Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 27 Ağustos 2015

Uyanık olun!

Şimdi PKK ve hain saldırıları konuşuyoruz. Ne zaman nereden acı haber alacağımızı bilmiyoruz. İngiliz basını tamamen bölgede... Her yerde muhabirleri var. Fransız ve Almanlar da öyle. Hem istihbaratçıları hem de medya mensupları bölgede cirit atıyor. Ve çok şeyi ıskalıyoruz. Asıl bilmediğimiz ise TÜRK ile KÜRT'ün kavga etmediği.
Evet, PKK bir terör örgütü ama KÜRESEL BİR MARKA! Bu marka altında kimin hangi amaçla saldırdığını incelemiyoruz.
Suriye'nin kuzeyine bakın! Yani YPG'ye!
İçinde yok YOK! 4 bin çok iyi eğitimli komutan ve istihbaratçı operasyonun içinde. Bunların YÜZDE 39'u Alman, YÜZDE 22'si Fransız, YÜZDE 15'i İngiliz, YÜZDE 13'ü Belçikalı ve YÜZDE 11'i AMERİKALI... Gazete ve televizyonlara bakınca Suriye'nin kuzeyindeki KÜRTLER'in kendi gelecekleri adına savaştığını sanıyoruz. Ama gerçek bambaşka! ORTADOĞU ateşten bir çembere dönüşmüşken bizim yerli görünümlü YABANCI basın ısrarla EKSEN KAYMASINDAN sözeder. Ortadoğu'ya yuvarlandığımızı vurgular. İktidara vurmak için İSLAM DÜNYASI kötü gösterilir. Oysa İslam ülkelerinin ürettiği ve öne çıktığı bir alan yok. Üretilen bir şey de yok. Rekabette her türlü engeli aşacakları bir silahları yok. Bu nedenle EKSEN OLMALARI MÜMKÜN DEĞİL. Amaç Türkiye'nin gireceği bölgede YILDIZ olmasını engellemek ve İSLAM'ın Türkiye öncülüğünde EKSEN olmasının önünü kesmek.
Operasyon bu. Medya zaten bunun ilk basamağı. Bu operasyonu yıllardır başarıyla yapan medya ısrarla dümeni AVRUPA'ya kırar. Ama "ULU ÇINAR" Osmanlı'yı çürütüp yıkanların AVRUPALI olduğunu yazmaz. Avrupa kendi bekası için Türkiye'yi küçültüp elde tutmak zorunda. Erdoğan buna karşı çıktığı için daima saldırı altında! Türkiye askeriyle silahıyla topuyla tüfeğiyle değil de SİYASETİ ve PARASIYLA bölgede güç olmaya doğru hızla koşuyor.
Bunun önlenmesi için de sadece bir tek kişinin DURDURULMASI yetiyor! ERDOĞAN! Bu nedenle de bütün AVRUPALI devletler bu yürüyüşü baltalamak için gelecek. Her yolu deneyecekler.
Bakın dünyada Çin, Japonya, Arap dünyası ve Avrupa dışında TASARRUF üreten başka bölge yoktur. Buralarda üretilen fazla paralar GÜVENLİ olduğu için ve FAİZ çıtasının da cazip gelmesinden dolayı Amerika'ya akar.
Akar ama geri dönmez. Bu paraların memleketi yoktur. Mesela New York'taki Citibank ile Şanghay'daki aynı şeydir. Ama Teksas'taki bir otomobil fabrikası sadece oradadır.
Gideceği bir yer yoktur. Ürettiğini yollar, maliyet düştükten sonra kalanını KAR hanesine yazar. Ama FİNANS ve TASARRUF işi bambaşkadır.
Dünyanın her yerinden gelen paralar belli ailelerin kontrol ettiği FİNANS SİSTEMİNE girer. Mesela çok önemli bir uçak şirketi olan Boeing, yaptığını satar.
Alacağı para bellidir.
Ama BANKACILIK sisteminde bunun sonu yoktur.
Parayı bankaya yatıran da kredi olarak alan da paranın sahibi değildir. PARA kendisine verilenindir!
Yani BANKANIN! Bankalar da bunun faizini ödeyebilmek, kendi masraflarını karşılayabilmek ve kar elde etmek için çırpınırlar. Çekik gözlü ve Arap ARTI PARALAR öyle bir seviyeye geldi ki bu paraları toplayanlar DÜNYAYA HÜKMETMEYE başladı. Devletlerin önüne geçti. ULUSAL ŞİRKETLER de bu kıskaçtan dolayı siyasetin tam göbeğine girdi. Para kazanan BARONLAR, Çin gibi KOMÜNİST bir ülkeye KAPİTALİZMİ getirdi.
Ucuza üretip artı paraları ABD'ye kendi kasalarına yolladı. Amerika kendi üretmediği kadar tüketmeye başladı!
Bir de kendi sınırları içinde kendine rakip DEV yarattı! Putin bunlara "ŞEYTANA TAPANLAR" diyor!
Galiba üst düzey masonik ilişkileri kastediyor.
Ve bu sermaye yapısı yani dünyanın parasıyla dünyaya yön vermeye çalışanlar "sınırları" kaldırmaya kalktı. Para dolaşacak ve her zaman olduğu gibi bunlar kazanacaktı. Savaş olmayacak, herkes tüketecek ve borçlanacaktı. Vatanları bütün dünya idi. HDP ile Gulen Conferences LOGO'sunu geçen gün sizlerle paylaştım... Oradaki iki elin parmakları bu BARONLARI ifade ediyordu!
Her türlü enstrümanla hedef ülkeler ele geçirilecekti. Yer altındaki bütün zenginlikler zaten bunlarındı.
Türkiye'de bile en büyük oyuncu RİO TİNTO'ydu! Ve bunun gizli taşıyıcıları vardı. Bunlarla mücadele ederken bile burada çok güçlülerdi.
Mesela bir arkadaşım yıllar önce bir kamyon BOR'u hedef saptırarak değişik yollardan Güney Kore'ye gönderdi.
Mal teslim edilmeden Rio Tinto'dan üç kişi karşısına dikildi ve "Bunu bir daha yapmayın!" uyarısında bulundu.
Bilmedikleri yoktu anlayacağınız.
Çünkü içeride bunlar adına iş yapan TAŞERON, ünlü isimler vardı!
Sistemleri tıkır tıkır işlerdi. BARONLARIN anavatanı şimdilik Avrupa! Zaten krallar ve kraliçeler ile uzun zamandır içiçeler. 11 Eylül'den sonra Londra merkez oldu. Bu grup, ekonomik ve siyasi sisteme yön vermek istiyor. ABD ile kavgasının altında bu yatıyor. Putin'le kavgaları ortada. Erdoğan'la da... Amerika güçlü yönleriyle hem Avrupa'yı hem de bunların yönettiği küçük adacıklara kadar ülkeleri hedef seçti. Bunları bölüp yeni PARÇALAR oluşturacak. İçinde bulunduğumuz bölge de dahil. Bu nedenle sınırımızın hemen altında hepsi mevcut. Bütün mahalle oradalar. Kavga büyük. Final İstanbul'da. Öncüsü Ortadoğu'da. Denklem böyleyken PKK'nın yaptığı saldırılara da daha geniş bakmalıyız.
Türkiye gibi bir ülke ya parayla ya terörle elde tutulur. İki önemli kartı da oyuna soktular. Para ile zor olsa da gerilim ile acı haberler ile sonuç almaya bakacaklar. Gizli mahfillerde HALK AYAKLANMASI planlıyorlar.
İçinde Türk'ün de Kürt'ün de olduğu...
SARAYA KARŞI! Hazırlıklar ince ince yapılıyor.
1 Kasım'a kadar Erdoğan'a yüklenecekler. Her koldan...
Bu kavganın tarafları belli. Bu seçim çok ilginç olacak. 1 Kasım'a kadar kim bilir neler göreceğiz. Ama çok şey göreceğimiz kesin! İçeride bir BÜTÜN olsak işimiz çok kolay. Ama parça parçayız. Bir yanda Erdoğan, karşı da bütün parçalar... Bir de GALİBİYETİ alacak olanı bekleyenler! 1 Kasım'a böyle gideceğiz.
Ne yapıp edip CHP-HDP'nin de yer aldığı KOALİSYONA zorlayacaklar...
Bu amaç için MHP de CHP de HDP de üzerine düşeni yapıyor.
Ankara bölgede SİYASET üzerinden oyun kurmaya kalktıkça bunlar da iç siyasetten gelmeye çalışıyorlar. İsimlere girmeme gerek yok. SANDIKTA SAVAŞ YAŞAYACAĞIZ...
Eee, Türkiye gibi koca bir ülkenin bunların ekseninden çıkması kendiliğinden olmuyor. Mücadele şart.
Uyanık olun!