Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 2 Şubat 2015

3. Dünya Savaşı

İtalyan dergisi 30 Days, Washington'da çok değişik ve sıkı ilişkileri bunulan Profesör Gianfranco Miglio ile röportaj yaptı! Prof. Miglio kısaca şunları söyledi: "
Amerika, Sovyetler'in düştüğü duruma düşmemek için gelecekteki rakiplerini gözeterek adım atmak zorunda! Bunlar arasında Japon ve Alman ekonomik gücünün etrafında birleşmiş olan Kıta Avrupası da bulunuyor!
Amerika, bugünkü gibi bir Avrupa'ya, kendisiyle ekonomik ve teknolojik olarak baş edebilecek bir topluluğa asla katlanamaz! Bunun için yapması gerekenleri yapar!"
Profesör bunları şimdi değil ÇÖL FIRTINASI HAREKATI'nın dünyayı sarstığı 1990'larda söyledi!
Almanya, Japonya, Kuveyt ve Suudi Arabistan'dan SAVAŞ PARASI toplayan dönemin ABD Dışişleri Bakanı James Baker, faturayı rakiplerinin önüne koyuyordu! Toplanan milyarlarca DOLARLA hem savaş yapılıyor hem de BERLİN-BAĞDAT Demiryolu yağan bombalarla yıkılıp gidiyordu! Bir dönemler Britanya ile Almanya arasındaki rekabetin görüldüğü alan devrini tamamlıyordu!
Charles De Gaulle döneminde Fransa, AKDENİZ donanmasını NATO'dan çıkarıp kendi yoluna gitmiş, ardından da ATOM BOMBASINI denemişti!
Arkasından Almanya ile BİRLİK oluşturmak için gereken adımları atmıştı! Alman lider Konrad Adenauer ile de el sıkışmıştı!
Tabii bu tıpkı bugün olduğu gibi katlanılması zor bir durumdu!
ANGLO-SAKSON AKLI ile Amerika buna kayıtsız kalamazdı! De Gaulle-Adenauer, ATLANTİK'ten Urallar'a kadar birleşik bir cepheden söz ediyordu! Amerika ve İngiliz finans imparatorluğunun gücü ARAP petrolü ile bundan elde edilen gelirin kullanılmasından geliyordu!
Asla buna kayıtsız kalamazlardı...
Yani dünyayı kontrol etmek için Müslüman coğrafyasındaki petrolü ve gazı elde tutmak şarttı!
Suudi Arabistan, Irak ve Türkiye çok ama çok önemliydi! Suudlar'la petrolün fiyatını, Irak'la "Riyad'a alternatif" çıkmasını, Türkiye ile de trafiği yönetebiliyordun!
Avrupa, Atlantik'ten Urallar'a kadar olan hayalin peşinde koşarken gizli manşetlerine TÜRKİYE'yi alıyorlardı! Ama Türkiye çok uzun zamandır İNGİLİZ kontrolünde olduğu için ORTAK olarak içlerinde yer veremiyorlardı! Ankara'nın aralarında olması belki BİRLİĞİN İÇTEN YIKILMASI anlamına gelecekti! Londra oyunu böyle kurmuştu! Bu nedenle Avrupa ile İngiltere arasında "Türkiye'yi kim, nasıl kontrol edecek!" kavgası vardı! SOL ve SERMAYE İngiliz patentini taşıyordu! Alman ve Fransızlar ise PKK, DHKP-C ve KARA SES'e kadar kullanabilecekleri her oluşuma sahip çıkıyordu. Ama SOL'la birlikte LAİKLİĞİ YA ŞATAN , onu DOKUNULMAZ ve tartışılmaz kılan İngilizler hep galip geliyordu!
Çünkü ülkenin içinde kendilerine bağlı insanlar yetiştirmişti!
SOL bilmeden, istemeden Londra'ya bağlıydı! Bunun için de SOL'a hayat verecek olanların AKILLICA seçimi vardı!
Mesela ODTÜ gibi İngiliz elinin değdiği üniversitelerde zaman zaman SATRANÇ turnuvası düzenlenirdi! (Ben değil William Binney söylüyor! YAZBOZ'a konuşan NSA ajanı!) Bu turnuvalarda AKLI ile öne çıkanlara her ne şartta olursa olsun çengel atılırdı! Çünkü Londra için SOL ve SOLCU önemliydi! Mesela MI6 Müslüman ve sağ öğrencilere ilgisini düşük seviyede tutup SOL'u bırakmazdı! Çünkü SOLCULARIN davalarına çok daha sıkı sıkıya bağlı olduğu sonucuna varmıştı!
Kendilerine verilen değerlerin peşinden gidenlerle daha büyük sonuçlar alacağını düşünmüşlerdi!
Ki ölüme giden gençlerimiz idam sehpasında sandalyeyi kendileri tekmelemişti!
GEZİ olaylarında SOL'un etkisi ve gücü bir kez daha ortaya çıkmıştı!
Amerika askeriyle AVRUPA'yı Ortadoğu'da durdurmak istese de İngiltere AKLIYLA oradaydı!
Meydana getirdiği ideolojileri ülkelerin içinde yeşerterek KENDİSİ ADINA KENDİNİ SAVUNANLARI oluşturuyordu!
Amerika züccaciye dükkanına giren fil gibi DÜŞMAN toplarken İngilizler'i kimse görmüyordu!
Londra, hem Avrupa'yı ve Rusya'yı Washington'un karşısına dikiyor, hem de istediği noktaların GÜNDEM olmasını sağlayabiliyordu! Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmeleri ateşleyip Çin'in rahat etmesini sağlıyordu!
Boko Haram'ı MI6 kurup yönetiyor, dünyanın dikkati oraya çekiliyordu!
Erdoğan'ın gittiği SOMALİ'yi bombayla sarsıyor, Ankara'ya yine MÜSLÜMAN görünümlü terörist üzerinden mesaj veriyordu! Zaten SAVAŞ artık GRUPLAR üzerinden yürüyordu! Aslında Kraliçe, Amerika'yı ASYA'dan uzak tutuyordu! Buradaki sorunlarla boğuşmasını istiyordu!
Bakın; IŞİD kaçırdığı iki Japon gazeteciyi katletti!
IŞİD ve Japonya arasında nasıl bir çekişme olabilirdi ki!
Ama vardı!
Japon Başbakanı Şinzo Abe gözyaşları içinde "Bu barbarca yapılan adi terör saldırısına karşı çok güçlü bir öfke hissediyorum. Uluslararası topluluk ile birlikte IŞİD'e yaptıklarının bedelini ödetmek için çalışacağız" diyordu! Yani "Avrupa ve Rusya ile birlikte Amerika'yı durduracağız" demek istiyordu! Çünkü Almanya-Rusya ve Fransa Atlas Okyanusu'ndan Japonya'ya kadar bir eksenden söz ediyordu! CIA da IŞİD vasıtasıyla Japonya'ya "Oradan çekil!" uyarısı yapıyordu!
Nerede?
Ortadoğu'da!
Çünkü hem Amerika'nın, hem de Avrupa'nın gücü eline geçirebilmesi için Müslüman coğrafyasına hükmetmesi gerekiyordu! Japon gazeteciler öldürülürken Suudlar'ın yeni kralı SELMAN , Amerika'nın en güvendiği isimlerden biri olan Prens Bender'i görevden alıyordu!
Londra'da okuyan ve oradaki bağları çok güçlü olan Prens Nayef öne çıkıyordu! ABD başkanlarıyla bacak bacak üstüne atarak konuşan ender isimlerden olan Bender'in gidişi saray içi darbeydi! Çünkü IŞİD, SUUDLAR'ın kapısına dayanmıştı! Petrol fiyatlarını indirsen de ortağına yaranamıyordun!
Dengeleri ve oyunu hep BATI kuruyordu!
Türkiye işte tam bu noktada MÜSLÜMANLIĞINI tekrar keşfetti! LAİKLİK üzerinden Ortadoğu'dan koparılan Ankara, her oyunun dışında kalıyordu!
Laiklik, İngilizler'in ustaca attığı bir formattı! Ne Ortadoğu'ya, ne Avrupa'ya, ne de Amerika'ya yanaşabiliyordun! Bir İDEOLOJİK temelle seni herkesten koparıp kendi hizmetlerine sokuyorlardı!
Oysa diğer güç odaklarının bize çok ihtiyacı vardı! Hangisi işimize gelirse onunla birleşip yolumuza devam ederdik! Ama yapamadık! İçeride birbirimizin boğazına sarılacak kadar DÜŞMAN oluvermiştik!
Hem de hiç düşünmeden! Adamlar bunlarla uğraşırken bizler ülke yönetimini ETEK BOYU İLE izah etmeye çalışıyorduk!
Hem DAR, hem SIĞ, hem de vizyonsuzduk!
En büyük gücümüzü kuma gömmeye bayılıyorduk! Eee sen büyümek istemeyince kimse gelip elinden tutmazdı! Bütün dengeleri değiştirecek tek bir ülke vardı, o da TÜRKİYE idi... Tarihimiz, dinimiz, dilimiz bize bu gücü veriyordu!
İngilizler bir süre sonra "bizi tamamen ortadan kaldıramadıkları için" çok pişman olacaklar! 100 yıl önce bizi küçümsemelerinin faturasını ödeyecekler! ORTADOĞU onlardan gidince BÜYÜK BRİTANYA masallarda kalacak!
Ama hayat boşluk kabul etmez!
Büyük Britanya gidince BÜYÜK TÜRKİYE gelecek!
Her şartta!
Çünkü bölgeye inenlere OSMANL I'nın hayaleti huzur vermiyor!
Kim olursa olsun BÖLGEYİ bize bırakmak zorunda! İkinci bir şık yok!
Bir de bizim çocuklar anlasa!