Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 10 Haziran 2013

28 Şubat Gezi'si

Geçtiğimiz akşam birkaç dostla birlikte bir şeyler atıştırmak için bir araya geldik. Haliyle sohbet GEZİ PARKI ve çıkan olaylardı. Herkes kendi düşündüklerini çekinmeden sıralarken karşımdaki dostum "Sen hiç 28 Şubat işine girmedin!" dedi... Bir an durdum ve düşündüm!
Haklıydı! Neredeyse 1 yıla yakındır 28 Şubat ve para operasyonuyla ilgili yazmamıştım! Oysa GEZİ'yi anlayabilmek için oralara gitmek şarttı!
Hem sokakta masum bir şekilde taleplerini dile getirenler hem de protestolara karşı çıkanlar BÜYÜK FOTOĞRAFI görmeliydi!
Ve Türkiye'de hiçbir şeyin kendiliğinden olmayacağı anlaşılmalıydı!
Sincan'da yürüyen tanklar her ne kadar Cumhuriyet'i ve laikliği korumak için yollara çıktıysa da oyunu kuran için sadece ordunun hassasiyeti önemliydi!
Çünkü kabul etmek zor da olsa asker Cumhuriyet'i ve rejimi tehdit eden unsurlara karşı savaşır ve memleketi kurtarırdı! Birkaç marjinal grup derdest edildiği zaman Cumhuriyet zafer kazanmış sayılırdı! 28 Şubat'ta da böyleydi! Asker resmi ideolojiyi savunmak için sokağa çıktığında PERDE ARKASINDA oyunu kuranlar el ele verip bankaları boşalttı!
250 milyar dolar gitti!
Bilmeden ya da bilerek BARONLARA bağlı olan askerler yürüdüğünde tek kazanan İngiltere, Amerika ve İsrail'le bağı olan paranın efendileriydi! Merkez Londra'ydı!
Başrolde yine ROTHSCHILDLER vardı! Amerika'daki Rockefeller Ailesi de işin içindeydi! Bunların itici gücüyle CIA ve Pentagon'un bir kısmı da projeye dahildi! 28 Şubat'ta Erbakan'ın ipini çeken güç içerideki medyayı da kullanıyordu! Çünkü gizli sahipler onlardı!
MERKEZ denilen medya aslında dışarıdaki MERKEZ'e bağlıydı!
Türkler'in dışında başka bir yerin merkeziydi!
Herkes laikliği korumanın derdindeyken İSTANBUL SERMAYESİ şimdi olduğu gibi topa girdi!
Paralar çuvalla götürüldü!
Önce dışarı gitti! Sonra bıyıklı yabancıdan BORÇ olarak geri döndü! Devlet iki kez soyuldu! Bu, her yere kolu uzanan Rothschild gibi dev Musevi ailelerin yaptığı kusursuz bir operasyondu!
Cumhuriyet tarihinin en büyük vurgunuydu! Ama Ruslar'ın güzel bir sözü vardı: Doğum günü pastası tek kişiyle yenilmez!
Gerçekten öyleydi!
İstanbul sermayesi planın sahnelenmesi için önemli rol üstlendi, payını da aldı. Ama asker bunu bilmiyordu! Onlar "laikliği kurtardıkları için" mutluydular! "Dolar operasyonundan" sonra işler düzelsin diye BARONLARIN mutemet adamı DERVİŞ geldi! Amaç yıkılan Türkiye'yi tekrar SOYULACAK düzeye getirmekti! Bir süre sonra yani 2002'de seçimlerde HALK sözünü söyledi! Bütün siyasi aktörler felç oldu!
Hepsi gitti! Erdoğan'ın partisi geldi!
BARONLAR, AK Parti'nin açtıkları yolda gideceğini sandı. İlk işaretler böyleydi! Ama Erdoğan tepki vermekte gecikmedi. İşareti alan BARONLARIN karşısındaki güç, CHP'nin desteğiyle Erdoğan'ın YASAĞINI kaldırdı! Siirt'te yapılan seçim Erdoğan'ın vekil olması için değil BARONLARA karşı yeni bir Türkiye kurulması içindi!
Kendi içinde DEV AİLELERE karşı mücadeleye giren Beyaz Saray da buna destek veriyordu! Hatta öncesinde Öcalan'ı vererek JEST yaptılar!
Öcalan'ın kullanılması, PKK'nın bitmesi ve Kürtler'in Türkiye ile birlikte hareket etmesi anlamına geliyordu! Erdoğan sorunu çözmek için tavrını başından beri koydu!
Samimiydi! Kürt kökenli mesai arkadaşlarıyla çalışarak bunu gösterdi!
Kucaklayıcı olduğunu her fırsatta ortaya koydu! İşte bu DEV KOALİSYONU çok rahatsız etti!
-İzinsiz telefon dinlemeleri -Özel hayatı deşifre eden belgelerin sızması -Kontrolsüz kayıtların paylaşılması -Üniversite sorularının çalınması -KPSS soru kitapçığının dışarı çıkması -"Böcek" salgınını baş göstermesi -İletişim özgürlüğünün yara alması -Suçsuz askerlerin hapse gönderilmesi -Adalet adına zulüm yapılması -Türkan Saylan'ın gözaltı macerası -T.C tabelalarının birden indirilmesi -3 Temmuz şike operasyonu gibi HÜKÜMETE fatura edilen birçok operasyon yapıldı! Bütün bunlar HALKI Ankara'ya karşı harekete geçirmek içindi!
Tutmadı demek çok iyi niyetli bir yaklaşım olur!
Ama sokağa çıkanlar kendilerini rahatsız eden gücün hedefinde ERDOĞAN olduğunu bilmiyordu! Öyle bir oyun kuruldu ki İKİ MAĞDUR karşı karşıya getirildi! Bir yanda masum talepleri için yürüyen kalabalık diğer yanda BARONLARA geçit vermeyen ve gitmesi istenilen ERDOĞAN!
Bakın Amerika'dan İngiltere'ye, Fransa'dan İsrail'e oradan da içerideki militan yayınlara kadar tek hedef ERDOĞAN'dı! Kimse AK Parti demiyordu! Oysa AK Parti Erdoğan gibi muhafazakar isimlerinden oluşan bir yapıydı! Çoğunun eşinin başı kapalıydı.
Çoğu namaz kılıyor, hemen hemen hepsi oruç tutuyordu! Tamamına yakını Erdoğan gibi aile babasıydı. Üstelik giyim tarzları da aynıydı! Ama dışarıda memnun olmayan GÜÇ Erdoğan'ı istemiyordu!
Neredeyse bütün dünya Erdoğan'ın gitmesini istediğine göre demek ki BAŞBAKAN Türkiye için doğru şeyler yapıyordu!
Ve yürüyenler bunu bilmiyordu!
Yukarıda bütün olumsuzları yaşatan GÜÇ ki bu CEMAAT değil! Çünkü zamanında Fethullah Gülen'i ülkeden çıkmak zorunda bırakan da bunlardı!
Öyle bir ağa sahipler ki ülkeyi kimseye bırakmak istemiyorlar!
Şimdi "İstanbul Sermayesini" yanlarına alarak GEZİ PARKI'na yaslandılar!
28 Şubat'ta götürülen PARANIN hesabını veremeyecekleri için karşı saldırıya geçtiler! Onların hesap vermesi EFENDİLERİNİN yenilmesi anlamına geliyordu!
Tarifi imkansız kibirleri yüzünden burada yenileceklerine ihtimal vermiyorlar! Dahası kabullenmiyorlar!
Bu nedenle büyümek için Ortadoğu'ya doğru yönelen Ankara'ya "Doğu'ya gittiğinde Batı'yı kaybedersin" mesajı veriyorlar!
Bakın olaylar İstanbul ve İzmir'de!
Büyük olmak için büyük bir savaşı kazanmak şart! Ankara işte tam da bunu yapıyor!
Yani kendine yakışanı!

NOT: Masum taleplerini dile getiren kalabalık bu ülkenin ORTA SINIFIDIR!
Yani eğitimli ve dünyayı bilen insanlarıdır!
Ankara ne yapıp edip bu insanları karşı tarafa bırakmayıp yanına almalıdır! Türk Bayrakları ile yürüyen bu insanlar oyunu gördüğü an pozisyon değiştirecektir! Akıl, gizli gerçeklerin şimdi açıklanması gerektiğini söylüyor! Bakalım!