2071, Büyük Türk Milleti'nin Asya'dan Avrupa'ya yürüyüşünü sağlayan Malazgirt Zaferi'nin 1000'inci yıldönümü...
Yeni Türkiye'nin "2023- 2053-2071 stratejisi" gelecek yüzyıllara yöneliktir.
Küresel Liderimiz belli... Mesele, Türkiye'nin İSTİKBAL SAVAŞI'NI kazanarak 21'inci yüzyılı Türkiye çağı yapmaktır. Bu bakımdan atılan her adım Türkiyemizin 2023, 2053 ve 2071 vizyonunun ağ gibi örülmesidir.
Dünü bilmeden bugünü ve yarını anlamak mümkün değildir. Anadolu topraklarını Müslüman Türk'e yurt yapan Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan, 26 Ağustos 1071'de, Malazgirt Meydanı'nda secde ederek şöyle dua etmişti; "Ya Rabbi! Sana tevekkül ettim. Hazreti Peygamberimiz aşkına bize yardım et! Fikrimizle fiilimiz bir değilse bizi helak et!" Böylece, Alp Arslan'ın İslam Ordusu, Haçlı Bizans ordusunu Malazgirt Meydanı'nda hezimete uğratarak, Türkİslam tarihinin en büyük zaferlerinden birisini kayda geçirdi.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethini, sadece stratejik önemi ötesinde Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) "İstanbul elbet fetholunacaktır.
O'nu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" hadis-i şerifine mazhar olmak için gerçekleştirmişti.
Çağ açıp, çağ kapatan Müslüman- Türk padişahı Fatih, İstanbul'u fethederken, onu bir Türk-İslam şehrine dönüştürmekle kalmamış, aynı zamanda yüzyıllarca İslam toplumları arasına fitne sokan, Müslümanlara karşı kanlı seferleri tertipleyen Haçlı Doğu Roma İmparatorluğu'nu da ortadan kaldırmıştı.
1915'te, Çanakkale Destanı iman ve kardeşlik ruhunun şahlanışından başka bir şey değildi. Çanakkale'de göğsünü siper ederek düşmana geçit vermeyen Mehmetçiğin meşalesi de iman aşkı ve vatan sevgisiydi. Şanlı Türk tarihini taçlandıran en büyük zaferlerden birisiydi. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale şehitlerini ne güzel tarif etmişti;
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor / Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! / Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! / Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. / Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran / O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın...
1920'lerde, Millî ve manevi bilincini aynen muhafaza eden Büyük Türk Milleti, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde, vatan, millet, bayrak sevgisi ile yoğrulmuş bir imanla İstiklâl Mücadelesini kazanıp Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini attı. Bu cennet vatan topraklarında kurdukları bin yıllık Türk-İslâm medeniyetini sonsuza kadar yaşatma kararlılığını bir kez daha ortaya koyulduk. Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nda, Türk milletinin Hakk'a, bayrağa, bağımsızlığa, dinine ve vatanına olan bağlılığını en açık bir şekilde dile getirmiştir:
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! / Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl / Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl; / Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet / Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!
Unutulmamalıdır ki Büyük Türk Milleti, ancak millî birlik ve beraberlik duygusuyla ve derin bir iman aşkıyla Malazgirt'de, Kosova'da, İstanbul'un fethinde, Çanakkale'de, Sakarya'da, Kıbrıs'ta ve 15 Temmuz'da Haçlı işgalini püskürtmede başarıya ulaşabilmişlerdir.
SONUÇ: 17 Nisan, inşallah, BİZ HEP BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ diyen 80 milyonun önce 2023, ardından 2053 ve 2071'e her geçen yıl daha da güçlenen, daha da büyüyen ve daha da zenginleşen bir BÜYÜK TÜRKİYE aşkıyla, inançla, güvenle yaptığı tarihi yürüyüşün miladı olacaktır.
Türk ve İslam Kültürü ile yoğrulmuş Selçuklu-Osmanlı-Türkiye Cumhuriyet'inin asırlar boyunca barış ve birlikte yaşama felsefesiyle hüküm sürüş ruhu, 17 Nisan sonrasında yeni bir heyecanla 2023-2053-2071 hedefine kilitlenmeyi ifade edecektir.
Ne mutlu, o günleri görecek ve yaşayacak büyük Türkiye'nin mümtaz evlatlarına...
