BU SAVAŞIN RUHU ORTADOĞU'YU İKİNCİ KEZ PAYLAŞMAK... Savaşın parantezi "Petrol-gazdeniz üsleri-Irak-Suriye-Lübnan-Gazze-Doğu Akdeniz-Süveyş-Kıbrıs" tablosunu karşımıza çıkarıyor.
Bu tabloya göre yapılacak her analiz, bugün Ortadoğu'da yaşanan ızdırabın arka planını açıklar. Birinci Dünya Savaşı'yla birlikte Batı emperyalizmi bölgede sınırları kendi çıkarlarına göre çizmişti.
Araplar'ı, Kürtler'i, Türkmenler'i yapay sınırlarla bölmüştü... Kürtler'i, Türkiye, İran, Irak ve Suriye arasında dört parçaya ayırmıştı. İsrail'i kurmuş, Filistin sorununu kurgulamıştı. Ve bütün bunları yaparken, insanı hiç düşünmemiş, petrolü emmek için kan ve gözyaşını oluk gibi akıtmıştı.
ŞİMDİ NE YAPIYOR? Irak üç parçaya bölündü. Henüz ULUSLARARASI KABULÜ YAPILMADI. SURİYE İŞİ BİTİNCE YAPACAKLAR. Bölünme sırası küresel güçlerin savaştığı Suriye'de... Kısacası, emperyalizmin Sykes-Picot'u paçavraya döndü. Yeni bir HARİTA hazırlıyorlar. Rojava merkezli kavga, petrol-gaz için. Kürtler için değil. Burada, Kürtler özne değildir. Petrol-Gaz-Deniz üsleri öznedir.
Amerika-İngiltere-Almanya'nın derinlikli odalarında, Irak'tan başlayan Kuzey Suriye'den Akdeniz'e uzanan bir petrolgaz boru hattı devamlı revize ediliyor.
Hedef: Türkiye'nin Ortadoğu-Avrupa hattında tek geçiş kanalı-yani dolaylı olarak AKTİF POZİSYONU'NU ZAYIFLATMAK. Türkiye ve Irak Kürdistan'ından başlayan, Rojava'yı (Suriye) Afrin'den Lazkiye'ye, Akdeniz'e ulaştıran bir hat kurulursa, Barzani Kürdistan'ını Türkiye'den koparıp Akdeniz'e çıkaracaklar. İşte bu nokta, PKK-KCK-PYD yeni bir piyon olarak devreye sokuluyor. Suriye'de yaşanan gizli savaşın kilidi işte burada. "Afrin kantonunun ucundan Akdeniz'e sadece 30 kilometre kalıyor" (Not: Lazkiye, Hatay sınırının 80 km kadar güneyinde bulunan Suriye'nin önemli liman kentlerinden biridir. Hemen üzerinde Hatay'ın Yayladağı İlçesi var) Yeni Türkiye lideri Tayyip Erdoğan, Akdeniz'e açılma planlarını, bu işin arkasındaki İngiliz-Amerikan, Alman, İsrail planının detayını biliyor. Amerika-İngiltere-Almanya anlaşılan o ki Irak Kürdistan petrolünü (Erbil-Kerkük-Musul) Türkiye'ye bırakmak istemiyor. Yeni Türkiye lideri Tayyip Erdoğan da çok taraflı strateji izliyor. Cerablus hamlesini yaparak, "Küresel odakların planına dur" dedi. PKK-KCK kantonlarından geçerek Lazkiye-Türkiye arasından Akdeniz'e ulaşacak hatta MİLLİ ANKARA EL KOYDU. Kandil'in, PKK-KCK-PYD'nin morali ondan çok bozuk. Çok rahatsızlar. Onun için katillerini Türkiye'de saldırtıyorlar.
Türkiye, "İçerde uğraşsın" diye rezaletlere imza atıyorlar. Kandil-PKK-KCK-HDP, Suriye'de kalıcı bölgeler oluşmadan, Güneydoğu'nun bazı özel seçilmiş noktalarında, özerk yönetimler ilan ediyor. Aceleleri var.
PKK-KCK'nın hızlandırdığı çatışmanın niteliği ve anlamı budur. Suruç saldırısını planlayan Derin Avrupa, PKK-KCK'ya işareti verdi. Dikkat ediniz, özerklik ilanları Suruç sonrasındadır. Şimdi hayati nokta, çözüm sürecinden önce KAMU GÜVENLİĞİNİN tam tesisi meselesidir. Son günlerde, PKK-KCKHDP, Amerika veya Brüksel'i 3'üncü göz yapma taktiğiyle yaklaşıyor.
Türkiye, milli çözümde kararlı. Kürt kardeşlerimiz, PKK-KCK belasından kurtulup, demokratik hayat içinde hak ve menfaatlerinin TBMM'de takipçisi olacaklardır.
SONUÇ: Güney sınırlarımızda (Suriye) bir PKK-KCK Devletçiği olmayacak.
AMERİKAN-CIA, İNGİLİZ-MI-6, İSRAİL-MOSSAD, ALMAN-BND, İRAN-SAVAMA FRANSIZ-DGSE çok üzülecek çok. Kandil baronlarının derdi, Kürt kardeşlerimiz değil. PKK katilleri Murat Karayılan'ın, Cemil Bayık'ın istihbarat servislerine, Amerikan-İngiliz petrol şirketlerine verdikleri sözlerde.
Aldıkları ihalede. KANDİL-PKK-KCK, akıttıkları kanda boğulacaklar.
