GİZLİ SYKES-PICOT PAYLAŞIMI :
16 Mayıs 1916 tarihlerinde İngiltere- Fransa gizli anlaşma ile Osmanlı İmparatorluğu'nun, Anadolu ve Ortadoğu topraklarını paylaşmışlardır. Dünyanın en önemli ve stratejik noktalarında bulunan, İstanbul-Çanakkale Boğazları, Süveyş Kanalı, Babü'l-Mendeb Boğazı, Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi gibi geçiş yollarıyla birlikte 20. Yüzyıl başlarından itibaren önemli bir enerji kaynağı haline gelen petrolün çıktığı Orta Doğu, başta İngiltere olmak üzere sömürgeci güçlerin hedefi haline geldi. Bölgenin kontrolünü ele geçirme planları yapan İngilizler, Osmanlı İmparatorluğu'nu I. Dünya Savaşı'nda ikiyüzlü politika ile bölgedeki halkları birbirlerine düşman edecek tohumları ekerek paramparça etmişti.
İngilizler/Fransızlar, Müslümanlar arasına, milliyetçilik, mezhepçilik, aşiretçilik, çıkarlar empoze edilerek birbirlerinden ayıran yapay sınırlar çizdiler. Irak, Suriye, Ürdün, Kuveyt kurdular. Bölgeyi bugün de devam eden yüz yıllık süreçte kan, gözyaşı ve kargaşa ortamına sürüklediler.
SEVR 'İ PAÇAVRAYA ÇEVİRDİK:
10 Ağustos 1920... Emperyalist İngiltere/ Fransa'nın dikte ettiği paçavraya göre, "Anadolu parçalandı. İstanbul ve Boğazlar, İngiltere ile müttefiklerinin işgali altına giriyordu. Bir yapay Ermenistan ve Kürdistan kurulması planlanıyordu..." Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, "Bu planlarda Türkiye'nin payına düşenin ne olduğunun Sevr belgesinden hepimiz biliyoruz. Bu topraklardan bizi kazımak isteyenleri İstiklal harbimizde heveslerini kursaklarında bıraktık. Ama bunlar durmadı yine devam etti. Bugün de terör örgütleri ile siyasi oyunlarla bizi coğrafyamızdan kazımak isteyenlere aynı şekilde cevap vermek durumundayız" diyerek, günümüz gerçeğini vurguladı.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Türk Devlet Aklı'nda A-B-C planları var. "BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ" diyen Erdoğan'ın, yol haritası belli.
TÜSİAD'da ortaya koydu: "Sözün bittiği yere gelmiş durumdayız. Gelişmelere göre gereken adımlar atılacak. Atılacak hiçbir adım Türkiye'yi zayıflatmayacak güçlendirecektir. Bizi terör örgütleri ile ekonomik sıkıntılar ile oyalayanların asıl gayesinin bölgede fiili durum oluşturmak olduğunu görmemek mümkün mü?" Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın ABD yeni Başkanı Trump'ın gözlerinin içine bakarak söylediği sözlere de dikkatle bakınız:
"ABD, PYD ve YPG terör örgütleriyle operasyona giriyor. Bu terör örgütleri bizim ülkemize yönelik herhangi bir tehdit oluşturursa bağlantı kurallarından haklarımızı kullanırız dedik. Kimseyle konuşmayız danışmayız, ona göre adım atarız şimdiden peşinen söylüyoruz.
Verilen sözlerin hiçbiri tutulmadığı gibi terör örgütlerinin güçlendiği bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Türkiye bu muameleye rıza gösterecek bir ülke değildir. Fırat Kalkanı ile bu oyunu bozmak için attığımız ilk adım. İhtiyaç duyduğumuzda her an benzer operasyonları gerçekleştirmekten çekinmeyeceğiz. Suriye ve Irak, Bin yıldır ayrılmaz parçamız. Beka meselemiz."
SONUÇ: ERDOĞAN LİDERLİĞİNDEKİ TÜRK DEVLET AKLI, EMPERYALİSTLERİN KANATLARI ALTINDAKİ TAŞERONLARI , PKK-PYD-YPG'Yİ, YENİ SEVR'LERİ PAÇAVRAYA ÇEVİRMEYE KARARLI VE AZİMLİDİR.
