BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 20 Şubat 2017

Erdoğan’ın jeopolitik güncellemeleri

Türkiyemiz içte referandum süreci yaşarken, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan uluslararası zeminde gelecek yıllarımızla birebir ilişkili jeopolitik güncellemeleri gerçekleştiriyor.
Küresel ve bölgesel zorlu gündemlere karşın, Türkiyemiz'in konjonktürde belirleyici bir aktör olmasına zemin hazırlıyor.
Ankara'nın son aylarının trafiğine bakarsak, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın jeopolitik güncellemelerinin ne kadar hayati sonuçlara gebe olduğunu anlamakta zorluk çekmeyiz.
Erdoğan-Putin zirvesi, Astana toplantıları, Suriye'nin kaderi, ABD koridorunun dağıtılması.
Erdoğan-İngiltere Başbakanı May, İngiltere Genelkurmay Başkanı Peach temasları, Almanya Başbakanı Merkel görüşmeleri.
Erdoğan-Trump görüşmesi.
CIA Başkanı Mike Pompeo, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford'un gelişi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın ABD Başkan Yardımcısı Pence'le görüşmesi.
Erdoğan-Putin-Trump arasında yepyeni bir manevra alanının doğması...
ABD Başkanı Trump'ın, Rusya'nın Kırım işgaline karşı çıkışı.
NATO'nun Karadeniz'deki askeri varlığının arttırma kararı alması.
Kurulacak Karadeniz gücü için yeni bir komuta merkezi oluşturulması.
Merkezin İngiltere olması.
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beraberinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la gerçekleştirdiği Körfez ülkeleri seyahati.
Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar'da Suriye dosyasının açılması, İslam Ordusu çerçevesinin çizilmesi.
BBC ÇOK MERAKLI! Ne tesadüf, 18 Şubat 2017 tarihli İngiliz BBC Türkçe'nin birinci haberi, "Erdoğan'ın Körfez ziyareti: Türkiye ne aradı, ne buldu?" başlıklı...
BBC araştırmış. Dünyanın en güçlü istihbarat servisi MI6 süzgecinden geçmiş yazı şöyle:
"Körfez turunda Erdoğan, Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan liderleriyle görüştü. Bu ziyaretlerde Türkiye kamuoyuna en çok yansıyan fotoğrafı, Umre yaparken çekilmiş olan fotoğrafı var. Bunun dışında Erdoğan, Ortadoğu'da ve Suriye'de dengeleri değiştiren bir fotoğraf karesinin de içinde yer almış görünüyor. Bu fotoğrafın odak noktasında Türkiye'nin Rakka operasyonunda öncü bir rol alma isteği yer alıyor.
Erdoğan ziyaret öncesi bir süre gündemde tartışılan şu cümleyi sarf etmişti: El Bab hallolmak üzere bundan sonrası için Münbiç ve Rakka var. El Bab nihai hedefimiz değildir. DEAŞ'ın asıl merkezi Rakka'dır." BBC şöyle devam etmişti:
"Körfez ziyaretinin birinci önceliği Fırat Kalkanı operasyonunun Rakka'ya doğru evrilmesi durumunda Suudi Arabistan'ın Türkiye'ye profesyonel destek vermesi, bölgedeki diğer Arap gruplarının; hatta Suriye Demokratik Güçleri içerisindeki grupların da operasyona kara unsuru olarak katılması ve ABD'nin hava desteği temin etmesi... Türkiye'yi ziyarete gelen CIA Direktörü ve İncirlik'te Türkiye Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile görüşmeye gelen ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, bu resmin içine oturuyor. ABD, Türkiye'nin Rakka ve İran konusunda görüşlerini anlamak istiyor..."

SONUÇ: 1907-1919'larda yaşananları okumak bugünlerin ve geleceğin 2007-2019'larının iyi anlaşılabilmesi için de çok faydalıdır.
Günümüzde Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı kuşatan ülkeler, odaklar, ne tesadüftür Sultan Abdülhamit'i yıkan ülkelerle (İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya) çok örtüşüyor.
Çevrilen dümenler şaşırtıcı gelmiyor.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın Körfez temasları, Ortadoğu'nun kılcal damarlarını çok iyi bilen, yüzyıllardır İslam coğrafyasındaki her taşın altından çıkan Kraliçe'nin İngiltere'sini çok etkilemiş.. Çok meraklılar.