BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 26 Aralık 2014

Makedon kardeşim

7 Haziran 2015 seçimlerine 163 gün kaldı. Gizli ve açık anketler, seçimleri Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kazanacağını gösteriyor.
Prof. Dr. Davutoğlu'nun 2015 seçimlerini kazandıktan sonra, önünde hiçbir seçim olmadan kesintisiz icraat yapabileceği 4 yıl gibi sadece Türkiye'nin değil yakın coğrafyamızı da çok yakından etkileyecek bir süreç bulunacak. Siyasi ve ekonomik istikrarın kalbinde oturan Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu, bu 4 yıllık süreci çok iyi değerlendirdiği taktirde, kodlanan 2023 Türkiye'sini gerçekleştirme şansına sahip görünüyoruz.

Bugün gerek "dünya düzeni", gerekse "tarihi gelişmeler" Türkiye'nin önüne 'yüzyılların altın fırsatlar'ını çıkarıyor. Peki 2023'ün Büyük Türkiye'si için neler yapılıyor? Pergelin bir kolu Ankara'da, diğer kolu yakın coğrafyamız üzerinde dolaşıyor.
Balkanlar'da, Kaskasya'da, İslam coğrafyasında, kültürel köprüler yeniden iç içe halkalar şeklinde kuruluyor.

Yeniden, Makedonya'da, Bosna Hersek'teyiz. Yeniden Azerbaycan-Türkmenistan'dayız. Yeniden Hicaz'da-Bağdat'ta Amman'dayız. MEZOPOTAMYA BİRLİĞİ kurmak hayalimiz... Türkiye, Kuzey Irak, Yeni Suriye, Lübnan ve Ürdün arasında Avrupa Birliği gibi bir yapı oluşturulmasını ise Ankara 4 yıl önce düşündü. Bugün bozdular, ama yarınlarda hayalimizin gerçekleşmesi söz konusudur. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Makedonya gezisinde boynuna sarılan bir kardeşimiz hüngür hüngür ağladı. Dökülen gözyaşları, 100 yıllık hasretin sonucuydu. Bugünlere kadar, pasif Cumhurbaşkanlığı, aktif Başbakanlık sistemi ile sadece tek koldan hareket etmiştik. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hemen hemen ilk kez, ülkemiz iki ana koldan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Atatürk'ün temel paradigmasını günümüz koşullarına uygulayarak "Hattı politika yoktur. Sathı politika vardır. Bu satıhta bütün dünyadır" felsefesiyle hareket ediyor. Bir taraftan Cumhurbaşkanlığı diğer taraftan Başbakanlık, dünyanın her yerinde Türkiye bayrağını dalgalandırmak için olağanüstü gayret sarf ediyor. Bu yolda, Halil Rıfat Paşa'nın çok anlamlı bir sözüyle, "Gidemediğin yer senin değildir" düşüncesinin gereğini yerine getiriyorlar.

Gövdeye değil gönüle

Gideceği yeri, iç dünyasına kodlayamamış olan, hedefine asla ulaşamaz. Hatta manen gideceği yeri olmayanların, maddeten de gidecekleri yeri olmaz; çünkü manevi hedeflerini kaybedenler, maddî hedeflerini de yitirirler.
Gidecekleri yer kalmaz.
Başbakan Davutoğlu'nun Makedonya'ya, Bosna Hersek'e, Batı Trakya'ya gitmesinin gövdeye değil, gönüle olduğu apaçık gözleniyor.
Bugün, Türk Devlet adamları gittikleri yerlerde gönüllü bir gövde buluyorlar. Tayyip Erdoğan-
Ahmet Davutoğlu liderliği, gönüle varmak, sevgi dolu bir gönüle ulaşmak için çabalıyor.
Mesafelerin, birliğe, buluşmaya, kavuşmaya asla engel olamadığını gösteriyorlar.

SONUÇ: Bütün hesapların ötesinde bir coğrafya hesabımız var ve yüz yıl önce bu hesapların tam merkezindeki ülkemizin Yeni Dünya düzeninde kenarda kalması asla düşünülemez.
Yeni Ortadoğu biçimlendirilirken ABD ne kadar etkinse, İngiltere ne kadar etkinse, Rusya ve Çin ne kadar etkinse Türkiye' de o kadar belirleyici olmak zorundadır. Görüyorsunuz,100 yıl sonra, bir olan gönüllerin arasına kilometrelerin giremediğini, en uzak gurbetlerin bile Osmanlı-Türk imparatorluğunun gönül insanlarını ayıramadığını.
GİREMEDİĞİN YERDEKİ GÖNÜL SENİN DEĞİLDİR. BUNU BİLİYOR VE ÜLKE ÜLKE, İKLİM İKLİM SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ.