Korkunç senaryonun 1'inci aşamasının, Başbakan Erdoğan'ın Çankaya çıkışına bariyer olmak, aday olmasını engellemek, sonrasında Köşk'ü yeniden ele geçirmeye ve halkın elinden almaya yönelik olduğu net bir şekilde görünüyor... 2'nici aşama, "İç siyaseti dizayn ederek, enerji havzaları ve boru hatlarının kontrolünü ele geçirmek" olarak değerlendiriliyor.
Sinsi operasyon içine toplumda sarsıntı meydana getirmesi düşünülerek birbirinden çok farklı üç hedefe yönelmesi, korkunç senaryonun bir
STRATEJİK BEYİN VE KARARGÂH tarafından hazırlandığını apaçık gösteriyor. Vurulmak istenen hedefler, çok dikkat çekici...
BİR: Barış sürecini başarı ile yürüten, tecrübeli, ağırbaşlı Bakan Muammer Güler. Dış ticaretin yorulmaz mücadelecisi Zafer Çağlayan, iktidarın parlak toplu konut hamlesinin mimarı Erdoğan Bayraktar... gibi kabinenin parlak ve siyasi geleceği açık bakanların ismi seçiliyor. İKİ: Türkiye'nin uluslararası finans alanında stratejik olarak kullandığı Halkbank'a, uluslararası mercekler çevrilmek isteniyor... ÜÇ: Neden Fatih Belediye Başkanlığı?
Fatih belediyesi özellikle seçildi. İş imar değil, bir başka hedefe, Fatih üzerinden bir yerlere uzanmak isteniyor.
HALKBANK-HİNDİSTAN
Türkiye'nin uluslararası finans alanında stratejik olarak kullandığı Halkbank, yaptığı hamlelerle son iki yılda küresel odakların hedefinde yer alıyordu.
Türkiye'nin İran'la yaptığı işlerde kilit görev yapan Halkbank'ın, Hindistan'a yönelmesi, özellikle Derin İngiltere ve onun dünya çapında etkili MI6 İstihbarat Servisi'nin dikkatindeydi. Dünyanın önemli petrol-gaz tüketimcisi Hindistan Milli Petrol şirketinin, İran-Hindistan arasında Halkbank'ı aracı banka olarak seçmesi, Londra'yı herhalde çok rahatsız etti. Derin İngiltere'nin, Hindistan'a yönelen Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamak için yapmadığı oyun kalmadığı için, Halkbank'ın Hindistan'a yönelmesinin bir MI6 servis operasyonuna uğratılması dikkatlerden hiç kaçırılmamalıdır.
ABDÜLHAMİT'E OPERASYON
Derin İngiltere'nin Halkbank-Hindistan operasyonuna benzer 100 yıl önceki bir olay, bir tarihi gerçeği hatırlara getiriyor: Osmanlı padişahı Abdülhamit, 1904'te gizlice hazırlattığı petrol haritasını hayata geçirmek istiyordu. Musul-Kerkük olmak üzere çıkarılacak petrol işlerinin yürütülmesi için Almanlar'la gizli anlaşma yaparken, sadece bu işle uğraşacak yeni bir BANKA kurmaya karar vermişti. Tam harekete geçilecekken, İngiliz İstihbaratı (Lawrence) haber aldı. Osmanlı Bankası'nın bu işi yapması için bastırdı.
Padişah'ı rahatsız ettiler. Neden? Çünkü Osmanlı Bankası, İngiliz-Fransızların emrinde bulunuyordu.
Ne tesadüf... Osmanlı Bankası'nı kuran meşhur Mayer Amschel Rothschild'tir.
Devamı var. İngiltere Irak petrollerine el koymak için, bir taraftan Ermeni çetelerini harekete geçidi, Padişah'a suikastlara destek oldu. Bir yandan da, Selanik'te İttihat-Terakki'yi kurdurarak, Abdülhamit'i darbe ile iktidardan uzaklaştırma planını uygulamaya soktu. İttihat ve Terakki'yi kuranlar kimlerdi?.. İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde "Yahudi Faktörü" arşivlerde göze batmaktadır. Örneğin, Samual İsrael, soyadını "İzisel" olarak değiştirmiş. Samuel İzisel olarak Hareket Ordusu içinde yer alıp, Abdülhamit'i deviren 1913 Bâb-ı Âli darbesinde çok aktif olmuştu. Şimdi, onların ağabeyleri görevde... Ankara'da MİLLİ KADRO'ların ve bağımsız hareket eden Başbakan Erdoğan'ın bulunması, Neo-Con-Yahudi küresel sermayesinin uykularını kaçırıyor.
