Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 8 Nisan 2013

Değişim

Sokaktaki insanın kafası karışık. Bırakın kendi halinde yaşayan kalabalığı, muhalefet liderlerinin zihni bile çok net değil. Şablonlarla hareket etmekten ne değişimi görebiliyorlar ne de dünyanın Türkiye'ye vermek zorunda olduğu rolü okuyabiliyorlar...
Bu kısırlık sadece bilgi eksikliği ile açıklanamaz!
Türkiye gibi 100 yıldır kendi haline bırakılmayan bir ülkede yaşayan ve ülkenin kaderini belirleyen KAMPLARDAN söz edilmez!
Defalarca yazdım... Türkiye ya Avrupa ya da Amerika ile beraberdir!
Bizim demokrasi tarihimiz PİNPON maçıdır! Ya top Edirne'den geçerek Avrupa'ya gider ya da Atlantik'in diğer yanına...
Bu yeni de değildir!
Atatürk'le İnönü arasında yaşanan ve asla sözü edilmeyen ayrışma ve kapışma da budur!
Biz hep sonuçlarla ilgilendiğimiz için ne Cumhuriyet'i anlayabildik ne de nereye sürüklendiğimizi... Asıl tarihimiz yazılmayandı. Japonya'dan Avustralya'ya kadar önem taşıyan bütün ülkeler DEV GÜÇLER tarafından şekillendirilirken en çok darbeye uğrayan Türkiye nasıl olur da bunun dışında kalırdı?
Kalamazdı!
Ama gerçek söylenemeyecek kadar acı vericiydi!
Çünkü Türkiye'yi Türkler değil DIŞARIYA BAĞLI OLİGARŞİ yönetiyordu!
Siz bakmayın gazetelerin logolarında yazanlara!
Türkiye iki ucundan çekiştiriliyordu!
Ama daha ağır basan nedense İngiltere oluyordu! Amerika gelip Ankara'ya çökse de sonuçta buralara çok uzaktı! Bu nedenle Londra'nın kadife eldivenle attığı yumruklara maruz kalıyordu! Çünkü sermayenin kaynağı Avrupa'ydı! Bizdeki patronların yani ülkenin geleceğine kumaş biçen insanlar hep Avrupa ile yakın temasta oldu! Arada bilinmeyen muazzam bir iletişim ağı kuruldu! Siyaset, asker, MİT, spor dünyası, magazin, basın, Dışişleri yani aklınıza gelen hangi kurum varsa bu iki gücün etkisini taşıyordu!
Londra o kadar akıllı ve kuvvetliydi ki Amerika'nın içinde önemli bir kudrete sahip olan YAHUDİ PATRONLARI da yanına çekip kader birliği yapmıştı! İngiltere, Avrupa ve Amerikan BARONLARI aynı rotada gidiyordu! Bu gücün Türkiye'ye çok farklı bir bakışı vardı. 60 yıl içeride düşman aramamız, kendi insanlarımızı fişlememiz, halkı kategorilere ayırmamız, darbeler, cuntalar, öğrenci olayları, sağ-sol çatışması, ekonomik krizler, başımızı kaldırıp etrafa bakmamamız hep bu gücün isteğiyle oldu!
Sonuçta İngillizler için Türkler'in rejimi ya da laik olup olmadıklarının bir önemi yoktu!
Onlar için önemli olan "Ankara'nın Ortadoğu'ya İngiliz gözlüğüyle" bakmasıydı! Ama bu ittifakın önemli gücü Yahudi patronlar kesinlikle LAİKLİKTEN taviz vermiyordu! Onlar için, Ankara'da dine mesafeli bir yönetim İsrail'deki Yahudiler'in garantisiydi! Beyoğlu'nda kurulan İSRAİL için önemli olan Amerikan değil Türk yardımıydı! Ama Ankara bunu bilmezdi! Daha doğrusu iktidara gelmek için bu cephenin ONAYI gerekliydi! Öyle inanılırdı! Hatta bazı askerler bu ittifaka destek vererek yükselmeyi hedeflerdi!
Bu nedenle kimsenin sesi çıkmazdı!
Devleti emanet ettiğimiz insanlar "Amerika için İsrail canından daha değerli" yorumu yapardı! Ortadoğu'daki gelişmeleri ve dengeleri iyi okuyamadığı için de bu masal yıllarca sürüp giderdi! İsrail'i çok seven Amerika nasıl oluyor da Suudi Arabistan'a hem silah hem de onları kullanmak için asker veriyordu!
Başkalarının kafasındakini okuyamadığımız gibi kendi oyun planımızı da kuramadık!
Aslında eksiklik bizdeydi!
Bırakın oyun kurmayı "Yahu bu BATI 100 yıldır bizden ne istiyor?" sorusunu sormadık ve cevap aramadık! Her şeye "KADER" dedik! Önemimizi onlar biliyor ancak biz bunu fark edemiyorduk!
Mesela Turgut Özal ve Çiller, Amerika ile ilişkilere çok önem verirdi! Özal büyümeyi, genişlemeyi ve kalkınmayı önemserdi! Çiller ise günlük politikalarla yürümeyi...
Özal, PKK'nın bir şekilde bitmesi gerektiğini düşünüp AF'la yeni bir sayfa açıp Kürtler'i kucaklamayı düşünürdü!
Cumhuriyet tarihinde görülmediği kadar Kürtler'e yakın bir isimdi!
Oysa Çiller yani Amerikan vatandaşı olduğu bile söylenen BAŞBAKANIMIZ, Kürt sorunu ve PKK konusunda MHP'yi bile soluyordu! Kurduğu özel ekipler ile bölgeye iniyor, taş üstünde taş bırakmıyordu! Terörü bitirmek için Öcalan'ın kellesini almaya çalışıyordu!
İki isim, iki farklı yol!
Neden? Çünkü Ankara bir türlü oyunu göremiyordu!
Özal gibi planı anlayıp Türkiye lehine değiştirmeye kalkanlar bir bir ortadan kaldırılıyordu! Çünkü İKİ KANAT hep çatışma halindeydi! Özal'ın Türk-İslam birliği talepleri herkesi korkutuyordu! Özellikle ENERJİYE yürüyüşü Londra'yı çıldırtıyordu! Çiller ise YAHUDİ patronların egemen olduğu Clinton hareketi üzerinden Kürtler'i Londra'ya bırakmak için çalışıyordu!
Belki kendisi bile bunu bilmiyordu!
Muhtemelen itildiği kulvardan haberi yoktu!
Ama faili meçhuller yaşandıkça ve sivil halk acı çektikçe olay PKK'dan çok Türk-Kürt mücadelesine dönüyordu! Çünkü Yahudi baronlar ve Clinton, Kürt devleti kurarak bölgeyi yönetme sevdasındaydılar!
Biz bunları görmeyip depremden sonra ERKAN BEBEĞİN burnunu sıkan Clinton'u göklere çıkarırdık!
Belki Erkan bebek şimdi kocaman adam oldu, bilmiyorum... Ama ne ondan önce ne de ondan sonra kurulan tezgahı anladık!
Türk-Kürt karşı karşıya gelirken pusuyu görmedik!
Bölgeyi bilen İngilizler her şeyin içinde ve arkasındaydı!
Türkiye küçülüp, Avrupa Birliği'ne alınacak, onlar da ucuz enerji ile hormonlu hale gelecekti!
Plan buydu! İşte içeride yıllardır yaşadığımız darbe, çatışma, fişleme, kriz, PKK yani başımıza bela olan ne varsa bunun sonucu!
Hatırlayın; Milli Güvenlik Kurulu'nun her dediği kanundu! Teröre, ekonomiye, dış politikaya orası yön verirdi! Hatta Öcalan'a "Kaç, Türk askeri Kuzey Irak'a gelip seni alacak" diye haber de oradan uçuyordu! Muhtemelen orası da tek parça değildi!
Şimdi Türkiye'yi büyütecek bir AKIL oluştu! Bölgenin yol haritası ele geçirildi!
Bütün dengelerin ipi Ankara'ya bırakıldı.
Ama yine de buna tepki gösterenler var!
Benim anlayamadığım asıl bu!
Yoksa hala mı İKİ parçayız? "Hayır" diyebilen biri var mı?


NOT: Daha önce yazdım. İsrail'in kullanma süresi bitiyor! Yeni dönemde Arap-İsrail kapışması yok. Türkiye ne derse o olacak! Bu hem İngiltere'nin (İsrail'i kuran onlar çünkü) hem de Tel Aviv'in susması demek! Karın ağrısı bu nedenle çok fazla...