Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 11 Mayıs 2015

Manukyan'ın aşkı

YAZ-BOZ'a ayrılan süre bitmek üzereyken Bekir'in kulaklığına rejiden bir şeyler söylendiğini hissettim! "Ne oldu?" sorusunun cevabı birkaç saniye içinde belli oldu! 12 Eylül'ün mimarı Kenan Evren vefat etmişti!
ÖLÜ'nün arkasından ne söylenebilirdi ki! Kitaplar yazılsa, filmler çekilse az gelirdi! Ama bunu yapamadık! 12 Eylül'e giden yolu anlayamadık!
Kimse de anlatmadı! DARBE konusunda bile hemfikir değildik! Kimi "mecburi ve yararlı" diyerek destek atıyor, kimi de "Ülkeyi bitirdi, gençliği silip süpürdü!" diye şiddetle karşı çıkıyordu!
Türkiye bunu tartışacak! Biz de ileride daha net konuşuruz! Benim Evren'le ilgili tek aklımda kalan aldığı o HEDİYE... Evren hep söylediğim gibi 12 Eylül'ü neden yaptığını bilmiyordu! Niçin o göreve getirildiğini de! Böyle olurdu zaten!
Sol'dan-Sağ'dan, gençlerden, mahkumlardan pek haz etmezdi!
Ama birçok alanda bu kararlılığı gösterirken bir konuda inanılmaz yumuşuyordu!
İşte bu zamanların birinde kendisine yakın olan bir isim MANUKYAN'a da yakındı! Ve Manukyan, Evren'i çok sever sayardı!
General olmak, bir de darbe yapan general olmak hiç kolay değildi!
Manukyan da bunu bilirdi! PAŞA'nın yıldızlarını gösterecek çok güzel bir ALTIN hediye sunmuştu! Kabul edilmişti! Çankaya Köşk'ünde!
Manukyan ve Evren! Nereden nereye? Bu hikayenin pek fazla içine girmedim! Ama detaylar çok daha ilginç! Bildiğim kadarıyla Manukyan BİR TÜRK SUBAYINA deli gibi aşıktı! Kavuşamadı ve hayatı boyunca acı çekti! Terzilikle hayata başlayan Manukyan'ın kalbini kim çalmıştı? Neden bir araya gelememişlerdi! Manukyan neden Evren Paşa'ya hayranlık duyardı!
O Türk subayın kim olduğunu bilemesek de Evren'e gönderdiği hediye anlamlıydı!
Galiba işe bunları yazmakla başlamalıydık... Ne dersiniz? HDP, Demirtaş ve Kürtler'in bazıları Erdoğan'ı KOBANİ olayları nedeniyle suçladı! Ankara'nın tutumunu çok eleştiren çıktı! Bölgede nelerin olup bittiğini tam olarak anlayan yoktu! Ama biz o günlerde Türkiye'nin sanıldığı gibi IŞİD'e değil Barzani'ye silah gönderdiğini defalarca yazdık!
TIR'ların önünün kesildiği yer haritada farklı gibi dursa da Ankara, Barzani'nin yanında olmaktan hiç vazgeçmedi! Zaten sıkıntı buydu!
Hem içeride hem dışarıda birileri bu yakınlıktan şikayet ediyor ve alan buldukça saldırıyordu! Barzani birkaç gündür Amerika'daydı! Ne dedi orada: "Türkiye olmasa IŞİD Kobani'den asla çıkmaz, bizler de orasını geri alamazdık..." Yani 6-7 Ekim olaylarıyla 45 insan hayatını kaybederken aslında birileri Ankara'nın Barzani ile yakınlığına itiraz ediyordu! Galiba Demirtaş da bu gruptaydı! PKK'nın içinde buna itiraz eden çoktu! Ama rota belliydi!
Ankara, Barzani'ye güvence vererek enerji kartında bir adım atıyordu!
Herkesin kazanacağı bir OYUN kuruluyordu! Bozmak isteyenler hep vardı, yine olacaktı! Yakında görürsünüz zaten! Madem konu buradan açıldı devam edelim... Kürtler'in ve özellikle Barzani'nin bölgede Türkiye'den başka güvenebileceği kimse yok!
Bunu çok iyi bilir! Babasından bilir!
Bunu da hiç unutmaz!
Nasıl mı?
Molla Mustafa Barzani, Irak'ın içinde hep ÖZERK bir yönetim istedi! Hayatı çatışmayla geçti!
Denemeleri sonuç vermeyince İran'a, ardından da Rusya'ya kaçtı! 1958'de Abdülkerim Kasım krallığa son verince Irak'a döndü! Siyasete girdi!
Haklarını alamayınca yine ayaklandı! PEŞMERGE ( Ölüm öncüsü) güçleriyle Kuzey Irak'ta bir bölgeye hakim oldu! Ama destek veren İran, Rusya elini çekince ABD'ye kaçtı!
İşte bu noktadan sonra büyük ACI başladı! Hastane hastane gezip kabul edilmediği günler, aylar oldu! Kimse yüzüne bakmadı! Kapılar duvar oldu!
Büyük dram yaşandı! Bunu Mesut Barzani çok iyi bilirdi! Şimdilerde bazıları Ankara ile Barzani yakınlığını anlamakta zorlanıyor! Ama TARİH bu yakınlığın nedenini gizlemiyor ki! Haksız mıyım? Etkisini bildiğiniz insanlarla konuştuğunuzda bazı oyunları daha rahat görebiliyorsunuz! Ne kadarı doğru, ne kadarı yanlıştır bilemem!
Ama söyleyenler etkili mi etkili, güçlü mü güçlü, uluslararası bir 'a üye mi üye...
Peki ne söylediler! İki DEDİKODU duydum! İkisi de ilginç! Birincisi... Ekmelettin İhsanoğlu Bey, MHP ve CHP ortak adayı olarak Cumhurbaşkanlığı yarışına girdi!
Erdoğan'a kaybetti! Daha sonra "Ben de laf bitti!" demesine rağmen son gün MHP, milletvekilli adaylığı için kendisini ikna etti! Duyduğuma göre bu başlangıçmış! Eğer bir koalisyon çıkmaz da Ekmelettin Bey ÇATI BAŞBAKANI olmazsa MHP'nin başına geçecekmiş! Demedi demeyin! Bunları söyleyen, bu işleri çok ama çok iyi bilen biri! Bir eli burada, bir eli Londra'da! Bu kadar mı?
Değil elbette!
Yazacağım bir kulis daha var! Yine aynı adresten! Perinçek'in VATAN PARTİSİ! İçinde bazı askerlerin de yer aldığı bir oluşum! Hatta geçen günlerde ben bu ekibi İRAN'da resmi ziyaretlerde gördüm! İran'da ne arıyorlardı bilemedim! İlginçti!
Neyse...
Kasalarında hatırı sayılır bir kaynağın olduğunu da duydum!
Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin de burada!
Saldıray Berk de katıldı! Başka askerler de! Ama benim söylemek istediğim bunlar değil! Asıl hamlenin seçimden sonraya saklandığını duydum! Kim mi?
İlker Başbuğ!
Garip değil mi! Hatta çok ilginç! Başbuğ'un partiyi alacağı ve liderliğe soyunacağı, bunun için de İMZA GÜNLERİNDE NABIZ YOKLADIĞI iddia edildi! Bilemem!
Ama askerlerin siyasette olduğu da artık bir gerçek! Dedim ya aklımı karıştırdılar! Olur mu olur! Burası Türkiye! Bölgeye takılıp kalmışken çıkmayalım isterseniz!
Esad! Gitti gidecek dendi hala orada! Ama ortada ne ülke, ne ordu, ne millet, ne para, ne de gelecek kaldı! Normal şartlar altında defalarca gitmesi gerekiyordu!
Durması için hiçbir haklı ve rasyonel bir gerekçesi yoktu! Ama hala koltuğunda! Çocukları bile Londra'ya gitmişken kendisinin orada "neyi beklediği" sorusu giderek önem kazanıyordu! Gerçekten; üzerinde düşünmemiz gereken konu buydu!
Bir lider, devleti-milleti dağılmışken ve bir araya getirme şansı yokken neden DURUR?
Cevap çok karışık değil! Ona verilen son bir görev var! Bölgenin yeni şekli oluşurken, yeni dengeler yerine otururken sahne alacak!
Hedefi Türkiye! Bu net! Giderken bizden ne götürürse kar diye bakacak! Hazırlığı bu yönde! Bunu yapacak çok adamı da var! Zaten içeride ve dışarıda destek veren de hiç az değil!

Bakalım!