Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 10 Ocak 2013

İngiliz'e tokat

Abdülmelik Fırat...
Şeyh Said'in torunuydu. Babası Şeyh Şahabettin'di. 1925 isyanından sonra Şeyh Said ve birçok yakını idam edildi.
İdamdan kurtulan aile üyeleri sürgüne gönderildi. Bir kısmı 1929'da Takrir-i Sükun Kanunu'nun kaldırılmasıyla geri dönebildi. Ama yerleşecekleri toprakları yoktu. Hepsi hayata yeniden başlamak zorunda kaldı. Soyadı kanunu çıkmıştı. Şeyh Said'in soyundan gelenlerin bir bölümü FIRAT soyismini aldı. Ancak yine huzur yoktu! 1935'te ikinci sürgün dalgası başladı. 1947'de tekrar döndüler...
Abdülmelik Fırat yaşını 7 yıl büyüterek milletvekili oldu. Renkli bir isimdi... Kürtçe ve Türkçe'nin yanı sıra Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca konuşurdu...
Bu bilgileri Abdülmelik Bey'in kim olduğunu hatırlatmak için paylaştım... Kürtler için önemli bir isimdi. Aile bağları ortadaydı. Sanırım, Kürtler hakkında söz söyleyecek insanların başında geliyordu. Bilgiliydi. Konuya hakimiyetini de katıldığı programlarda gösterirdi! İşte ben de o programlardan birini sizinle paylaşmak istedim...
Yıl: 1994...
Yer: Londra...
1990'larda Türkiye'de başlayan ÖZEL TELEVİZYON rüzgarına terör örgütü PKK'da katıldı.
Yaptıkları çalışma sonucunda PKK'nın da bir televizyonu olabileceği anlaşıldı. Örgüt, yurtiçinde ve dışında topladığı parayla bu işe soyundu. Çalışanlar PKK'lıydı. Çoğu maaş almadan hizmet ediyordu.
Televizyonun yayın ilkeleri bizzat Öcalan tarafından belirlendi. PKK, topladığı parayla Londra'nın yolunu tuttu. İngiliz ITC şirketiyle masaya oturuldu. Lisans alındı. Sırada UYDU vardı. O adres de hemen tespit edildi. Uydu Fransa'dan bulunmuştu. "Garanti olsun" diye bir uydu da Amerika'dan kiralandı! Örgüt "televizyon işine ne kadar para gider?" diye düşünmüş ve yılda 50 milyon markı gözden çıkarmıştı!
Tarihler 1994'ü gösterirken Abdülmelik Fırat televizyonun açılışına katılmak için Londra'ya davet edildi. MED TV'nin yayın akışına göre ekranın en ağır programı Fırat'ın da katılacağı açık oturumdu!
Yanılmıyorsam programda moderatörün dışında 3 konuk vardı. Konu haliyle silahlı mücadeleydi.
Moderatör bir ara dönüp Abdülmelik Fırat'a "PKK nedir?, Ne istiyor? Neye hizmet ediyor?" gibisinden bir dizi soru yöneltti.
Yayın İngiltere'den yapılıyordu! Abdülmelik Bey yanında oturan önemli ve hatırı sayılır İNGİLİZ'e dönerek "Türkiye'de yaşanan kardeş kavgasının da akan kanın da arkasında siz varsınız! Bu ülkeyi bölmek için yapmadığınız kalmadı. Çok iyi biliyorum ki bundan sonra da amacınızdan vazgeçmeyeceksiniz" dedi...
Stüdyoda buz gibi bir hava esti.
Fırat'ın sözleri çok ağırdı ve bunları çok acı çekmiş bir ailenin üyesi olarak söylüyordu. Herkes İngiliz konuktan tepki beklerken o kafasını kaldırıp tek bir sözle bile karşı çıkmadı... İngilizler'in PKK'ya verdiği desteğin açık açık söylendiği ilk yer Londra olmuştu!
Hep söylediğim gibi böylesine ezber bozan şeylere TÜRK BASINI ilgi göstermezdi. Söyleyene ya komplocu ya da deli derlerdi! Çünkü işlerine gelmez, "itibarsızlaştırma" politikasıyla o kişiyi doğduğuna pişman ederlerdi...
Çark böyle dönerdi İstanbul dükalığında. Sermaye yapısı belli olsa da DERİN BAĞLANTILARI bir türlü ortaya çıkmazdı. Şimdiye kadar da çıkmadı zaten!
Fırat olayını anlatmanın sebepleri var. Türkiye, Kürtler'le kaynaşma ve kucaklaşma dönemini başlattı.
Bu süreç ummadığımız kadar hızlı gelişecek. Çünkü Ankara'nın bölgede atması gereken çok önemli adımlar var. Defalarca söylediğim gibi Kuzey Irak'taki petrol ve gaz Kürtler'e bırakılmayacak kadar önemli.
Ankara olmazsa Kuzey Irak'taki Kürtler evlerini ısıtacak doğalgazı bile bulamaz. Düne kadar "Kürt devletinin kurulması yakındır ve kaçınılmazdır" diye konuşan BARZANİ bunu en iyi gören isim!
Barzani bile gerçeği görürken genetik refleksleriyle davranan CHP ve MHP bunu ısrarla görmezden geliyor! Üç kıtayı yöneten Osmanlı'nın torunları olarak KORKULARINA yeniliyorlar. Türkiye'nin ve dünyanın nereye gittiğini anlamıyorlar! Tarih, Türkler'e "BÜYÜME" şansını sundu. AKIL, bunu iyi şekilde yönetmeyi emrediyor. MİLLİ konularda bize yakışan, herkesin fikrini söyleyip desteğini esirgememesidir!
İnanın Öcalan bile bunu gördü! Son süreci kendi isteğiyle başlattı. İmralı'da tek başına yaşarken bile önemli kararlar aldı. Bu saatten sonra BAHOZ ERDAL ve CEMİL BAYIK'ın ekiplerinden Türk askerine saldırı olduğu an çıkıp "Bunu yapanlar Kürt değil. Emri veren de dışarısı" açıklaması yapacak. Yani o bile gemileri yakmış durumda...
Bütün bunlar ortadayken BARIŞA KARŞI çıkan Neo-Con, Londra ve Tel Aviv çizgisinde olmak kimseye bir şey getirmez! AMERİKA dünyayı kafatasına göre vatandaşlık verdiği insanlarla yönetmiyor. Adamların ülkesine baktığınızda ne ararsanız var! Koreli'den tutun da siyahisine kadar!
Büyük ve kompleksiz devlet böyle davranır. CHP ve MHP bu nedenle resmi ideolojinin dışına çıkıp kendisini yenilemeli. Bu ülkenin yeteneğine güvenmeli. Çevremizde enerji savaşları başlamışken oturup "Kuzey Irak'ta Türk yok, ne işimiz var orada!" diyemez. Dememeli! Osmanlı at koşturduğu yerlere oradaki TÜRKLER'i kurtarmak için gitmedi ki!
Dışarıdan süreci kesmek için yeterince DARBE olacak. En azından içeride birlik olmalı. Bu o partinin, şu partinin meselesi değil ki!
Ya ülke büyüyecek ya da tarihi bir fırsatı kaçırıp birbirimizi boğazlayacağız! İngiltere ile Amerika bölgede kapışırken neden payımıza düşeni almayalım... İki gücün de bölgede ANKARA'ya ihtiyacı var.
İkisi de bizsiz adım atamıyor!
Londra, PKK bittiği anda Türkler'in bölgeyi ele geçireceği görüyor. Amerika ise bize mecbur! Bölgeye yabancılar. Onlar için zor deplasman... İngilizler'den çekindikleri de bir gerçek...
Zaten PKK diye saldıranın da PKK olmadığı apaçık ortada!
Kenetlenmek için daha ne bekliyoruz, anlamadım!
Alışkanlıklarımızdan kurtulmamız yeter de artar bile...
Gerisi zaten bizim genlerimizde var!