Yemen'de, Cibuti'de, Somali'de vekâleten yürütülen bir mezhep savaşı var. Örtülü bir iç savaş var.
Müslümanlar birbirine kırdırılıyor.
Böyle bir ortamda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gözünü kırpmadan riskli bölgeye gidiyor. Neden acaba? Bunun cevabı, Müslüman Yemen-Cibuti-Somali'nin jeopolitiğinde yatıyor... 16'ıncı yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu neden bu bölgelere gitmişse, günümüzde Yeni Türkiye, Osmanlı'nın götürdüğü barışı, sevgiyi, hoşgörüyü, yardımı devam ettirmeye çalışıyor. Afrika'yla insani yardım köprüsünü kuruyor, Yemen-Cibuti-Somali denilince aklımıza Afrika boyunduruğu Kızıldeniz ile 15'inci ve 16'ncı yüzyıllar akla gelmelidir. Buraları, Akdeniz'le Hint Okyanusu'nu birbirine bağlayan, Kızıldeniz'den Hindistan-Güney Afrika'ya açılan çok önemli bir güvenlik ve kavşak noktasıdır. Portekizli denizci Vasco do Gama'nın 1498'de Ümit Burnu'nu keşfiyle Hindistan'a daha kısa yoldan ve okyanustan ulaşmayı başarmışlardı. Portekizlilerin Kızıldeniz'in girişindeki Aden ve Basra Körfezi'nin girişi olan Hürmüz Boğazı'nı zapt etmesiyle doğunun ticarî mallarını Akdeniz'e götüren yollar Müslümanlar için kapanmıştı. Devrin en büyük Müslüman devleti Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, 1516 -Suriye ve 1517- Mısır ve Yemen'i fethederek Güneydoğu Asya, Kızıldeniz -Akdeniz ticaret akışına müdahale etti. Yavuz Sultan Selim, STRATEJİK DÜŞÜNCEYLE Yemen'e yönelmişti.
BİR) Yemen ve Hindistan'daki Müslümanları ve Mekke'yi Portekizlilerin muhtemel saldırılarından korumak için,
İKİ) Hindistan-Kızıldeniz bağlantısındaki stratejik Deniz yolu üzerindeki Aden'de Osmanlı üssü kurarak Hint-Akdeniz ticaret yollarını kontrol etmek istiyordu.
İngilizler geliyor
1560'dan itibaren, İngiliz Kralı 7'inci Henry-3'üncü Richard, İngiliz sömürgeciliği için Afrika ve Hindistan'ı gözüne kestirdi. 1600 yılında kurulan İngiliz Doğu Hindistan şirketi donanma desteğinde Afrika ve Asya'ya yöneldi.
1763 yılında Hindistan'ı işgal, gelişmiş tekstil endüstrisini ele geçirdiler.
HİNDİSTAN-OSMANLI HATTI:
Hind Müslümanları, 1857 yılında Babür Devleti yıkıldıktan sonra gözlerini Osmanlı'ya çevirmişlerdi. Asya Müslümanları, Cuma hutbelerinde Sultan Abdülhamid'in adını zikrediyor ve kendilerini onun teb'ası sayıyorlardı.
İngiltere'nin en büyük emeli, İslam Birliği ruhunu yok etmekti. Osmanlı hâkimiyetini Arabistan-Hürmüz-Kuveyt-
Akabe-Yemen-Somali hattında boğarak Osmanlı'yı Hindistan'dan uzak tutmaktı. Sultan Abdülhamid'in İttihad-ı İslâm (İSLAM BİRLİĞİ ) politikası İngilizleri çok korkutuyordu. Onu tesirsiz hâle getirmek için Hindistan Müslümanları üzerinde baskı ve şiddet uyguladılar, Arap ülkelerinde Arap Halifeliği'ni öne çıkardılar.
Sonunda, İngiliz-Fransız ve Masonlarca kurdurulan İttihat-Terakki ve dahili-harici satılmışlar vasıtasıyla Sultan Abdülhamid'i tahttan indirdiler.
SONUÇ: İngilizler, Birinci Dünya Savaşıyla Osmanlı'yı yıktılar.
Ortadoğu'yu parsellediler. Petrol havzalarına el koydular. Ve... Türkiye Cumhuriyet'inin Hilafet gücünü elinden aldılar. 100 yıl sonra, Türkiye-
Afrika tarihi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Yemen ilgisiyle, Somali-
Cibuti'de bulunmasıyla, Afrika derinliklerinde Yeni Türkiye'nin jeopolitik hamleleriyle yazılıyor.
YARIN: Tayyip Erdoğan'ın Afrika derinliğinde kurduğu siyasi-iktisadi-dini-insani köprüler...
