Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 10 Eylül 2016

TİB’lere bak!

Uludere faciasından sonra Hakan Fidan gazete yayın yönetmenleri ile Ankara temsilcilerini MİT'in merkezine davet etmişti. Geniş bir sunum yapılacaktı. Büyük salonda Hakan Bey'in gelmesini beklerken gözlerim bir radar gibi etrafı tarıyordu. O sırada iki kişi gözüme çarptı.
Biri daha sonra Londra'ya BÜYÜKELÇİ olarak giden Abdurrahman Bilgiç, diğeri ise Basri Aktepe'ydi. İki ismi de tanımıyordum. Ayaküstü de olsa kısa bir sohbet şansı yakaladım. Aktepe ile konuşamadık! Ama zeki bir insan olduğu belliydi. Oradaki kalabalıkta bunu görebiliyordum. Bir farkı vardı. Bunu hissettiriyordu. Hiçbir şey yapmadan!
O Basri Aktepe şimdi FETÖ'den tutuklu... Aslında AKTEPE biraz da bizim ülke olarak son yıllarda yaşadıklarımızın bileşkesi gibi...
Açalım...
Basri Aktepe, Hanefi Avcı Bey'lerin yanında yetişti. Akıllı ve yetenekliydi.
Dinleme, elektronik izleme konusunda Türkiye'deki TEK İSİM olarak biliniyordu. TİB'i kuran oydu! Altyapıdan en üst noktaya kadar... İşinde çok iyiydi.
Yetenekliydi. Hanefi Avcı'nın yanında yetiştiği için Kemalettin Özdemir'e de yakın olduğu söylenirdi. Kemalettin Bey'e büyük saygısı olduğunu duydum.
Kemalettin Bey de Gülen'e en yakın insanlardan biriydi. Zamanla yollar ayrıldı. Uzak düşüldü...
Basri Aktepe'nin daha çok bu çizgide olduğu düşünülüyordu. Kemalettin Bey yörüngesinde olduğu varsayılıyordu.
Ancak EVLİLİĞİ işin rengini değiştirdi.
Aktepe, cemaatin önemli isimlerinden olan ŞERİF ALİ TEKALAN'ın bir yakınıyla evlendi. Bu adım dengelerin değişmesine neden oldu. Tekalan da cemaatin içini dışını bilen ender insanlardandı. Evlilik sonrası cemaat de Kemalettin Beyler de AKTEPE'yi kendi tarafında görüyordu. Görüyordu ama sanırım iki taraf da çok fazla güvenmiyordu. Onlar bu hisleri yaşarken AKTEPE görevine eksiksiz devam ediyordu. TİB, dinlemenin üssüydü! Her şeyi takip ediyordu. Başında Aktepe vardı. Buradan yapılan operasyonlar ayyuka çıktı. Polis buradan verilen uzantılarla kuş bile uçurtmuyordu.
Aktepe ile birlikte TİB tartışmaların odağı haline geldi. Zaten biliyorsunuz sonra imha edildi! Ama her taşın altında Aktepe'nin adı vardı. Yeteneği ve aklı onu öne çıkarıyordu...
Sanırım bunun önüne geçmek için MİT'e alındı.
Aktepe ile birlikte GES de yani askerin en önemli silahı da MİT'e geçiyordu.
Bu nedenle bir dönem herkes GES'i konuşuyordu. Aktepe MİT'e geldi ama GES'in yani sonradan değiştirilen ismiyle Sinyal İstihbarat Başkanlığı'na (SİB) getirilmedi.
Aktepe MİT'e gelirken, MİT'ten de Cemalettin Bey TİB'e gidiyordu.
Aktepe'nin kurduğu sistemin bütün KOD'larını çözüyordu. Kurulan sistem yıkılmak üzere keşfediliyordu!
Aktepe MİT'e gelse de GES ile yani yeni ismi SİB olan yapı ile yan yana gelmedi. SİB'in başında bir GENERAL vardı. Alınan her bilgi anında GENELKURMAY ile paylaşılıyordu.
GES'in yani SİB'in dillere dolanmasının tek bir nedeni vardı! UYDU SİNYAL TAKİBİ YAPAN TEK BİRİMDİ!
Yani İran'dan biri Almanya'yı arar ve SİB UYDU ile bunu yakalarsa DİNLEMEYE ALIRDI. Kimse bu gücü, bu özelliği elinden kaybetmek istemedi.
Dışarıdan burayı arayan ya da tam tersi durumda yakaladığı SİNYALİ NOT EDİYORDU... Tabii olarak herkes burayı elinde tutmak istiyordu.
Aktepe MİT'teydi ama buranın başkanı falan değildi. Elektronik Başkanlığı yapıyordu sadece. MİT'te olsa da bünye kendisine pek güvenmiyordu.
Başından beri onu sakıncalı bulan çok isim vardı. Hatta bir ara önündeki bilgisayardan başka sahip olduğu bir şey yoktu. MİT içinde yalnız kalmıştı.
Arayanı soranı yoktu. Yetiştiği yer ile evlilikle katıldığı yer karşı karşıya gelmişti. Kimse ona güvenmiyordu.
Devlet de içine almış, bir kenara atmıştı.
Sanıyorum 17 Aralık'tan iki ay önce iyice kenara alındı. Kendisi için düğmeye basılmıştı. O dönem BAŞBAKAN olan Erdoğan'ın evinde ve ofisinde bulunan BÖCEKLERLE ilişkisi olduğu düşünüldü. Çünkü bu işi en iyi yapacak isim oydu. Dedim ya DİNLEME ile ilgili her taşın altından aynı isim çıkıyordu!
SİB'in yani GES'in başına geçmediği gibi MİT MÜSTEŞAR Yardımcısı da olmadı. Yapılmadı! Yapılamadı!
BÖCEK SKANDALINDAN sonra kıskaca alınmıştı. Memurluktan atıldı.
Yakın zamanda da tutuklandı... Ben hala kime çalıştığını bilmiyorum. Devlet de bilmiyor. Kemalettin Beyler ile mi FETÖ ile mi beraber tam olarak bilen yok.
"Cemaatin ALTIN ÇOCUKLARINDAN biri" diyeni çok gördüm. Şimdi bildikleriyle birlikte cezaevinde... Eğer konuşursa Türkiye'nin son 10 yılını çok ama çok iyi anlarız. Tabii konuşur mu bilemem! Ankara'daki CASUS OYUNLARININ en kilit isimlerindendi.
Gariptir! Neye güvendiğini bilmiyorum ama KAÇMADI. Kaçabilecek zamanı olduğu halde! Kimden ne umuyordu kestiremiyorum. Ama kalmayı tercih etti... FETÖ'ye bilgi yağdırdığı SIR değil.
Başka kime ne verdiğini bilmiyorum.
Ama öğrenmek çok isterdim...
Basri Aktepe alınırken Türkiye hala DARBECİLERİN kullandığı BYLOCK'u tartışıyor. FETÖ'cüler LİTVANYA'ya bu sistemin merkezini kurdu. MİT'in içindeki bir ekip burayı HACK'ledi. 200 binden fazla NUMARANIN OLDUĞU HAVUZA daldı. 56 bin numarayı çözdü ve takibe aldı. Yakında BYLOCK kullanan yeni isimler açıklanacak. Ancak 15 TEMMUZ DARBESİ ile BYLOCK'un doğrudan bir ilişkisi yok. 2016'nın ilk aylarında FETÖ MİT'in yaptığı atağı haber alıyor ve bu sistemi toprağa gömüyor. Bunu yerine YAZILIMI daha özel ve sızılması zor olan EAGLE sistemini hayata geçiriyor. Şu an TÜRKİYE'de FETÖ'ye bağlı isimler hala bu sistemi kullanıyor. Bunların içine girilmiş değil. Sızılmış değil... 15 Temmuz KALKIŞMASI EAGLE üzerinden gerçekleşti. Koruma duvarı yüksek olan bu sisteme girilemedi. Ama çalışmalar sürüyor. Asıl bu duvar aşıldığı zaman GÖRÜNMEYEN BÜYÜK KISIM ORTAYA ÇIKACAK...
DEVAM...
Aslında bugün Uşak ve Hazım Sesli'yi yazacaktım.
Pensilvanya'nın iki prensinden biri olan SESLİ'yi. Diğeri AKIN İPEK'ti. O kaçtı!
Ama Hazım kaçamadı, kaçırılamadı ya da kaçmadı! Bilemiyorum. Ama taşıdığı servet itibariyle ilk kaçması gereken Hazım Sesli'ydi. 80 ülkeye battaniye satacak kadar yetenekliydi. Büyük paraya komuta ediyordu. Türkiye'de onun kadar bol sıfırlı paralara hükmedecek kişi yoktu. Uşak'ta olması onu gözden uzak tutuyordu. Ama BÜROKRASİNİN İMAMI'ydı. Yardımcı gözükse de onun dediği olurdu. Sesli'yi etkileyen ve üzerinde iz bırakan kişi cemaatin MİT İMAMI Murat Karabulut'tu!
Karabulut bildiğimiz bilmediğimiz kimleri etkiliyordu? Bunu bilen yok! En azından biz bilmiyoruz. MİT içinde kimlere tesiri oluyor, kimlere emir veriyordu? Neleri önceden haber alıyordu? Kimlerle teması vardı? Türkiye'de kime hizmet ediyordu, kime bilgi veriyordu? BİLMİYORUZ!
Ama Hazım ile Murat YURTDIŞINDA DARBE yapacak kadar güçlüydü! Hazım ÖZBEKİSTAN'a yüklendi. Yanında Karabulut vardı.
Kerimov'un kızı GÜLNARE'yı yanlarına aldılar. Anlaşma yaptılar. Bunlar darbeyi yapacak, kız devletin tepesine oturacak, ancak devlet bunlarda kalacaktı. Rus istihbaratı devreye girdi. DARBEYİ önledi. Kerimov düğmeye bastı. FETÖ ile birlikte hareket edenler yakalandı. Kaynar sular altında can verdi.
GÜLNARE Kerimov, HARVARD'ta okumuştu. FETÖ ile nerede tanıştı bilmiyorum. Çok değişik bir kişilikti. 1 milyar dolar rüşvet alacak kadar kendine güveniyordu. Cemaatle nikah kıydı. Ancak yanındaki Hazım Sesli ve Murat Karabulut ile finali gerçekleştiremedi... Hazım Sesli ise Güney Afrika'da bile BATTANİYE fabrikası kuran ve Devlet Başkanı JACOB ZUMA'ya YÜZDE 10 veren bir isimdi. Pensilvanya'nın PARA KALESİYDİ! Kimse onun eline su dökemezdi. Ancak alınacağını bilemedi.
Herkes kaçarken PRENS olmasına rağmen burada kalmıştı. Ya da gitmeye fırsat bulamamıştı. Aynı şekilde Basri Aktepe de buradaydı... Neden? En önemli iki isim burada kalıyor, küçük rollerde yer alanlar kaçıyordu! Mesela Üzeyir Garih Uşak'a gidip konferans vermişti. Ortağı İshak Alaton da Jacob Zuma ile yakın dosttu! Atlasjet uçağı da Hazım'ı bekler gibi uçaklarını Uşak'ta hazır tutuyordu!
Neyse... Kafanızı şişirmek istemiyorum daha fazla...
Kimin eli kimin cebinde! Anlamak hiç kolay değil. Bildiğim tek şey ülke bize bırakılmamış. Hep bir ODAK, bir grup, bir akım, bir cemaat, bir klik!
BİZ NEREDEYİZ! Şükür 15 Temmuz'da sahneye çıktık!