Atatürk, 25 Ekim 1937 günü Başbakan İsmet İnönü'yü görevden alıyor, yerine İktisat Bakanı Celal Bayar'ı tayin ediyordu. Bu olayı ve sonrası Ankara'nın dar koridorlarında ne olduğunu İngiliz İstihbarat Servisi adım adım izliyordu.
Nitekim MI6 (İngiliz Gizli Servisi) İnönü'nün görevden alınması (1937) ve Atatürk'ün hastalığıyla ilgili gelişmeleri, hastalığın devlet işlerini aksatacak derecede ilerlediğini belirliyordu.
Ankara'daki İngiliz Büyükelçisi Sir Percy Loraine de çok sık gönderdiği gizli raporlarda, Ankara'daki siyasi muhtemel gelişmeleri değerlendiriyordu.
Gizli raporlarda, ihtimaller sıralanıyordu:
"Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, ordu tarafından hararetle destekleniyor, aday olursa seçilir. İsmet Paşa'yı İstanbul Birinci Ordu Komutanı Fahrettin Altay, bir kısım ordu ve CHP'nin etkin bürokrasisi destekliyor. Celal Bayar Başbakan'dı. Eski İktisat Bakanı, iş dünyasından destek alıyor. İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Atatürk'ün yakın çevresi ve istihbarat teşkilâtının bir bölümüne dayanıyor." Notlara bakınca, İngilizler'in derdi, Atatürk'ün yerine kim gelebiliri bulmaktan çok, BİR İSMİ HAZIRLAMA MERKEZLİYDİ. Bu noktada, İnönü'nün görevden alındıktan sonra 1937 Ekim'den itibaren İngilizce öğrenmeye başlamasının da muhakkak bir şifresi olmalıydı.
Çok geç yaşında İnönü, İngilizce öğreniyordu. Almanlar'ı sevmiyordu.
Gönlü İngiltere'den yanaydı. İNGİLİZCE ÖĞRENMİŞ İNÖNÜ'YÜ de Derin İngiltere-Churchill'in rüzgârı herhalde 964 rakımlı sürükleyebilirdi.
Şimdi, Genelkurmay 2. Başkanı Asım Gündüz'ün notlarına bakalım:
"Yıl 1938. Yer Genelkurmay Başkanlığı. Atatürk hasta yatağında yatıyor ve Cumhurbaşkanlığı seçimi konuşuldu. Bu toplantıyı öğrenen devrin Başbakanı Celal Bayar, Genelkurmay Başkanlığı'na geldi. Kararımızı öğrenmek istemişti. İsmet Paşa için karar aldığımızı sanıyordu... Öyle değildi. Aradan bir gün geçmişti. 1. Ordu Komutanı Fahrettin Altay geldi, Fevzi Çakmak başkanlığında alınan karar, 'Meclis' dedik. İtiraz etti.
'Olmaz öyle şey, mareşal kabul etmediyse, o zaman İnönü Cumhurbaşkanı olmalıdır.
1. Ordu ve Tümen komutanları toplandık ve bu kararı aldık' dedi." NE TESADÜF.
Atatürk'ün ölümünden hemen sonra 1'inci Ordu desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü (Atatürk'ün ölümünden yalnızca altı ay sonra) 12 Mayıs 1939'da İngiltere ve Fransa ile anlaşma yaptı. Anlaşma üzerine İngiltere Başbakanı Arthur Chamberlain, Avam Kamarası'nda "erkek millet" diye Türkiye'yi övüyordu. İsmet İnönü-CHP tek parti diktatörlüğü 20 yıl (1919-1922) önce, silahlı savaşım ile yenilen ve Türkiye'yi yok etmede kararlılığını açıkça ortaya koyan emperyalist İngiliz ve Fransızlar'a bağlanma yolunu açmıştı. 2'nci Dünya Savaşı sonrasında Türkiyemiz, Batı'nın kendisine biçtiği elbiseyi giymekten başka çaresi olmayan bir konuma düşmüştür.
Toplumsal kalkınmayı kendi öz gücüne dayanarak gerçekleştirme yolundan vazgeçmiş, sorunlarımıza emperyalistlerin karışmasına izin veriyordu.
SONUÇ: Sayın Kılıçdaroğlu 14 Mayıs 1950'de CHP-İsmet İnönü'nün diktatörlüğüne son veren demokrasi şehidi Adnan Menderes'i 1960 darbesiyle deviren cuntacıların asmasını ve CHP desteğinde YASSIADA ÇUKURLARINDA ADALETİN KATLEDİLMESİNİ AZİZ MİLLET UNUTMADI. 2007'DE CHP DESTEĞİNDE ANAYASA MAHKEMESİ'NİN REZİL 367 KARARINI DA UNUTMADI VE UNUTMAYACAK.... SELAHATTİN BEKLİYOR. HAYIR'LI YÜRÜYÜŞLER...
