Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 27 Eylül 2012

Sürpriz yakında

Geçtiğimiz haftasonu Ankara'da yaşayan bir arkadaşım ziyarete geldi. Bizim mıntıkayı pek bilmezdi.
Sora sora bulmuş. Güzel havanın da keyfini çıkarmak için kendimizi yeşillikler arasındaki masaya attık. Tabii benim amacım önce rahatlamasını sağlayıp sonra da ağzından laf almaktı... Zaten kabak kızartmasına bayılırdı. Onu önünde görünce coştu... Tipik bir EGELİ'ydi anlayacağınız... Neler anlattı neler... Sözü bir aldı.
Bırakmak bilmedi. İşte BEYAZ MASADA yaptığımız o sohbet....
Neler oluyor yahu?
Neyi kastediyorsun..
Balyoz, Ergenekon, tanıklar, ifadeler, tutuklamalar, cezalar... Hepsini... Nereye gidiyoruz?
Merak etme, her şey kontrol altında. Bak! Enver Paşa 5 Mart 1909'da Berlin'e askeri ataşe olarak atandı. O kültürü fazlasıyla beğenip etkilendi. Almanlar'a fazla yanaştı.
31 Mart Vakası nedeniyle Hareket Ordusu'na katıldı. İsyan bastırıldı.
Ancak ona görev verilmedi. O da Almanya'ya döndü. 1911'de İstanbul'a geldiğinde, Sultan Reşad'ın yeğeni Naciye Sultan'la nişanlandı...
Eee?
Enver Paşa Padişah'a çok yakındı. Ailedendi. Ama Samsun'a çıkma görevi ona değil de Mustafa Kemal'e verildi. Bandırma Vapuru geleceğin Türkiye'sini kurmak için hareket ediyor, Padişah da arkadan el sallıyordu. Yani yeni devleti Padişah, Atatürk'le birlikte kuruyordu...
Böyle fantezi hiç duymadım?
Hiç değil... 16 devlet kuran bu akıl bir şeye karar vermişti. "Yok olmaktansa küçülüp var olmayı" tercih etti. Osmanlı'nın elindeki toprakların çoğu gitti.
İngilizler istedikleri gibi bir Ortadoğu için düğmeye basmıştı. Bunu Atatürk de Padişah da biliyordu...
Onların istediğini yapar gibi görünüp, günü geldiğinde kendi sözümüzü söyleyecektik...
Balyoz'la bir ilgisini kuramadım vallahi!
Atatürk büyük zafer kazandı.
Ülkeyi ayakta tuttu. Ancak ondan sonra gelen birçok isim önce İngiliz, daha sonra ABD çizgisine yanaştı.
Öyle anlar oldu ki Londra ya da Washington'a soramadan iş yapamaz olduk! İzinsiz tuvalete gidemeyen isimler göreve geldi.
Zamanla ordu içine de sızdılar...
Sızdılar da ne yaptılar?
Cumhuriyet'in temeli olan LAİKLİĞİ öyle bir hale getirdiler ki bazı askerler dine tepeden bakar oldu. Milletin en büyük harcı olan DİN, ordunun bazı kesimlerinde karşılık bulmuyordu. O kesim için en büyük tehlike ŞERİAT'tı...
Bazıları ezan sesine bile karşıydı...
Eee, ne var bunda?
Biliyoruz zaten..
Aslında ordunun bir kanadının gönülden bağlı olduğu o laiklik anlayışı "Biz Ortadoğu'da yokuz. Asırlarca koruduğumuz o arka bahçeyle ilgilenmiyoruz" anlamına geliyordu. Tabii siyaseten... Durum böyle olunca enerji merkezlerine bir türlü gidemedik. İngilizler, Amerikalılar perde arkasında İran'la, Arabistan'la aynı sahneyi paylaşırken bize rol düşmüyordu...
Ve askerin o kanadı da bilerek ya da bilmeyerek bu oyuna geliyordu. 'İslamcı' yaftası vurulan hükümetleri zora sokmaktan geri durmuyordu! Balyoz'a bir bak!
Yine aynı refleksle hareket eden asker grubunu göreceksin. Cami bombalamaktan söz eden Türk askeri olur mu hiç?
Halkını tankların altına almayı düşünen adamın Peygamber Ocağı'nda ne işi olabilir...
Bir de BALYOZ'un nerede hazırlandığına dikkat et!
İstanbul'da!
Evet... Yani büyük sermayenin kalbinde...
Daha kim bu darbeye destek sözü verdi bilmiyoruz. Yalılarda kimler kimlerle oturdu haberimiz yok! Para olmadan darbe olamayacağına göre... Gerçek "Balyoz"u elinde tutanlar var demek ki!
Nereye geleceksin merak ediyorum?
Atatürk yok olmaya yüz tutan bir ülkeyi ayağa kaldırdı. Devletin büyük aklıyla başarılı oldu. Ama sonra İNGİLİZLER'in nihai planını önlemeye çalışan olmadı...
Ne planı?
Londra'daki akıl bizi Ortadoğu'dan tamamen koparmak istiyordu. 100 yıllık plandı bu!
1906'da kendi aralarında yaptıkları anlaşmaya göre 2006'da Türkiye ne Ortadoğulu, ne Avrupalı, ne Doğulu ne Batılı bir ülke olacaktı.
Kimlik bunalımı içinde kıvranan ve hep ipi dışarıda olan bir ülke yani...
Bir ASIR içinde bizi bitirip tarih sahnesinden sileceklerdi...
Ama bu devletin AKLI buna izin vermedi. 16 devlet kuran bu millet, bunu da aştı.
Peki İngilizler şimdi ne yapıyor?
İngilizler, ona destek veren Yahudi patronlar, Neo-Con'lar...
Hepsi şokta. Kimse Türkiye'nin kabuğunu kıracağını beklemiyordu.
Kafalarındaki Ortadoğu haritasında Türkiye yoktu. Şimdi haritaları Türkiye yapacak, onlar da bakacak... Büyük Türkiye kurulurken onlar kaybedecek.
ASALA ile PKK ile darbeci askerler ile sonuç almaya çalıştılar, olmadı...
Peki tek başımıza mıyız?
Bu koalisyondan çok çeken Obama'yı iktidara getiren ekip de bizimle birlikte... Onlar da Türkiye olmadan yol alamayacağını biliyor.
Ama yıllarca ilişkiler NEO-CON'lar üzerinden yürüdüğü için değişim sancılı oluyor. Türkiye Araplar'a yanaştıkça ülkeye dolar yağıyor.
ABD'nin bir kesimi EURO'yu ezdikçe parlayan Ankara oluyor.
Avrupa'daki krizin temelinde yatan, Müslüman parasının oralardan kaçması ve ABD'nin mali sıkıyönetim ilan etmesidir. Kazanan dolar olacak, euro kaybedecek.
Patronlar devletlerin hizmetine girip dünyayı yönetme sevdasından vazgeçecek...
Patronlar-İsrail ilişkisi ne olacak?
Yalnızlaşan İsrail kapana kısılmış gibi. Ben Gurion, devleti 1948'de Beyoğlu'nda kurarken Türkler yanındaydı. 60 yıl Ankara-Tel Aviv arasındaki KIRMIZI HAT'la işler yürüdü. Şimdi her şey değişti.
Türkiye'ye biat etmezse işi çok zor.
Her geçen gün etrafı sarılıyor.
Oksijensiz kalan bebek gibi olacaklar..
Peki bizim basın için yorumunuz?
Maşallah, yabancı gibi hepsi..
Türkiye'ye güvenmeyen Türk basını... Akıl alır gibi değil...
Son sözünüz?
İddialı gelecek ama yine de söylemek istiyorum... Bir sabah kalktığımızda bambaşka bir Türkiye ve Ortadoğu göreceğiz. PKK ile sadece bizi oyalıyorlar. Başka da enstrümanları yok. Ama bizim kozumuz çok...
Ne mesela?
Şu bir ay çok önemli... Sadece izle...
Sürprize hazır ol...