...
Kadın çalışacak. Eve ekmek getirecek hem evinde hem iş hayatında sürekli didinme, yetişme halinde olacak...
Ve hiç yorulmayacak...
Fakat kadının eğitimi söz konusu olduğunda erkeklik taslanıp hep itiraz edilecek.
Elin alemine laf söyletilmeyecek.
Sessiz Kadınlar ve Kara Duvak kitabında yirmi sekiz kadınla röportaj yaptım.
Çoğu babaları tarafından çocuk yaşlarında evlerde temizlik işlerinde çalışıp para kazansınlar diye başka şehirlerde halı dokuma, biçki dikiş kurslarına gönderilmiş.
Bizim evde bir ablamız çalışıyordu uzun zaman önce.
Çok sevip saydığım müthiş yetenekli biriydi. Elim kolum her şey ona aitti.
Yemek yapmak konusundaki marifetlerini geliştirmeyi o kadar çok istiyordu ki, aşçılık kurslarından birine yazılmak istediğini söyledi.
Ben bayıldım bu fikre. Hemen araştırmalar yapılıp, kurs araştırmaları başladı.
On beş hafta dünya mutfakları dahil sıkı bir eğitimden geçecek, sonrasında otellerde staj yapıp sertifikalı aşçı olarak çalışıp bundan sonra iş hayatında sadece sevdiği işi yapıp ekmeğini kazanacak ve maaşı da aynı oranda artacaktı.
Aşçılık kursuna kayıt olup ödemeyi yaptık.
Gece yarısı bir telefon geldi.
"Eşim izin vermiyor"!!!
Niye? Neden? Sebep? gibi sorgu kelimelerimi nasıl sinirle sıraladığımı çok iyi hatırlıyorum.
El alem bu yaştan sonra karısını okula, eğitim gönderiyor diye laf ederlermiş miş miş!
Bizim ikna çabalarımız da sonuçsuz kaldı...
Aslında Sadece temizliğe gidip para kazanan kadın, kendini yetiştirip altın bileziği olacak diye, Kendini keşfedecek diye, Üzerine bir puan daha koyacak diye, Erkekliği tuttu.
Söyleyemedim içimde kaldı yutkundum.
Ama şimdi bu erkek milleti evde oturup, kadını çalıştırıp parasını yiyip evde oturunca adam mı oluyor?
Erkek erk gösterisi yapmayı neden sadece kadınların ruhu, geleceği, hayalleri üstünde göstermeyi hak görüyor?
Türk kültüründe dağ anlamına gelen kocanın zirvelerini süsleyen karlarını yani karılarını neden baş tacı değil de tutsak haline getirmeye layık buluyor.
Üstelik o dağlara o güzelliği o bembeyaz karlar veriyorken.

* * *
RÜYA 1 GÜN
Bugün siz sıradan pazarınızı yaşarken dışarı mı çıksam, evde miskinlik mi yapsam diye düşünürken Diyarbakır'dan on çocuk rüya bir gün geçirmek için İstanbul'a geliyor.
Selda Topal
'ın 'Rüya gibi bir gün' projesini THY destekliyor. Zor şartlar altında eğitim hayatlarını devam ettiren çocuklar belki de hayatlarında ilk kez uçağa binecek. Çocuklar İstanbul'un gezilmedik görülmedik yerini bırakmayacaklar. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün de desteklediği projeye diğer lig takımlarının da destek vermesi bekleniyor.
Çocuklar hayranı oldukları sporcularla tanışacak ve Fenerbahçe-Eskişehir maçını da izleyecekler. Öğrenciler sanırım hayatları boyunca unutamayacakları bir gün yaşacaklar.
Eğitim haftasının bitişine kadar sürecek olan 'Rüya 1 Gün projesine destek olabilirsiniz.
Yapmanız gereken sadece twitter'dan @RuyaBirGun profiline ulaşarak tüm proje detaylarını öğrenip bu projenin devamlılığı için katkıda bulunmak.
Mutlu pazarlar diliyorum.