Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 25 Nisan 2014

Kavganın nedeni

Türkiye ve bölgede ne olup bittiğini anlamak için uzun zamandır buralarda yaşayanların kim olduğunu bilmek şart!
Etrafımızdaki her hareketin altında YERLİ bir isim aramak sonu olmayan BEYHUDE bir çabadır!
Ankara'yı, bölgeyi, Ortadoğu'yu ve Kafkasya'yı anlamak için kimin nereye ayağını koyduğunu bilmeliyiz!
Bize giydirilen ideolojik gömleklerin kimin tarafından dikildiğini bilmeden adım atmamız mümkün değil! Çok uzağa gitmeden yakın tarihe bakalım!
Ergenekon-Balyoz, 1960-1980 darbesi, 28 Şubat-27 Nisan postmodern darbesi ile e-muhtıra!
Sayılarını çok daha fazla artırabileceğimiz bu örnekler TÜRKİYE'de kökü dışarıda olan akımların çarpışmasıdır!
Tıpkı SAĞ-SOL gibi, TÜRKKÜRT gibi...
Ama bizde HASTALIK olduğu için dışarıda ne olup bittiğine bakmayız! Bir adada tek başımıza yaşadığımızı düşünürüz! Oysa gerçek bambaşkadır!
Zaten böyle olduğu içindir ki CNN International, GEZİ'de TAKSİM'in göbeğinden 10 saat canlı yayın yaptı!
Bakın; 28 Şubat davasında tutuklu kalmadı! Memleketin 150 milyar dolarının götürüldüğü davada mahkeme salonu boşaldı! Bir güç ısrarla içeride kimseyi tutmadı! Yani devletin üzerine çıkabilen birileri vardı!
Bu örneği başka davalarda da görmek mümkündü! İçerideki her kapışmanın tarafları vardı!
CUMHURİYET
kurulurken tek taraflı modifiye edilen yapı daha sonra içeride kendine rakip buldu!
İşte Köşk seçimlerinde silahların çekilmesine kadar varan çatışmanın da, muhalefet ve iktidar arasındaki kapışmanın da bilinmeyen gerçek nedeni budur!
Peki, nasıl bakacağız olaylara! İngiltere'ye gidip orada bir tur atalım!
Benjamin Disraeli, Robert Cecil (3 kez), Arthur Balfour, Andrew Law, Stanley Baldwin (3 kez), Neville Chamberlain, Winston Churchill, Antony Eden, Harold Macmillan, Alec Douglas-Home, Margaret Thatcher, John Mayor ve David Cameron...
Arada başka başka isimler olsa da Kraliçe'ye BAŞBAKANLIK yapanların çoğu ve en etkili isimleri hep MUHAFAZAKAR PARTİNİN içinden geldi!
Bizler CHP'nin bile tam olarak ne olduğunu bilmezken kim İngiltere'ye gidip Muhafazakarlar'a bakacaktı! Ama işte buralara gidip ter dökmezseniz ülkenizde ne olup bittiğini de anlama şansınız yoktu!
Peki bunların muhafazakar olmasının ne anlamı vardı!
Anlatalım!
Ne tesadüftür ki OSMANLI, İngiliz Yahudiler'den BORÇ almaya başladığı yıllarda Kraliçe'nin ülkesinde İSRAİL sözü gündeme geldi!
LOBİ'nin temelinin atıldığı dönem o dönemdir! Kitaplarda yazmasa da Rothschild ailesinin ağırlığını iyice artırıp BUCKINGHAM üzerindeki etkisinin gözle görülür hale gelmesi bu zamana denk gelir! Zaten İsrail LOBİSİ'nin orada kurulmasını sağlayan da bunlardır!
Protestanlarla yan yana durmaya özen gösteren Yahudiler, zamanla MUHAFAZAKAR PARTİ'yi ele geçirdiler! Hoş; karşılarındaki yapılar da kontrollerindeydi! Kendileri arkada durarak ilerliyorlardı!
CUMARTESİ GÜNLERİ Yahudiler ellerini işe sürmezlerdi! Bu tavırları bütün sistemlerinde vardı!
Eksiksiz devam ediyordu!
Bir Hristiyan ya da Müslüman'a yaptırılacak işlere girmez, kenardan oyunu yönetirlerdi!
Amerika'da herkesin bildiği ve Washington üzerinde çok etkisi olan AIPAC isimli Yahudi kuruluşunun bir benzeri İngiltere'de de vardı! Hatta çok daha etkilisi! Bunun da ismi CFI idi!
Yani Conservative Friends of Israel...
Dünyada bilinen 4 büyük etkili kuruluştan biriydi! Hem siyaset, hem finans olarak dünyada geniş bir iletişim ağına sahipti! Yalnız CFI'da küçük bir ayrıntı vardı! YAHUDİ OLMAYAN ÜYE OLAMIYORDU!
Spordan sanata, sağlıktan politikaya kadar çok etkili bir grafik çizen bu yapının muhafazakarlarla ne ilgisi vardı!
Söyleyelim... Muhafazakar Parti'nin yani ismini sıraladığım BAŞBAKANLARIN çıktığı hareketin yüzde 80'ini CFI oluşturuyordu!
Yani Muhafazakarlar'ın içindeki 10 kişiden 8'i YAHUDİ'ydi!
CFI
'ın üyesi olan dünya çapındaki YAHUDİ işadamlarını saymaya kalksak inanın yerimiz yetmez!
Biz kaçırsak da bunların sesi çok çıkar! Mesela Muhafazakârlar'ın en önemli isimlerinden Lord Kalm, 2006 Lübnan savaşında İsrail için 'aşırı' tabirini kullanan Hauge'yi "Paranın kesilmesini istiyorsunuz sanırım!" diye sert bir dille eleştirdi! Ardından Başbakan Cameron da "Uyardık, asla bir daha böyle bir şey yapamayacak!" sözünü vermek zorunda kaldı!
Türkiye'deki her kavganın bir tarafında da bunlar vardı!
Fakat bizler bunları göremezdik!
Bazen CHP olur, bazen MHP olur, bazen de aşırılık elbisesi giyip gelirlerdi!
Medyada da durum böyleydi!
Gerçeklerin halkla buluşmasının önündeki ENGEL bunlardı! Ama baktığımızda sahibi YAHUDİ olan, İNGİLİZ olan bir gazete ve televizyon yoktu! Ama gerçekte kontrol ve güç onlardaydı! Bu da bilinmezdi!
Ülkenin kuruluşunda formatı bunlar attığı için değişmesini hiç ama hiç istemiyorlardı!
Amerika ve İngiltere'de partilerin içine sızanların Türkiye'de dışarıda kalmasını düşünmek ne kadar mantıklıydı! Elbette dışarıda değillerdi! Çeşitli enstrümanlarla her siyasi yapısının içindelerdi! Ama AZ ama ÇOK!
AK Parti'de de varlardı!
Karşımıza çıkanlar bize benzese de aslında bizden değillerdi!
Anlayacağınız Türkiye, İngiltere ve Amerika'da ahtapot gibi kolları olan yapı ile savaşıyor! Erdoğan'ı hedefe koyan bunlar! Çünkü Başbakan bunların koyduğu kuralları tanımıyor!
Günlük demeçlere sığmayan gerçek bu!
MODA deyimle "Birbirimizi anlamak"a gelince bu da büyük bir yalan! Bir tarafta ülkeyi kendisi yönetmek isteyen MİLLET, diğer tarafta kontrolü bırakmak istemeyen küçük ama güçlü AZINLIK!
Onlar davasından vazgeçmediği sürece bu kavga sürecek!
Dün de, bugün de, yarın da sürecek!
PARA
ve MEDYA en güçlü silahları!
Şimdiye kadar en olumsuz şartlarda bile masada kazanmayı bildiler!
Erdoğan KÖŞK'e çıkar, Başbakan da bunlara KARŞI DURABİLEN biri olursa tarihin en anlamlı golünü yemiş olacaklar!
Bütün amaçları işte bu DENGENİN KURULMASINI önlemek!
Kavganın da nedeni bu!
İnanın gerisi teferruat!

NOT: İngiltere'de olduğu gibi bizde de hem SAĞ hem SOL'da varlar! Ama SOL'da daha güçlüler!
Mesela CHP ile AK Parti içindeki bir grup aslında çok sıkı dostturlar!
Ama biz görmeyiz!