Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sürdürdüğü büyük yürüyüşün mimarisi, 21'inci yüzyılın Büyük Türkiye'sinin stratejilerine işaret edecek. Türkiyemiz iyi yolda. 100 yıl öncenin, toprakları küçültülen, başını dışarıya çeviremeyecek iç bunalımlarla oyalanan, biraz kendimize geldiğimizde, askeri ve bürokratik oligarşinin darbe-cunta operasyonlarına tabi tutulan, Türkiye; 2002 yılından sonra bir bambaşka ruha kavuştu. Özgüven kazanan insanlarımız, yakın coğrafyaya bakmaya, uzak tutulduğu Arap ülkelerine, Müslüman dünyaya mesajlar vermeye başladı. Bir taraftan kangren olmuş yüzyıllık sorunlarını çözmek, prangalarını kırmak isterken, diğer yandan ezilenbölünen, kanı emilen Müslüman dünyanın başsız olmasına çare aramaya başladı.
Başbakan Davutoğlu'nun 1 Kasım başarısından sonra verdiği mesajlar mutedil, makul, umut verici. Partisinin balkonunda başlattığı rüzgârı, ekranlarda sürdürüyor, kabineyi belirlerken, kurumsal mimariyi gerçekleştiriyor.
Başbakan Davutoğlu, 2019 yürüyüşüne şöyle başladı: "Kendime üç ana görev belirledim. Birincisi, tansiyonu düşürmek. Hedefim önümüzdeki dönemde her kesimle konuşarak bu tansiyonu düşüreceğiz. Medeni bir şekilde ortak kadere inanarak, ülkenin ortak kaderine inanarak tartışmanın yollarını bulacağız.
İkincisi, sevgi tohumları ekmek. Hiçbir vatandaşımız mahzun olmasın.
AK Parti'nin zaferi, onların da zaferidir.
Türkiye'de öteki yoktur. Bütün kimlikler bütün toplumsal kesimler, bütün ideolojik kesimler diğer partilere oy veren herkes bu ülkede birdir, beraberdir. Hiç kimseyle bir rövanş duygusu içinde değiliz.
Üçüncüsü, Bütün kırgınlıklar bitsin."
Başbakan'ın şu sözlerinin altını çizmekte fayda var: "Biz alternatifler üzerine siyaset yapmayız. Türkiye'de özgürlüklerin teminat altında olduğu, güvenliğin sağlandığı, demokratik bir düzenin devamı ve daha köklü temellerle inşası için yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz."
SONUÇ: Görünen o ki Yeni Türkiye liderleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan-Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yapıcı üslubu, Türkiyemiz'in önünde bekleyen "İvedi sorunlarına bir an önce çare bulunması" ve "Prangaların kırılması" gereğini akıllara nakşetmeye yöneliktir. YENİ SÜRECİN İSMİNİ TEKRAR EDELİM: "SORUNLARI UZLAŞARAK, ORTAKLAŞA ÇÖZME DÖNEMİ." 21. Yüzyıl'da Yenidünya düzeni kuruluyor, yakın coğrafyamızın haritaları yeniden çizilirken, Türkiye savunmada olmamalı.
Taarruz etmeli. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı yürütmüş aziz TBMM'den üretilecek ortak tavırla mücadele edilmesinden başka yol yok. Türkiyemiz, 2019-2023 yürüyüşünü sürdürürken, ülke içinde BİRLİK VE BERABERLİĞİ sağlama da, UZLAŞI KÜLTÜRÜ gerçekten çok önemliydi. Reformlarda, terörle mücadelede, MİLLİ VE YERLİ OLUŞUMUN sağlanmasında iktidar ile muhalefet bir araya gelebilirse, ortak adımlar atabilirse, BÜYÜK TÜRKİYE OLMAMIZ, LİDER ÜLKE OLARAK DÜNYA AKTÖRÜ KONUMUNDA BULUNMAMIZ içten bile değildir.
