Şimdi Alevi meselesini çözecek net adımlar atılıyor.
Prangalarını kırmış ülkemizin 2023'te BÜYÜK TÜRKİYE olmasının önünü kimse kesemeyecek.
Büyük Türkiye demek, 21'inci yüzyılda siyasi ve ekonomik hinterlandının genişlemesidir. Balkanlar'da, Kafkasya'da, Ortadoğu ve İslam coğrafyasında kültürel köprülerin yeniden iç içe halkalar şeklinde kurulmasıdır. İÇ DERİN LİK: Büyük Türkiye'nin kuruluş stratejisinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun ayrı bir derinliği var.
Bu nedenle 'Stratejik Derinlik' düşüncesinin mimarı Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin doğu ve güneydoğu illerine ayrı bir önem ve değerle yaklaşıyor.
Bu noktada seçim çalışmalarını Hakkâri'den başlatacağını söyleyen Davutoğlu, sadece geri kalmışlığın önlenmesi ötesinde, aziz milletimiz arasına nifak sokan yerli ve yabancı beşinci kolların çökertilmesini amaçlamaktadır. "Ben Türkiye'nin her taşına toprağına aşık birisi olarak, Türkiye'nin her yerine giderim. MHP'ye CHP'ye çağrıda bulunuyorum. Siz de gidin. Hakkâri'den başlatacak seçim kampanyamda Doğu ve Güney Doğu Anadolu'nun her yerinde olacağım" diyen Başbakan Davutoğlu, diğer partileri de Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yönlendirmek istemektedir.
Tunceli'den bakış
Başbakan Davutoğlu, Hacıbektaş'ta, Dersim Katliamı'na "Modern Kerbela" diyerek ezber bozan bir çıkış yapmıştı. Tunceli üniversitesinde alevi hakları açısından tarihi notlar verdi: "Psikolojik eşik aşılacak.
Dar kalıpların dışına çıkılması sağlanacak. Artık evletin resmi ideolojisi olmayacak. Devletin bir tek, milletle bağı ve aidiyeti olacak. Dersim'deki eski kışla müze olacak. Tunceli Üniversitesi'nin ismi, Munzur Üniversitesi olacak.
2015 yılında Zaza Dili ve Edebiyatı ilk mezunlarını verecek.
Yerleşim yerleri isim değişikleri taleplere uygun gerçekleşecek. Eşit vatandaşlık fikri benimsenecek, tüm gelişmelere bu gözle bakılacak.
Din eğitimi ve kültürü dersi içeriğinde sıkıntı yaratan düşünceler tamamen temizlenecek" 'DİYASPORA'YA DARBE: Başbakan Davutoğlu'nun önce Hacıbektaş Veli ve Tunceli'den yürüttüğü stratejik hamleler, on yıllarca Kürt ve Alevi meselesini 'DİYASPORA'lar aracılığıyla kullanan Avrupa ülkelerinin nefesini kesecektir.
Özellikle soğuk savaş döneminde Avrasya'nın kilit ülkesi olan Türkiyemiz üzerinde, Avrupa (İngiltere, Fransa ve Almanya) ve Sovyetler Birliği'nin çatışmacı ideolojilerine yönelik ağır etkisi oldu. Bir taraftan Avrupa, diğer taraftan Marksist kökenli örgütlenmeler, diaspora eliyle Kürt kimliği ve Alevi kimliği üzerinde ötekileştirici bir tekel oluşturmaya çalıştı. Bu da, halklarımız arasında bölgeyi kan ve ateşe boğacak kin-nefret, düşmanlık ve savaş tohumları ekti. Avrupa'da bulunan Kürt ve Alevi diasporaları ve bunların Batılı devletlerle olan siyasi ilişkileri, Türkiye üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanılıyordu.
Artık diaspora destekli örgütlü yapılar, yabancı istihbarat servisleri, her iki kimlik mensupları üzerinde tekel oluşturma şansını kaybedecekler. Bundan sonra toplumsal kırılmalara davetiye çıkarmakta çok zorlanacaklardır. SONUÇ: İnşallah güzel Türkiyemiz 2015'lerden 2023'lere yürürken, kangren olmuş sorunları çözmüş, ayağındaki prangalardan kurtulmuş olacak. Yeni bir Anayasa ile Demokratik Cumhuriyet'i kuracak. Türkiye'de bütün vatandaşların aidiyet hissini güçlendiren bir anlayışın yerleşmesi sağlanacak.
