BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 16 Kasım 2013

21 yıl sonra

Mesut Barzani'yi ve Celal Talabani'yi, 21 yıl önce dönemin jandarma genel komutanı Org. Eşref Bitlis, Şırnak'ın Silopi ilçesinde karşıladığı fotoğrafa baktım. 21 yıl içinde Türkiye'nin hangi çemberlerden geçtiğini, sinsi planlardan ve sömürgeci devlet ve istihbarat servislerinin dar alandaki çelmelerinden nasıl kurtulduğunu düşündüm.17 Şubat 1993'de Ankara Güvercinlik Askeri Havaalanı'ndan kalkan uçak 7 dk sonra bir anda yere çakılmıştı. Bu bir suikast mıydı yoksa sıradan bir kaza mı? Yıllardır sorulan bu sorular net biçimde cevaplandırılamadı.
Amerika'nın PKK'ya doğrudan destek verdiğini dillendirerek bu coğrafya üzerindeki politikalarını eleştiren vatansever bir askerdi. CIA, MI6, Mossad, Neo-Con Amerikalılar'la aynı safta yer almış o dönem Türk Derin devletine karşı, sıra dışı bir mücadeleye girişen ve o yola baş koymuş bir isimdi. Eşref Bitlis Paşa, öldürülmeden önce Barzani, Talabani ve Abdullah Öcalan'la görüşmeler yapıyordu. O dönemde ABD'nin Güneydoğu'da konuşlandırdığı Çekiç Güç birliklerinin Kuzey Irak'ta oluşturulmak istenen Kürt devletine hizmet ettiğini söyleyen Bitlis'in, ABD helikopterleri tarafından defalarca taciz edildiği artık bilinen bir gerçekti. Kaza ile ilgili raporu hazırlayan heyetin başkanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel, iddia edildiği gibi uçağın kesinlikle buzlanma, pilotaj, bakım hatası, motor ve dizayn hatası nedeniyle düşmediğini belirtiyordu. 'BU BİR SABOTAJDI' Kaza sonrasında JİTEM kurucusu olduğu söylenen Arif Doğan'ın Eşref Bitlis'le ilgili ses kaydı ortaya çıkıyordu: Eşref Paşa'nın ölümü... 'Cem Ersever yaptı' diyorlar.
Ben düestek vermesem nasıl yapacaktı ki...
Eşref paşa'nın olayından sonra hata yaptım ve hala uyuyamıyorum...
Önce; Eşref Paşa'yı öldürdüler. Sonra da Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı zehirlediler.
Şehit ettiler. Özal'ın en yakın çalışma arkadaşı olan Özel Kalemi, E. Milletvekili Feyzi İşbaşaran önceki aylarda Takvim'e şöyle konuştu: Rahmetli Özal, Eşref Bitlis Paşa ile Malatya'dan çocukluk arkadaşıydı.
İkisi de Kürt sorununun çözümü ve PKK'nın bitmesi için çırpındı. Hem Eşref Paşa, Kuzey Irak'ta defalarca kez Öcalan'la görüştü.
Öcalan ikna olmuştu. Silahlar susacaktı.
Ama ömürleri yetmedi. Şeytanın aklına gelmeyecek planlar yapıldı. Başarılı oldular.
Çözüm olmadı. Maalesef 'Kan aksın' diyenler kazandı...
Kaza olarak lanse edilen o olayın sabotaj olduğunu bugün kimse inkâr edemiyor.
Bu bağlamda, halkımız o dönemin Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş'in gerçekleri yeniden gözden geçirmesini ve Türkiye'nin başına çorap örmek isteyen güçleri karanlıktan aydınlığa çıkarmasını bekliyor.
SONUÇ:
Rahmetli Turgut Özal ve Eşref Bitlis o zaman başarılı olsalardı, Türk ve Kürt binlerce genç ölmeyeceklerdi, teröre harcanan milyarlarca dolar paranın vatanın eğitimi, sağlığı, kalkınması için kullanılacaktı.
PKK'nın derin kodlarını çözme, 21 yıl sonra Öcalan'la yürütülen barış sürecine o dönemde ulaşma hedeflerini havaya uçurdular. 21 YIL SONRA, Büyük milletimizin birliği onları tökezletti. Başbakan Tayyip Erdoğan, İmralı odaklı barış sürecini başlatma ve Barzani'yi Diyarbakır'a davet ederken ortaya koyduğu tavırla, şehit edilen Bitlis Paşa'nın akan kanının yerde kalmadığını gösterdi. Onu öldürenleri 'gıyaben idam eden' bir karara imza attı.