Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 16 Eylül 2013

Haşhaş

Artık neredeyse her olayda içeride birileri çıkıp açık açık TÜRKİYE karşıtı pozisyon alıyor. Çekinme, sıkılma, utanma falan yok! Gezi olaylarından önce perde arkasından verilen tepkiler şimdi caddeleri, meydanları ve okulları dolduruyor!
Sokağa çıkanlar, tweet yağdıranlar toplumun eğitimli kesimi! İçlerinde yok yok!
Buna rağmen cahillik almış başını gitmiş durumda!
En tehlikelisi de bu zaten!
Ülkeni başına geçirilmeye çalışılan çorap hiçbirinin umurunda değil! Bu nedenle her şeye "Tayyip gitsin!" diye bakıyorlar!
Anlama, analiz etme, ne kaçırdıklarına kafa yorma gibi bir çaba yok! Duygusal tepkilerle ülkenin geleceğini çalmak için çırpınıyorlar!
Her fırsatta öne çıkacaklar! Daha yeni başladılar!
Onlar anlamaz ama anlayanlar için birkaç sözümüz var!
Biraz geri gidelim...
Perkins ailesi 1792'den beri İZMİR merkezli deniz ticareti yapıyordu! Çok kazanıyorlardı. Yetmedi AFYON işine girdiler. Türkiye'de yetiştirilen afyon toplanıp ÇİN'e kadar taşınıyordu! Samuel Russel de 1824'te Russel&CO'yu kurdu ve o da afyon işine girdi. Birkaç yıl sonra enişte-kayın şirketleri birleşti! Perkins ve Russel artık ortaktı! İşler iyi gitse de Çin'deki yönetim sorun çıkarıyordu. Şirkette panik başlayınca akrabaların, Jardine Matheson ile birleşmesine karar verildi.
Paniği çıkaranlar Rohtschildler'di!
Birleşme yaptırdıkları şirket de kendilerinindi!
Böylece AFYON ticareti Rothschild ailesinin tekeline geçti! Paniğin yayılmasını sağlayan J.P. Morgan'ın operasyondaki payı da çok büyüktü!
Bir yıl sonra Çin afyonu yasaklayınca bu güçlü aile İngiltere ve Fransa'yı Çin'e karşı savaşa ikna etti! Çünkü onların parası batarsa Kraliçe'ninki de batacaktı!
İngiltere ve Fransa çaresiz kabul etti. Donanmalar denize açıldı! Çin mağlup oldu! Afyon serbest kaldı! Hong Kong 150 yıllığına İngilizler'e bırakıldı!
Zaten Kıbrıs gibi ne kadar stratejik yer varsa alırlardı!
İngilizler çok az yere askerle giderdi! Akıllı oldukları için hep PARAYI konuştururlardı!
Burada da öyle yaptılar!
Afyon ticareti serbest kalır kalmaz operasyonu HSBC'yle yani Hong Kong Shangai Bank Corporation'la finanse etmeye başladılar! Zaten logoları da masonluğun en üst derecesini temsil ediyordu!
Derken bu akıştan bir dünya devi doğdu! Rio Tinto!
Bir eli İspanya'da, bir eli Avustralya'da, kafası da Londra'da olan maden devi!
Dünya madenlerinin en az yarısı bu şirketin tekelindeydi! Bizler bilmezdik ama Türkiye'de de ortakları vardı! Hükümetleri, kontrol ettikleri basınla istedikleri maden mevzuatlarının çıkarılmasına zorlarlardı!
Tek Erdoğan döneminde bunu yapamadılar! BOR'da Türkiye'nin tek rakibi bunlardı! Çok maden bunlar yüzünden günışığıyla buluşamadı! Elleri maden çıkarmayı yasaklayacak kadar uzundu!
Altın, elmas gibi değerli madenlerin neredeyse yüz de yüzü bunlarındı!
Değerli olan hiçbir şeyi bırakmazlardı!
Booerler, yani Güney Afrika'ya İngilizlerden önce giden Hollandalılar da zengin altın ve elmas madenlerini keşfedince başına dert aldı! İngilizler'in isteklerine boyun eğmeyen BOOERLER karşılarında 400 bin İngiliz askerini buldu!
Ordunun başında Rothschild ajanı Lord Alfred Milner ile Cecil Rhodes vardı!
Rhodes daha sonra adına RODEZYA diye bir devlet kuran isimdi! En büyük hayali de Cape Town'u demiryolu ile Kahire'ye bağlamaktı!
Operasyonla altın ve elmas artık İngiltere'nin, daha doğrusu Rothschildler'indi!
Afrika'nın ve Doğu'nun elinde ne varsa bunlarındı!
BEYAZ ADAM'ın iş tutuş şekli böyleydi! Sömürge başını alıp gitmişti gitmesine ama göstergesi yoktu!
İşte tam bu sıralarda, yani 1800'lerden sonra dünyaya damga vuran aile elini spora attı!
Ama bir temel şarttı!
İnsanlığın medeniyetin gelişmesinin bir noktası olmalıydı! Bu da asla ve kat'a Afrika ya da Ortadoğu olamazdı! Sömürge kafası ortak bir ATA bulmakta zorlanmadı! Eski Yunan doğru adresti! Antik Yunan'ın elindeki sözde meşale artık dostluk ve kardeşlik için yanacaktı! Asla böyle bir şey sözkonusu değildi! Olamazdı da! Yıllardır bu yalan sürse de OLİMPİYATLAR kardeşlik-dostluk falan demek değildi! Beyaz'ın Siyah'a olan üstünlüğüydü!
Söylenmezdi! Yazılmazdı ama böyleydi!
Eski Yunan'a sığınan kafa Türkler'i de elinde zenginlik bırakılmayacak ülkeler arasına alıyordu!
Olimpiyat Avrupa'nın, yani Batı'nın Doğu'ya karşı zaferini temsil eder!
Doğulu demek zenginliği alınıp fakirliğe mahkum edilecek ülke demektir!
İşte Türkiye bunu yıkmak için OLİMPİYAT'a aday oldu!
İstanbul, Bakü, Roma, Doha, Madrid ve Tokyo gibi şehirlerle yarıştı!
Tarihin akışını ters çevirmek için mücadele etti!
Ama karar verenler bir DOĞULU istemiyordu! Daha doğrusu söz dinlemeyen bir DOĞULU istemiyordu!
Çin ve Japonya onlar için uysal çocuklardı!
Bütün enerjisini, hammaddelerini Rio Tinto ve ortaklarından alan ülkeler onlar için asla ve kat'a DOĞU değildi!
Gezi'ye destek verip planlayanlar kalkıp İstanbul'a OLİMPİYAT verecek değillerdi!
Kendileriyle çelişmelerini hiç beklemedim zaten! Çelişmediler de!
Doğu'nun kesinkes yenildiği yıllarda, yani 1896'da başlayan OLİMPİYAT tesadüf değildi!
Dostluk, kardeşlik, mücadele, rekabet ve dayanışma hiç değildi! Altın ya da gümüş madalya da değildi!
BATI'nın ışığı ve medeniyeti demekti!
Bizde de buna bayılan çoktu!
O yüzden OLİMPİYAT İstanbul'a gelmediği için hem tweet, hem de göbek attılar! Bu da bizim tarihimizdi!
Dışarıya çalışan yerli başka hangi ülkede bu kadar çoktur bilmiyorum!
Türkiye bu güçlere baş kaldırdıkça içeride birileri çıkıp ilk yumruğu atmak istiyor!
Bunlar Gezi'de olduğu gibi muhalefetin de içinde! Sorun bu!
Kimliğinde TÜRK yazan biriyle mücadele etmek o kadar kolay değil!
Bir de BOĞAZ'daki BARONLARIN desteği bu kadar açık bir şekilde sürerken!
Hoş onlar da emir kulu! "Olimpiyat gelmedi!" diye sevinenler aslında kimin ekmeğine yağ sürdüğünün farkında mı?
Hiç sanmıyorum!
Öyle olsa, Rothschildler'in Türkiye temsilcisinin gösterdiği yeni ismin etrafında birleşmezler!
Ya da herkes rolünün farkında, bilerek ve isteyerek muhalif!
Bu daha da acı!
Onların elinden altın madalya alınacağına dereceye girememek daha onurlu değil mi!
Bir de bütün bunları yapanların kendilerini "SOL" olarak tanımlaması ilginç değil mi?
İçlerinden biri çıkıp da "Ayıp oluyor beyler!" demeyecek mi!

NOT: Sağır sultanın bile duyduğu Güneydoğu'daki kenevir tarlaları neden şimdi yakılıyor! Düşünün bakalım...