BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 2 Mayıs 2016

FETÖ’nün ciğeri sökülüyor

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla mücadelenin koordinasyonu" ve "Suriyeli sığınmacılarla ilgili koordinasyon" görevlerini yürütüyor. Bu 2 görevin ne kadar önemli ve hassas olduğu tartışılmaz.
Dikkatinizi çekmiştir. Bir aydan beri Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelede çok süratli, etkili gelişmeler oluyor. FETÖ uzantılarının temizlenmesi için topyekûn mücadele başlatıldığını açıklayan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın bizzat yönettiği süreçle yeni operasyonlar hızlandırıldı. Türkiyemiz 17/25 Aralık'ta bir felaketin eşiğinden döndü. İmzamı attığım Akdoğan'ın sözlerine dikkat:
"Son dönemde Paralel Yapı, Türkiye düşmanları ile adeta şer cephesi kurdu.
Aleyhte faaliyetler içine girdi. Bu yüzden Paralel Yapı ile mücadele Türkiye için ulusal güvenlik meselesi haline gelmiş durumda. FETÖ ile mücadelede hukuk içinde ama topyekûn, âmâsız, amansız bir mücadele yürütülüyor. Bundan sonraki süreçte de bu yapının tamamen etkisizleştirilmesi, yani devlet içerisine sızmış bütün unsurlarıyla tasfiye edilmesi, zehir kusmasının engellenmesi, zararının tamamen sıfırlandırılması büyük önem taşıyor."

Başbakan Yardımcısı Akdoğan'ın bahsettiği, FETÖ-PKK ve FETÖ - Ergenekon irtibatlarını, Bölgeselden Küresele Platformu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk değerlendirdi. Külünk, "Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, güçlü bir irade ile onun özellikle bireysel güçlü bir liderlik duruşuyla bu noktada FETÖ tasfiyeleri gerçekleştirilmektedir.
Onun kararlılığıyla, AK Parti iktidarı bunu başarmaktadır" diyerek detaylar verdi:
"Aslında Ergenekon davası üzerinden Türkiye kilitlenmek istendi. Bu davayı sulandırmak için, içinden çıkılmaz hale getirmek için ne gerekiyorsa yapıldı ve Türkiye için son derece önemli bir fırsat kendi içinde berraklaşma fırsatı bir başka darbeci örgütün (FETÖ) bir müddet sonra ortaya çıkacak niyetlerinin ilk işareti olarak burada çıktı.
Ergenekon davası aslında devletin kendi içinde kendini yenileme noktasında son derece önemli bir fırsattı. Bu fırsat aslına bir müştereklik olgusu içersinde yönetilecekken devlette Ergenekon'un ötesinde bir başka suç örgütü Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ) devleti teslim alma girişiminin ilk hamlesi olarak Ergenekon davalarını maksimize ederek çok geniş alanda bir büyük tasfiyeye dönüştürmek istedi. Bir yandan tasfiyeye dönüştürmek isterken, bir yandan da siyasi iradeyi teslim alma aracı haline dönüştürdüler. O davalar sürecinde darbeci bir akılla Ergenekon süreci yönetildi. Ergenekon terör örgütü üzerinden darbeci yapı PDY (FETÖ) bunu kendisi için bir fırsata dönüştürerek hem sivil siyaset alanını baskılamak hem de kendi darbe girişiminde başarılı olmak için hukuk üzerinden müthiş bir hamle yaptı. Ve şunu çok rahat söyleyebilirim, bu iddianamelerin hiç birisini savcıların kendisi hazırlamadı."

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Ergenekon-FETÖ konusunda Milletimizin kararlı duruşunu değerlendirdi: "FETÖ ve Ergenekon yapılanmasına ilişkin milletinde vicdanında oluşmuş bir kanaat var ve bu kanaat sandık üzerinden de kendini üst üste 2014, 2015 seçimlerinde gösterdi. Vicdan kanaati sandık üzerinden ifade edildi. Dolayısıyla hukukun işleyişinde ortaya çıkmış bir karar var bir de sokağın bu anlamda kararı var. Vesayet odaklarının hangi türden olursa olsun bertaraf edilmesi, AK Parti siyasetinin temel noktasıdır. Yani milletin üzerinde herhangi bir vesayeti kabul etmemektir. Devlet bu anlamda önemli vesayet odakları karşısında milletin iradesi ile korunaklı hale getirilmiştir. Dolayısıyla şimdi burada bir tarafta Ergenekon yapılanmasının vesayet başlığı altında tasfiye edilmesi sürerken diğer bir vesayet odağı FETÖ'ye devlet ve milletin iradesi teslim edilmemiştir. Sonuçta tüm odaklara karşı güçlü bir duruş sergilenmektedir."

ALLAH TÜRKİYEMİZİ VESAYETÇİLERDEN KORUSUN...