BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 20 Ocak 2017

Türkiye yüzyılı

TBMM'de gerçekleşen şudur: Büyük Türk Milleti'nin küresel vizyonu "İcracı Cumhurbaşkan" ile bütünleşirken, hedef, yeniçağı Türkiye yüzyılı yapmaktır.
TBMM'nin onayını almakta olan, 2 Nisan referandumunda Aziz Milletimizin kahir ekseriyle desteğini alacak Cumhurbaşkanlığı Sistemi, ülkemiz için bir son durak değil, ara duraktır, daha ötesinde içinde bulunduğumuz 21'inci Yüzyıl'ı Türkiye yüzyılı yapma stratejimizin kodlarını da içermektedir.
Bu bakımdan, atılan her adım, Türkiye'mizin 2023, 2053 ve 2071 vizyonunu şimdiden tasarlamaktır.
Bilindiği gibi Yeni Türkiye'nin, "2023- 2053-2071 stratejisi" bir yüzyıla yöneliktir. Aziz milletimizin desteğiyle yürümeye başlayacak Cumhurbaşkanlığı sistemi, yüzyıla yönelik bir düşüncenin, eseridir. Yeni Türkiye inşası sürecinde Cumhurbaşkanlığı sistemi ve bu bağlamda ÜLKEMİZİN TEMPOSUNU SÜREKLİ ARTIRARAK HEDEFLERİMİZE DOĞRU İLERLEMEYİ SAĞLAYACAK gelişmeleri daha doğru değerlendirebilmede 15 Temmuz'un anlam ve önemi çoktur.
Dünkü yazımda, "Başbakan Binali Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ellerinin birleşmesini iyi okumak lazım.
İki liderin ellerinin birleşmesi sadece bir anayasa değişikliği gerçekleştirmenin çok ötesinde anlam ve manalıdır" demiştim. Olanları iyi anlamak için, 15 Temmuz gerçeğine dikkatle bakmalıyız.
15 Temmuz'daki GLADYOFETÖ darbe girişimi başlı başına ülkeyi sarsacak kanlı bir girişimdi. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın "İstiklal Harbi'nden bu yana en büyük mücadeleyi veriyoruz" sözleri bir hakikate işaret ediyordu. 15 Temmuz aslında, Türkiye'yi bir işgal planıydı. Planlanmış operasyonların arkasındaki silüet, Derin Amerika-İngiltere- Avrupa-NATO'yu karşımıza çıkarınca, 15 Temmuz'da atlattığımız badirenin ne kadar hayati olduğunu gösteriyordu.
15 Temmuz'da Güçlü bir Liderlik sergileyen Cumhurbaşkanımızın, anayasal dayanaklarındaki problemlerini iyi okuyan MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Başbakan Binali Yıldırım'la buluşması, anlaşması, Türkiye'nin önünün açılmasını sağlamıştır.
Bu gelişmenin arka planında AVRASYA vardır. Dünyanın adım adım, Avrasya yüzyılına girdiğini tam zamanında okuyan, değişen dengelere göre Yeni Türkiye'nin yol haritasını çizen Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Rusya ve Çin'e yönelik hamleleri birbiri ardına yapıyordu.
Geçen yıl yapılan "Avrasya'da İslam;
Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" temalı küresel bir toplantı için Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, 56 İslam ülkesine tarihi bir mektup göndermişti. Erdoğan'ın mesajları şöyleydi:
"1) İslam ülkeleri olarak aramızdaki dayanışmayı pekiştirmeliyiz, olası tehlikelere karşı ortak bir tutum belirlemeliyiz.
2) İslam ülkelerini merkeze alarak, 'Neden hep sessiz kalınmıştır.
Bir yanağa vurulmuştur öbür yanak çevrilmiştir.' Artık bizler haklarımıza sahip çıkmasını bilmeliyiz.
3) Sahih İslam geleneği etrafından bütünleşerek kendimize yeni bir gelecek inşa etmeliyiz. Yereli inkâr etmeden, geleneği yok saymadan, zamanın ruhunu ıskalamadan geleceğe yürümeliyiz.
4) Müslüman toplumların kanaat önderlerinin her türlü itikadi sapkınlığa karış uyanık olmasını sağlayacak hamlelerini desteklemeliyiz." Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın stratejik hamlelerini yakından takip eden Bahçeli de gelişmeleri değerlendiriyordu. Çünkü Avrasya jeopolitiğindeki 2 parametre, dağınık İslam coğrafyasının bir bütünlüğe kavuşması ve Türk Cumhuriyetlerinin Birliği, hem Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve hem de Bahçeli'nin ufkunda ortak bir konuma oturmuştu. Türkiye'ye yönelik artan saldırılar sürecinde, bir AK PARTİ ve MHP birlikteliğinin zemini oluşmuştu.
Bu durum, nihayetinde; Cumhurbaşkanlığı sistemi ile Büyük Türk Milletinin küresel vizyonunun "İcracı Cumhurbaşkanı" ile bütünleşmesini sağladı.

SONUÇ: Yeni sistemin miladı 3 Kasım 2019 olacağından önümüzdeki aylarda Demokrat -Milliyetçi -Muhafazakâr AK PARTİ ile Milliyetçi-Muhafazakâr MHP'nin "Ortak vizyonda buluşması"nın yeni izdüşümleri olacaktır. Yeni Türkiye iç siyaseti inşa edilirken, AK Parti ve MHP omuz verirken ve akıllı hamleler yapıyor.
Maalesef CHP'nin rotası yok, bir savruluş içinde. Bakalım CHP'yi kim kurtaracak?