BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 16 Temmuz 2017

NATO-FETÖ İslam’ı yıkım projesi

CIA-Pentagon-NATO tarafından Türkiye'ye yapılan operasyonların sonuncusu 15 Temmuz Darbe girişimidir. Hedefinde Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın olduğu bu darbe girişiminde kullanılan maşa Gladyo Fethullah Terör Örgütü idi. NATO'nun üye ülkelerde kurduğu paralel devlet yapılanması olan Gladyolardan birisi de Fetullah'tı. ABD "kamera arkasında" kalacak ağlar geliştirdi ve bu ağları kendi işlerinde kullanmayı seçti.
ABD'nin kurduğu bu gizli ağlar CIA tarafından da desteklendi.
Soğuk Savaş yıllarında CIA'in Türkiye'deki amacı "Doğu Bloku ülkelerinin misyon ve operasyonlarını" kontrol etmek, NATO ile bağlarını güçlendirmek ve Amerika'nın ülke içindeki ve bölgesel çıkarlarının devamını sağlamak oldu. Bu bağlamda CIA Türkiye şefliğine atanan Graham Fuller, görevine 1964 yılında başladı. 1966'da Fetullah'ın "Yeşil Kuşak Projesi"ne göre, Komünizmle Mücadele Dernekleri Erzurum Başkanı olmasını sağladı.
Fetullah, sıradan bir adam iken, İzmir'de "Dini Cemaat" görünümlü "Bir Gladyo Projesi" geliştirildi. Hem ekonomik hem de siyasi bir güç haline getirildi. Kendisini "hizmet" diye isimlendirerek kamufle etmeye çalışan FETÖ üyeleri, devlet kademelerinin en stratejik noktalarına ustalıkla sızdırıldı ve devleti ABD'nin dış siyasetine uygun bir biçimde dönüştürmek için gizli bir ajanda takip ettirmekte enstrüman yapıldı. Seçilmiş militanları gazeteleri ele geçirdi, televizyonlar kurdu.
Fetullah "Dinler arası diyalog" örtüsü altında Vatikan'da Papa ile görüştü.
Bundan sonra, Fetullah, CIA projesi doğrultusunda, hem Türkiye'de hem de İslam coğrafyasında "Müslüman coğrafyanın Opus Dei'si" olarak kullanılan eleman oldu. Dünyanın her tarafında "Türk okulları" adı altında CIA ajanlarının öğretmenlik yaptığı okullar dizisine sokuldu. 1998 yılında, CIAPentagon "Ilımlı İslam" projesini başlattı.
Türkiye uzmanı CIA ajanı Graham Fuller ve Paul Henze 'Balkanlar'dan Batı Çin'e:
TÜRKİYE'NİN YENİ JEOPOLİTİK KONUMU' raporunda Fetullah vardı.
"Avrupa ve ABD için stratejik önemi gittikçe artan, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'da Türkiye kesişme noktasındadır. Hem Türkiye'de hem de Afrika, Ortadoğu, Asya ve Balkanlarda kılcal damarları olan Fethullah Gülen önemli bir obje olarak kullanılmalıdır" deniyordu. 1999 yılında, CIA ajanı Graham Fuller'in kefilliğinde Fetullah, İslam coğrafyasında kullanılmak üzere Amerika'ya götürüldü. CIA-Rand- Stratfor merkezli yeni stratejiye göre "Sivil Demokratik İslam-Din inşası" sürecine geçildi. Buna göre "Batılı İslam" tezi kullanıma sokuldu. Ortak bir İslam dünyası olmadığına dair kanaati yaygınlaştırma da( Türk İslamı, Alman İslamı, Amerikan İslamı gibi) Fetullah önemli enstrüman oldu.
CIA-NATO güdümündeki Fetullah ve DEAŞ'ın projesi, bir taraftan İslam dinini, bir şekilde bir inanç olmaktan çıkarıp eskimiş bir kültür haline gelmesini hedefliyor. Mezhebe karşı mezhep ve radikal İslam tezgahlarıyla Müslümanlar Müslümanlara kırdırılıyor.
İslam coğrafyasının kafasını kaldırması engelleniyor. İşte bu noktada İslam Dünyasının gür sesi Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın susturulması yolunda FETÖ-PKK-DEAŞ kullanılıyor.

SONUÇ: Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkemize biçilmeye çalışılan kefeni önce Çanakkale, ardından İstiklal Harbimizle son olarak ta 15 Temmuz'da parçalayıp attık. Ancak bugün görüyoruz ki ülkemizle ve milletimizle ilgili kötü niyetler hala sürüyor. Kimi zaman terör, kimi zaman kardeş kavgası, kimi zaman ekonomik kriz, kimi zaman siyasi kaos, kimi zaman da darbe görünümüyle Haçlısiyonistler Türkiyemizle hesaplaşmayı sürdürüyor. Taşeron örgütler, PKK-DEAŞ- FETÖ ortaklaşa saldırıyorlar.
Türkiyemize karşı saldıran bu kalleş örgütler, aslında hepsi aynı ahtapotun birer koludur. Irak/Suriye'de olanlar apaçık ortaya çıkardı, DEAŞ çatısı altında kan dökenler, bakıyoruz bugün PYD, YPG, FETÖ kimliğiyle Türkiyemize saldırtılıyor. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğinde, Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle ülkemize yöneltilen saldırıları birer birer boşa çıkarmaya kararlıyız.