Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 12 Mart 2012

KOMPLO

Türk dostu! GÖLGE CIA'nın patronu George Friedman da yayınlanan STRATFOR yazışmalarından çok rahatsızmış! Bizi karalamak istiyorlar!... Bizi canavar gibi göstermek istiyorlar.. Komplo kuruyorlar! diye İSYAN ETMİŞ...

Tam sayfa röportajı okudum ancak nedense aklımda sadece KOMPLO kelimesi kaldı... "Ya ortada bir komplo varsa" sorusunu defalarca kendime sordum. Cevabı buldum. Ama isterseniz cevaba nasıl ulaştığımı paylaşayım...

Uludere saldırısıyla ANKARA'da taşlar yerinden oynadı. İstihbaratı MİT'in verdiği iddia edildi. 34 cana mal olan faciadan sonra MİT Müsteşarı gazetecileri YENİMAHALLE'de toplayıp "O gazetenin iddiası tamamen asılsızdır. İstihbaratı biz vermedik" dedi...

Herkes ULUDERE'yi anlamaya çalışırken kendi isteğiyle ifadeye giden Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ TERÖR ÖRGÜTÜ yönetmekten içeri alındı. Bir ilk yaşandı. Bir SINIR aşılmıştı. Türkiye artık Genelkurmay başkanlarının tutuklanabildiği DEMOKRAT bir ülke olmuştu!

Şaşkınlıkla olup bitenleri izlerken Uludere'de hedefe konan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a YAKALAMA emri çıkartıldı. Eski Müsteşar Emre Taner, OSLO'daki görüşmeye katılan eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve iki müdür de topun ağzındaydı...

Savcılar, hem PKK ile yapılan toplantı, hem de KCK'ya sızan MUHBİRLERDEN dolayı MİT'i suçluyordu.
Hükümet geç de olsa YAKAN TOPUN kendine geldiğini fark etti. ACİL yapılan bir değişiklikle FİDAN ve diğer MİT'çileri koruma altına aldı. Başbuğ'u içeri alan güç belli ki MİT'çilerden sonra BAŞBAKAN'a yönelecekti. Tehlikeyi gören Erdoğan, İstanbul Emniyeti'nde birçok üst düzey polisi görevden aldı. Çok kişi yer değiştirdi. MİT-POLİS çekişmesi gözle görülür hale geldi. MİT İstanbul Bölge Başkanı da görevden alındı. Merkeze çekildi.

Taraflardan hamle üstüne hamle geliyordu. "Şimdi sırada ne var?" diye merak ederken GÖLGE CIA olarak bilinen STRATFOR ortaya çıktı. HACKLENEN bilgi-belgeler önce Wikileaks'a, oradan da 28 gazeteye gitti. Ama Türkiye ile ilgili belgeler nedense DOLAYLI olarak ERDOĞAN'la ilgiliydi.

MİT Müsteşarı FİDAN üzerinden BAŞBAKAN'a ulaşmak isteyen güç şimdi de DANIŞMANI İbrahim KALIN üzerinden aynı yolu izliyordu. Aslında her operasyonda ERDOĞAN hedefteydi. Fakat bunu doğrudan yapamıyorlardı.

DARBECİLERLE
boğuşan bir iktidarı neden alaşağı etmek istediklerini anlatmakta zorlanıyorlardı... Buna rağmen SİYASİ bir DARBE teşebbüsü yaşandı. Girişim DİREKTEN döndü. Ama PES etmediler.

Başbakan'ın en yakınındaki ismin CIA'ya yani STRATFOR'a bilgi verdiği ileri sürüldü. KALIN tekzip gönderse de tam sayfa iddialar yayınlanmaya devam etti. Sokaktaki insanın kafasını bulandırmak için yeterli derecede YAYIN yapılmıştı. İktidar=ABD yargısı oluşturmak için yoğun çaba harcandı. "Ankara'da SAĞLAM adam kalmamış" hissi yaymak için NOKTA atışları yapıldı. TR001 ile başlayıp TR999'a kadar giden YERLİ KAYNAK üzerinden ANKARA karıştırılıyordu. Bir TV programında KÜRT RAPORUNA imza atmış olan bir PROFESÖR "Stratfor kötü bir şey değil" diyerek canlı yayında GÖLGE CIA'dan gelen mesajları gösteriyordu.Hem de canlı yayında...

ADAMLAR
sağlam yere TEZGAH açmışlardı... Kimse işlerine karışmıyordu. Ve tam bu noktada FRIEDMAN'ın "Bize komplo kurdular" isyanına takıldım... Hiç inandırıcı gelmemişti. TÜSİAD gibi onlarca kuruluştan para alan STRATFOR'un düştüğü durumu anlamaya çalıştım. Ortada KOMPLO'nun babası vardı. Ama bu komplo TÜRKİYE'ye ve Erdoğan'a karşı kurulan bir komploydu... Çünkü çalındığı iddia edilen bilgibelgeler DIŞARISIYLA BAĞLANTILI bir OLUŞUM tarafından SİPARİŞ edilmişti. Doğru olup olmadığının hiçbir önemi yoktu. Önemli olan ERDOĞAN'a zarar vermekti.

Çünkü Türkler 100 yıl sonra geri dönüyordu. Fas'ta ADALET VE KALKINMA PARTİSİ, Tunus'ta UYANIŞ VE KALKINMA PARTİSİ, Mısır'da HÜRRİYET VE ADALET PARTİSİ iktidar bayrağını taşıyordu. Libya'da da ADALET VE KALKINMA PARTİSİ çok önde koşuyordu...

Bütün bunlardan RAHATSIZ olan arkadaşlar Ankara'yı, OSMANLI'nın bölgeye açılan kapısı olan SURİYE'den uzak tutmaya çalışıyordu. SON KALE de Türkler'e geçerse arkadaşlar için "Son çıkan ışıkları kapatsın" formülünden başka bir seçenek kalmıyordu...

Friedman sonuna kadar haklıydı. Ortada KOMPLO vardı. Ama nedense kendini TÜRK DOSTU olarak tanıtan arkadaş gerçeği saklamaya çalışıyordu. Türkiye'deki gazeteci dostları da yardım için yarışıyordu!...
NOT: Friedman, Stratfor'un EN SEKSİ ismi REVA BHALLA'ya "gerekirse kaynağınla yat" demiş... Acaba bu kızımız kimseyle yattı mı? Yattıysa KAYIT yaptı mı?