Yerel seçimlere 105 gün kala, CHP'de yaşanan yeni krizler, Türk siyasetinde meşhur olan 'CHP'de oyun bitmez' sözüne haklılık kazandırıyor.
Siyasetin yakın geçmişine bakarsak, CHP'nin 1970'lerden sonra iç sorunları, kulisler, hizipler dışa dönük politika yapabilmesini engellemiştir. "Parti içi demokrasi" normallerini aşarak "hizipler çatışmasıyla parti içi kaosa" uzanan gelişmelere yol açmıştır.
12 Eylül sonrasında siyaset yasağı kalktığında merhum Bülent Ecevit DSP'yi kurmuştu. Para, adam, teşkilat sıkıntıları altında zorlanırlarken, "Bunlara ne gerek var.
Eski arkadaşlarınızın kurduğu partinin başına geçin yeter" diyen siyasetçi dostlarına, ilginç bir karşılık vermişti: "Kesinlikle olmaz.
Sıdkım sıyrıldı. 1980 ihtilalından önce zaten ben CHP genel başkanıydım ama sözümü dinlemiyorlardı bile..."
CHP'nin etkili lideri Deniz Baykal'ın, kasetle genel başkanlıktan düşürülmesi, tam oyun içinde oyundu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun sık sık yönetim kadrosu değiştirmesi, adeta 3'e bölünen partideki hizipler ortada. İnsan malzemesinin bazı kötü alışkanlıkları var
Laiklik bildirisi
Ana muhalefet partisinin 21 milletvekili, Genel Başkanlarını gölgede bırakan, artık eskimiş bir İngiliz manüplasyon aracını canlandırarak, laiklik bildirisi yayınlıyor. Genel Yayın yönetmenimiz Ergün Diler, İngiliz manüplasyonu Laiklik enstrümanını birçok yazısında çok güzel anlatır: "Türkiye'de Sol'un mucidi ve destekçisi Londra'dır. Eğer biraz dikkatliyseniz BASINDA ve SİYASİ PARTİLERDE iyi bir İZ takibi yaptığınızda karşınızda LONDRA'YI bulursunuz. SOL, daha doğrusu sol adına hareket edip bilmeden Londra'ya çalışan güç, Türkiye'de LAİKLİK hassasiyeti en yüksek kesimdir! Bu ideolojiyi yaymak için emrine gazete, televizyon, dergi ve internet verilen SEÇİLMİŞ YÖNETİCİLER, işlerini toz kaldırmadan yaparlar.
Laiklik üzerinden Türkiye'nin önünü tıkarlar, halkı kamplara ayırırlar. Londra'yı arkasına alan bu güç, laiklik hakkında tek kelime ettirmez. Londra, laiklik üzerinden ARAPLAR' LA aramıza duvar örüyordu!
Kendileri görünmeden oralara inerken, Osmanlı çocuklarının, bölgeyle kenetlenmesini istemiyordu'' Türkiye'nin derdi, laiklikmiş. Dünya nereye gidiyor, muhalefetin CHP'li 21 milletvekilinin uğraştığı işlere bakınız.
Peki imzacılar kim?: "Süheyl Batum, Dilek Akgün Yılmaz, Bingül Ayman Güler, Mustafa Balbay, Gürkut Acar, Turgut Dibek, Kemal Ekinci, Oktay Ekşi, Refik Eryılmaz, Recep Gürkan, Namık Havutça, Mehmet Siyam Kesimoğlu, Ali İhsan Köktürk, Emre Köprülü, Mehmet Şevki Kulkuloğlu, Tanju Özcan, Malik Ecder Özdemir, Ramazan Kerim Özkan, Ali Rıza Öztürk, Nur Serter, Kadir Gökmen Öğüt"
İsimlere bakınca, sanki yeni bir parti kurulacakmış gibi... Merhum Turhan Feyzioğlu'nun Cumhuriyetçi Güven Partisi'nin yeni bir versiyonu seçim sonrası canlanabilir...
Mansur Yavaş krizi
CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye adaylığı için eski MHP'li Mansur Yavaş'ın adaylığının gündeme gelmesiyle yeni krizin canları çalıyor. Alevi örgütlerinin ardından CHP (eski SHP)'nin önemli aktörlerinden Murat Karayalçın'ın Mansur Yavaş'ın adaylığına gösterdiği tepki gözden kaçmıyor.
KARAYALÇIN'ın "2009 SEÇİMLERİNDE YAVAŞ KOMPLO YAPTI. Şimdi yine Yaşar Okuyan partiden ayrılmıyor, Mansur Yavaş sahneye çıkıyor. Parti olarak 2009'daki gibi benzer komplo ile karşı karşıyayız" sözleri itiraf gibi...
SONUÇ: 90 yıllık bir partinin Ankara'ya aday bulamaması bir yana.Karayalçın gibi Ankara'yı konuşacak önemli bir siyasetçiye gidilmemesinin ve konuşulmamasının arkasında ne yatıyor olabilir?
