BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 24 Mayıs 2016

Yeni anayasa

Pazar günü yapılan AK Parti kongresi bir demokrasi şöleni olarak sürerken, Ankara Arena'nın dışındaki onbinlerin arasındaydım.
Türkiye'nin Ferhat'ı Binali Yıldırım salonda konuşurken, onu dikkatle ve heyecanla izleyen vatandaşlarımızla beraberdim. Gençlerle beraber olmayı zevk olarak kabul eden bir gazeteci olarak, onların düşüncesi benim için çok önemliydi.
Yarınların milletvekilibakanı olması söz konusu olan gençlerimizin Başbakanımız Binali Yıldırım ve Türkiyemiz'in geleceği açısından ilk izlenimlerini değerlendirme şansı buldum. Aziz milletimizin fertleriyle mümtaz evlatlarıyla küçük anketler yaptım. 1 Kasım seçimlerinde Türkiye demografisi şöyleydi: 0-14 yaş grubu yüzde 24, 15-64 yaş grubu yüzde 67.8, 65 ve üstü yaş grubu yüzde 8.2.
1 Kasım seçimlerinde, 18 yaşını doldurmuş 1 milyon 200 bin genç ilk kez oy kullandı. Bu gençlerin 60 bini yurtdışında kayıtlıydı. Her yıl 18 yaşını geçerek oy kullanma pozisyonuna giren 1 milyon gencimiz var. Arena dışında kurulmuş çadırlarda, çadırlara sığmayan vatandaşlarımızın Türkiye'nin Ferhat'ı Binali Yıldırım'ın konuşmasını hemen bitirdikten sonraki beklentileri şöyleydi:
1) Partili Başkanlık Sistemi'nin süratle hayata geçirilmesi ve Yeni Anayasa.
2) Terörün ve tüm unsurlarının etkisiz hale getirilmesi. PKK, DAEŞ, DHKP-C gibi terör örgütlerine karşı silahlı mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi.
3) FETÖ ile mücadelenin daha caydırıcı ve sert olması.
4) Başta PKK ve FETÖ olmak üzere finans kaynaklarının kesilmesi ve terör örgütlerine yardım edenlerin yakasına yapışılması.
5) PKK'ya yardım eden HDP'li milletvekillerinin sadece bugün değil, her an cezalandırılmasını sağlayacak dokunulmazlık konusunun elden geçirilmesi.
6) Yatırımları hızlandırmak için topyekûn seferberlik ilan edilmesi, istihdam alanlarının yaygınlaştırılması.
7) Türkiye'ye karşı tehditlere yardım ve yataklık yapan örgüt, sendika, sivil toplum kuruluşlarının teşhir edilmesi.
8) Türkiye'ye düşmanlık yapan ülkelerin mallarına karşı çekinmeden BOYKOT ilan edilmesi.

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın AK Parti kongresine gönderdiği mesajı birlikte dinlediğim Arena bahçelerini doldurmuş onbinlerin alkışları ve destekleri çok dikkati çekiciydi. Erdoğan mesajındaki "Cumhurbaşkanı yemini ettiğim gün, AK Parti ile hukuki bağım kesilmiş olabilir ama sizlerle gönül bağım hiçbir zaman kesilmedi, inşallah hiçbir zaman da kesilmeyecek. Önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı ile siyasi kadrosu arasındaki işbirliğini olumsuz etkileyen bu çarpık uygulamanın giderileceğine inanıyorum" sözleri büyük ilgi ve destek buldu. Belli oldu ki artık "Partili Başkanlık" yolunda takoz olan, CHP/ HDP engeli muhakkak aşılacak.
Şimdi gözler, Milli Duruş özellikleriyle tanınmış MHP lideri Devlet Bahçeli'ye çevrilmiş durumda. MHP'den en az 14 milletvekilinin, partili başkanlık konusunun referanduma gitmesini sağlamaları bekleniyor. Olmazsa bu noktada bir Avrupa örneği var.
Aziz Millet istiyor, referandum için 14 milletvekili aranmasına gerek olmayacak. Şöyle: "1962 yılında Charles De Gaulle Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi konusunu halka götürdü. Meclis bu modele karşı çıkmasına rağmen halkı istediği için yürürlüğe girdi. Cumhurbaşkanı, meclis kabul etmese de yeni anayasa ve başkanlık sistemini halka götürebilir."

SONUÇ: 12 Eylül Askeri darbesinden sonrası rejimi koruma adına devletin kutsamasına son verilmelidir. Bu darbe anayasasıyla Yeni Türkiye'nin yarınlara gitmesi mümkün değildir. Yepyeni ve özgürlükçü bir anayasa yapılmalıdır. Milleti ve değerlerini ihmal eden bu anayasadan artık milletin tek güç olduğu anayasaya geçilmelidir.
CHP/HDP TAKOZUNU AZİZ MİLLET MUHAKKAK KIRACAKTIR.
SANDIKTAN
KORKAN MUHALEFET OLUR MU?
KORKUNUN ECELE
FAYDASI YOK. EYLÜL'DE SANDIK GELİYOR...