BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 21 Haziran 2015

İslamköy'den geldi İslamköy'e döndü

Hazreti Mevlana "Benim en büyük düğün günüm ölüm günümdür" demişti. Arkada kalanlar, tıpkı Mevlana'da olduğu gibi Demirel'i ebedi istirahatgahlarına tevdi ettiler.
Türkiye siyaset tarihinin yarım asrına imza atan Büyük devlet ve siyaset adamı Süleyman Demirel, İslamköy'den geldi ve son yolculuğunda İslamköy'e döndü. Yıllarca beraber yaşadığı ve çok sevdiği eşi Nazmiye Hanım'ın yanında ebedi hayatına başladı.
Ankara'daki Devlet töreninde 'Milletin adamı' Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, 'Millete Hizmet Adamı'Demirel'i çok güzel anlattı.
Aziz milletin duygu ve düşüncelerine tercüman oldu: "Rahmetli Demirel, yarım asır boyunca siyasetin ve devlet yönetiminin her kademesinde ülkesine değerli hizmetler verdi.
Kendisi Türkiye'nin güzel günlerine de, Türkiye'nin karanlık günlerine de şahitlik etmiş canlı bir tarihti.
Süleyman Demirel Isparta'nın İslamköy'ünden çıktığını hiçbir zaman unutmadı, tam tersine bu özelliğini her fırsatta gururla ifade etti.
Bu vasfı aynı zamanda onun milletiyle güçlü bir bağıydı. Siyasetle uzun yıllar boyunca uğraşan herkes bilir ki bu alanda ayakta kalmak, kalıcı olmak öyle kolay değildir.
Ülkemizin başı sağolsun diyorum.
Allah gani gani rahmet eylesin"

Son Cumhuriyet Bayramı

Rahmetli Süleyman Demirel'in yaşadığı son Cumhuriyet Bayramı 29 Ekim 2014 oldu. Katıldığı bir TV proğramında vasiyet özellikli cümleler kurmuştu: "Türkiye Cumhuriyeti bir büyük imparatorluğun küllerinden bir feryat ile meydana gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun külleri arasından çıkan bu feryat ilerlemek, ve dünyanın medeni ülkeleri gibi yaşamak isteyen bir ülkenin feryadıdır. Cumhuriyet büyük hadisedir. Türkiye Cumhuriyeti bir fantezi değil. Bir gerçek varlıktır. Oyla gelen oyla gitmeli. Ülkeyi yönetme hakkını halktan alacaksınız. Halktan alamadığınız takdirde, memleket çöküyor gibi bahanelerle seçilmiş hükümetlerin ve parlamentoların boğazına sarılıp onları alaşağı etmeyeceksiniz.
Sabret her şeyin sonu selamettir. Ve bu ülkenin geleceğine olan inancına en ufak bir arıza olmasın.
Demokratik bir ülkede her şey tartışıldığı gibi cumhuriyetin kendisi de tartışılır. Rejim de hukuk da tartışılıyor.
Alt yapı da tartışılıyor üst yapı da.
Neticede nereye varılıyor; sağduyu ve yönlendirici akıla. Türkiye'nin sahibi halktır. Demokrasiyi kalkınmadan ayıramazsınız. Halkı unutan bir kalkınma hamlesi devamlı olmaz. Siyasetçiye sahip çıkarsanız millet iradesine de sahip çıkarsınız"

Beştepe düşmanlarına!

O günlerde Demirel'in, Beştepe düşmanlarına bir mesajı da olmuştu: "ÇANKAYA'NIN TA ŞINMASI ŞEKLİ BİR KONUDUR. CUMHURİYETİN KENDİSİ AYAKTA DIR MÜHİM OLAN BUDUR" 7 Haziran yolunda Muhalefet Cephesi İttifakı'nın yayın organlarında nedense, bu söz üzerinde durulmadı. 10 Ağustos'u anlamayanlara ithaf ediyoruz: "Millet Adamı ile uğraşmayı bırakın. Ha, Çankaya olmuş, Ha, Beştepe olmuş.
Bu şekli bir konudur. Önemli olan Demokrasi ile taçlandırılan Cumhuriyetin var olmasıdır. Büyük Türkiye bayrağının dalgalanmasıdır"

SONUÇ: 'Milletin Adamı' Tayyip Erdoğan'ın veciz cümleleri, İslamköy'de Aziz milletin dilindeydi. 12'nci Cumhurbaşkanımız'ın sözleriyle, 9'uncu Cumhurbaşkanı ebediyete uğurluyoruz: "Milletin dilini yakalamak kolay değildir. Milletin gönlünde yer etmeden böyle bir başarı elde edilemezdi. Bunun için de milletle aynı dili konuşmanız, aynı hissiyatı paylaşmanız gerekiyor. Demirel işte tüm bu vasıfları üzerinde toplayan, bu tarz siyasetin sembolü haline gelmiş bir isimdi."
İsmini marka haline getirmiş bir siyaset ve devlet adamımızı doğduğu topraklara emanet ediyoruz.