Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 3 Mayıs 2012

Derin temas

Sabah uyanıp telefonu elime aldığımda DÜNKÜ dostumun saat 05.42'de mesaj gönderdiğini gördüm.
Mesajda "Cindoruk ve 100 yıllık hesaplaşma yarım kaldı. Uyanınca görüşürsek iyi olur" diyordu... Her istediğinizde bulamadığınız önemli birinin TELEFON BEKLİYOR oluşu haliyle heyecanlandırdı.
Bir yandan elimdeki kahveyi yudumluyor, bir yandan da ARAMAMI İSTEDİĞİ yerin numarasını çeviriyordum. Telefonun zil sesi o kadar derinden geliyordu ki "kesin yerin altında yaşıyor" diye düşündüm... "ALO" demeden "Günaydın.
İzin verirsen 5 dakika sonra ben sana döneyim"
deyiverdi. Cevap vermeye çalıştığımda ise karşımda yoktu zaten...
Balkondaki çiçeklerimin bakımını yaparken TAM 5 DAKİKA sonra aradı. "Kusuruma bakma. Malum işler" dedi... Sesi çok sıcak geliyordu.
Bu fırsat kaçmaz diye hemen topa girmek istedim.
Hangi işler?
Karışık ve uzun işler... Neyse dün sohbet ederken bir noktayı atladığımızı düşündüm.
Hayırdır!
Hüsamettin Bey bir yerde "Elimizde belgeler var. Gerekirse birkaç tane çıkarırız" diyordu. "Ne belgesi, nerede" sorusuna ise "Onu da Süleyman Bey'e sorun" cevabı veriyordu...
Ne var bunda?
28 Şubat dalgası Güniz Sokak'a kadar giderse "Birilerinin canı yanar" mesajı veriyordu. Aklı sıra DEMİREL'e koruma kalkanı oluşturuyordu.
Yıllarca birlikte çalıştılar.
Normal değil mi?
İnsanın sevdiğini koruması çok normal ve insani. Ama adama "elinizde ne var?", "kimden aldınız ve kime güveniyorsunuz?" diye sorarlar...
Anladım mevzu yine derin!
Bak dostum, Süleyman Bey günahıyla sevabıyla 28 Şubat'ın içindeydi. Doğru yaptı, yanlış yaptı ayrı konu. Ben orada değilim.
Neredesiniz peki?
Ross Wilson 9 Aralık 2005-17 Kasım 2008, James Jeffrey de 30 Kasım 2008-30 Temmuz 2010 tarihleri arasında ABD Büyükelçisi olarak görev yaptı. Bu iki büyükelçi giderken KULELİ SOKAK NO: 15'te Süleyman Bey'le iki saat görüştü.
Ne var bunda?
Sanırım Cindoruk BELGE vurgusu yaparken bu görüşmeleri kastediyor.
İki büyükelçinin Süleyman Bey'e vedası zaten ayrı konu...
Sonuçta Cumhurbaşkanlığı yaptı!
Elbette ama iki büyükelçi Necdet Sezer'e gidip saatlerce süren veda ziyareti yapmıyor. Niye özellikle Demirel dimi! Hüsamettin Bey bilmeli, BELGE onda değil ama devlette fazlasıyla var. İsterlerse de önlerine konur. Ama rahatsız olurlarsa karışmayız!
100 yıllık hesaplaşmada yarım kalan bir şeyler var mı?
Seferad Yahudisi bir ailenin çocuğu olan Emanuel Karasu, 1902 yılında 13450 Matrikül numarasıyla çıraklık derecesinden Selanik Locası'na kaydoldu. Hızla yükseldi. Jön Türk hareketini Boulma Giani Sokağı'ndaki mabede çekmeyi başardı. İttihat ve Terakki'nin kalbi burada atmaya başladı. İlk Osmanlı subayının locaya kabulü 1903'te gerçekleşti. Daha sonra bu sayı artınca ikinci loca olan LABOR ET LUX devreye girdi.
TAKVİM'ler 1908'i gösterdiğinde Selanik Loca'sındaki 188 üyenin 23'ü üst düzey subaydı. 31 MART OLAYI ve NASIL MÜDAHALE EDİLECEĞİne burada karar verildi.
Modernleşmenin önündeki en büyük engel saydıkları II. Abdülhamit, Selanik'ten gelen HAREKET ORDUSU bertaraf edildi. Yani Padişah Abdülhamit, İttihat ve Terakki'deki ilk Gayr-ı Müslim olan KARASU tarafından tahttan indirildi.
Yani?
Abdülhamit gözyaşları içinde Selanik'teki ALATİNİ KÖŞKÜ'ne giderken KARASU da Macedonia Risorta da (SELANİK LOCASI) kendisine güç veren İngiliz Konsolos John Elia Blunt'un evinin yolunu tutuyordu! İşte Cindoruk aslında "100 yıl önce ele geçirdiğimiz bu toprakları size vermeyiz" demek istiyordu! ABD'li ve İsrailli dostlarına güvenerek de meydan okuyordu. Yalnız kendisi uzun zamandır ANKARA'da olmadığı için eski masanın KIRILDIĞINI bilmiyor. Anlaşılan dostları onu uyarmamış! Hala eski günlerin özlemini çektiği belli.
Nasıl uyaracaklardı ki?
Eski DERİN DEVLETİN MASASINDA 41 önemli isim otururdu! Dün yazdın. Bunların 4'ü çok önemli işadamlarıydı. Bu eski MASA yıkılınca bunların eli ayağı birbirine dolaştı. Sadece BASKINI deşifre edebildiler!
Ne baskını?
26 Aralık 2010'da malum gazete, BARON'un emriyle, eskiden onlara ait olan DERİN DEVLETİN YERİNİ açıkladı.
Nerede?
Noktayı vermediler. Ama GİZLİ SIĞINAK diye açık ettiler. Sadece Ankara'da olduğunu söylediler. "Her türlü füzeye dayanıklı", "Kimyasal ve biyolojik silah işlemiyor", "Devletin tepesindeki 300 kişi aynı anda günlerce yaşayabiliyor" diye haberi verdiler... "Bizim yıllarca gizlediğimiz yer artık SIR değil" demek istediler.
Çok mu gizliydi burası?
Ne diyorsun! Bazen Genelkurmay'ın ziyaretçi defterleri açıklansın diyorsun. Asıl buradaki isimler açıklanırsa KIYAMET kopar.
Hiç açıklanmayacak mı?
Zamanı var. Şimdi değil. Ama AÇIKLAMA kararı çıkarsa söz, İSİMLER ilk sana gelecek. İlk açıklayan sen olacaksın!
Teşekkür ederim. Listede işadamlarının dışında kimler var?
Daha çok DEVLET GÖREVLİSİ!
Kimler var? Bir isim lütfen!
Söylemem mümkün değil. Ama aralarında BAŞBAKAN bile vardı, bunu bil... Masanın gücünü hesap et artık!
Peki Encümen-i Daniş ne?
Onlar alt grup. Bak iyi hatırlattın.
Şimdilerde hiç görünmüyorlar dimi!
Hani bunlar DERNEKTİ! Şimdi neredeler? Müracaatı bile olmayan, kuruluşu belli olmayan dernek nasıl oluyorsa Cumhurbaşkanına mektupla GÖREV veriyordu! Sanki burası MUZ CUMHURİYETİ...
İnsanların kafası karışacak vallahi!
Karışmaz. Bizim insanımız akıllıdır.
Bilmese bile hisseder. Hele bir de yıllarca kendine EZİYET edilmişse...
Peki ne olacak? Nereye kadar gidilecek?
"Biz ettik siz etmeyin" diye araya giren o kadar çok adam var ki! Sanki biz MÜSAMERE oynuyoruz. Hesap sorulacak, başka yolu yok. Bu milleti süründürenler sürünecek! Bunu da ne ABD'li Neo-Con kardeşleri ne de İsrailli biraderleri önleyemeyecek.
Kum saati akmaya başladı. Acelemiz yok.
Son soru magazin. Tiyatro tartışması için ne düşünüyorsunuz?
Siyaset yapmak istemem. Geçen gün yazdın ama eksikti.
Ne eksikti?
Muhsin Ertuğrul modern tiyatronun babasıydı doğru. Ama Muhsin Ertuğrul nasıl oluyordu da ABD'den dönen 25 yaşındaki ENGİN CEZZAR'a HAMLET rolü veriyordu. Hiçbir tecrübesi olmayan bir oyuncu dünyanın neresinde HAMLET oynadı, bize bir göstersinler bakalım! Ayrıca gençler hatırlamaz, rahmetli Gazanfer Özcan 1960'larda "Şehir Tiyatroları'nda kayırmadan, torpilden bıktım.
Burada sanat falan kalmadı" diyerek istifa edip kendi tiyatrosunu kurmuştu. Sanırım bu iki örnek açıklayıcı olmuştur. Bu konuda da iyiyim ama girmek istemem. Ama biri çıkıp da TÜRK TİYATRO tarihini yazmalı. Bakın bakalım o zaman NE AKRABALIK İLİŞKİLERİ ortaya çıkacak...